Kobanê Davası’nda iddianame okunmadan müşteki beyanları alınıyor 2022-04-04 09:02:14 ANKARA - Kobanê Davası’nda farklı illerde talimatla ifadesi alınan müştekilerin, UYAP sisteminden iddianame açılmadan beyanları alındı. Avukat Ali Bozan, mahkemenin usulsüzlük yaptığını söyledi.  DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 11’inci grup duruşmaları devam ediyor. Duruşmalarda avukatlar bir kez daha müştekilerin usulsüz bir şekilde talimatla dinlenmemesi gerektiğini vurguladı. Dava dosyasına giren ve talimatla alınan müşteki beyanlarının bir kısmında 3 bin 530 sayfalık iddianame ve bini aşan eklerinin okunduğu ileri sürülürken, kimisinde ise iddianame açılmadan müşteki ifadeleri alındı. Dava dosyasında yeni giren son 3 müşteki beyanında ise dosyanın nasıl alelacele ve hukuksuz bir şekilde bitirilmeye çalışıldığını bir kez daha ortaya koydu.   HEM İDDİANAME HEM EKLERİ OKUNMUŞ   Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dahi iddianamenin tamamı okunmazken, talimatla Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifadesi alınan Ü.Y.’nin ifade tutanağında “ekli iddianame ve ekleri okundu” şeklinde belirtildi. Müşteki aynı zamanda ifadesinde Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kendisinin arandığını da söyledi.   İDDİANAMEYİ BİLMEDEN ŞİKAYETÇİ OLDU!   Tatvan 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde talimatla ifadesi alınan müşteki M.A.’nın ifade tutanağında ise iddianamenin okunup, okunmadığına dair de beyanlara yer verilmedi. Yine İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ise talimatla ifade alan hakim, “İddianame UYAP sisteminden açılmadığı için okunmadı” şeklinde tutanağa geçti. Okunmayan iddianamede ise müşteki olarak ifadesi alınan E.K. yargılanan siyasetçilerden şikayetçi oldu.   Dava avukatlarından Ali Bozan, mahkemenin müşteki ve tanık dinlemedeki ısrarı ile davanın geldiği aşamayı değerlendirdi.    Ceza Muhakemeler Kanunu (CMK) gereğince müşteki ve tanıklar ancak yargılananların savunması bittikten sonra dinlenebileceğini hatırlatan Bozan, “Ancak Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tensip zaptıyla birlikte müşteki dinleme, farklı il ve ilçelerdeki mahkemelere talimatlar yazmaya başladı. Mahkemenin yaptığı işlemin hukuka aykırı olduğunu her defasında dile getirdik ve bu ara karardan vazgeçmesini söyledik. Ancak mahkeme, siyasal iktidarın heyet üzerindeki baskısı nedeniyle maalesef usulsüzlüğe devam etti. Dosyada 2 bin üzerinde müşteki/mağdur var bunların ifadesi için farklı kentlerdeki mahkemelerden talimatla ifade alınma işlemini sürdürüyor” dedi.   USULE AYKIRI DİNLEME    İfade alma işleminin hukuksuz olmasının yanı sıra müşteki beyanlarının da usule aykırı alındığına dikkat çeken Bozan, usulen ifadesi alınan kişiye ya iddianamenin okunması gerektiğini ya da özetlenmesi gerektiğini hatırlattı. Müştekinin hangi gerekçeyle ifadesine başvurulduğu, haklarının neler olduğuna dair de bilgilendirilme yapılması gerektiğini kaydeden Bozan, “Ancak talimatla duruşma tutanaklarını incelediğimizde birçok mahkemede ‘UYAP’tan iddianame açılmadı’ denilmesine rağmen ifadesi alınıyor. Bunlar tutanaklara, yazılmış kişi ifade vermiş ve müvekkillerimizden şikayetçi olmuş. Bu açık bir hukuksuzluk. Bazı tutanaklarda bir gün içerisinde 5-10 dakika 3 bin 530 sayfalık iddianamenin okunması söz konusu. Bunun bir günde okunması mümkün değil. Bazı duruşma tutanaklarında iddianame ve eklerinin müştekiye okunduğuna dair ifadeler var. Bu dosya geldiği aşama itibariyle bin dosyayı geçti. Türkiye’nin hiçbir yerinde hiçbir hakim iddianame ve eklerini müştekiye okumaz, okuyamaz. Müştekilerin bu şekilde ifadeleri alınıyor ve dosyaya ekleniyor” diye aktardı.   Müşteki dinlenmesinden vazgeçilmesi yönünde de birçok taleplerinin heyet tarafından reddedildiğini aktaran Bozan, en azından müştekilerin yargılamanın yapıldığı mahkemede dinlenmesi gerektiği yönünde de talepleri olduğunu vurguladı. Bozan, “Şunu biliyoruz, mahkeme salonunda hazır edilen ya da SEGBİS ile dinlenen, doğrudan soru sorabildiğimiz müştekilerin neredeyse tamamı şikâyetten vazgeçti. Hatta mahkemece tanık olarak dinlenen bir yurttaş siyasetçilerin tahliyesini istedi. Bu ceza yargılaması usulünden karşılaşılmayan bir durum. Mahkeme heyeti, usulsüz ve hukuksuzlukları tutanakları ve delilleriyle ortaya koymamıza rağmen tanık ve müşteki beyanlarını almaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.   MAHKEME KABUL ETTİ    Heyetin ısrarla müşteki ve tanık dinleme usulünü devreye koymasının arkasında siyasi iktidarın baskısı olduğunun altını çizen Bozan, şöyle devam etti: “Bu baskıda açıkça şunu söylüyor; ‘Bir an önce bu mahkemeyi bitirin, Kobanê Kumpas davasını sonuçlandırın, HDP’li siyasetçilere ceza verin’. Bu baskı ile mahkeme hiçbir kanunu dinlemeden kendince bir yargılama yapmaya çalışıyor. Mahkemenin usulsüzlüklerini dile getirdiğimiz de heyet, ‘Bunlara dair üst mahkemeye itirazlarınızı yaparsınız’ dedi. Yargılamayı yapan mahkeme aslında esasen usulsüzlük yaptığını kabul ediyor. Diyor ki; ‘Ben usulsüzlük yapıyorum, kanun, hukuk tanımıyorum, ben usule aykırı karar vereceğim. Siz daha sonra benim kararımı üst mahkemelere götürürsünüz’. Maalesef yargılamayı yapan mahkeme kendinden umudu yok. Hukuka uygun karar vereceğinden emin değil.”   ATADEDELER SORUŞTURMASI   Kobanê Davası’nda iddianamenin kabulü aşamasından yargılamanın yapıldığı günümüze kadar birçok hukuksuzluklarla dolu olduğunu dile getiren Bozan, bu hukuksuzlukların ve dosya üzerindeki şaibelerin bir önceki heyet başkanı Bahtiyar Çolak hakkında ortaya çıkan iddialarla delillendiğini belirtti. Çolak hakkında soruşturma başlatılmasından haberdar olmadan önce Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) dava dosyasında yapılan yargılamadaki usulsüzlükler nedeniyle şikayetçi olduklarını anımsatan Bozan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün itibariyle hakkında geçmişte şikayette bulunduğumuz mahkeme başkanı Bahtiyar Çolak’ın yürütülen ‘Atadedeler’ soruşturmasında gözaltına alındığı, evinin arandığı, hakkında ev hapsi şeklinde adli kontrol uygulandığını öğrendik. Düşünün ki dava dosyasına özel olarak atanan mahkeme heyetinin başkanının sizle ilgili aylarca yapılan yargılama yapan, özgürlüğünüzü kısıtlayan bir mahkeme başkanı bir çetenin iki numaralı ismi olduğu iddiasıyla gözaltına alınıyor.”   BAHÇELİ VE SOYLU HEDEF GÖSTERDİ   Çolak hakkında ortaya çıkan iddialar ve yargılamanın başladığı ilk dönemlerde iktidar ve ortağının hedef göstermelerine dikkat çeken Bozan, “Kobanê Kumpas Davası kabul edildiğinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli çıkıp, açıklama yaptı. Açıklamasında HDP’yi kapatma çağrısında bulundu. Yargılama başlar başlamaz bu ülkenin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 3 dakika 45 saniyelik bir video ile müvekkillerimizi, HDP’yi mahkemeyi baskılayacak şekilde hedef gösterdi. O aşama da Bahtiyar Çolak mahkeme başkanıydı. Bu insanların kendisine talimat veremeyeceğini, baskı kuramayacağını, bu nedenle suç duyurusunda bulunulmasını istedik, ancak reddedildi. Bugün ise Çolak’ın iki numaralı ismi olduğu örgütün Devlet Bahçeli’nin referansı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da bilgisi dahilinde kurulduğuna dair iddialar var. Bu iki olayı birleştirdiğimizde Çolak Kobanê Davası’nın başkanı ve duruşmalar başlar başlamaz bu iki isim mahkemeye talimat niteliğinde açıklamalar yapıyor” ifadelerini kullandı.   'ÇOLAK’IN İŞLEMLERİ YOK HÜKMÜNDE'   Çolak hakkında yürütülen soruşturmanın basit bir soruşturma olmadığını ve bu aşamada Kobanê Davası yargılamasının da durdurulması gerektiğini ifade eden Bozan, şöyle konuştu: “Çetecilik iddiasıyla ev hapsinde bulunan mahkeme başkanının yaptığı işlemlerin ve altına imza attığı işlemlerin tamamı yok hükmündedir, geçersizdir. Bahtiyar Çolak’ın çetecilik iddiasıyla gözaltına alınması, ev hapsinde tutulması, bizim yargılamanın başladığı günden itibaren dile getirdiğimiz şaibeler temellendi, delillendi, kesinleşti. Mahkeme bu aşamadan sonra HSK’de Çolak hakkında yapılan soruşturmayı incelemesi gerekirdi. Yine Çolak hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı soruşturmayı incelemesi gerekirdi. Maalesef mahkeme başkanı ara karar kurmadı” dedi.   'USULSÜZLÜKLERE HEYET SAHİP ÇIKIYOR'   Bozan, Türkiye’de yargının geldiği durumu şöyle özetledi: “Şu an yargı Sıkıyönetim Mahkemelerini, Devlet Güvenlik Mahkemeleri’ni (DGM) yargılamalarını aratır konumda. Cemaatin yargı yapılanması KCK davaları adı altında on binlerce Kürdü, muhalifi tutukladı, yargıladı ve ceza verdi. Bu kararlara imza atan kişiler daha sonra yasadışı bir örgütün üyesi ve yöneticisi olduğu gerekçesiyle haklarında işlem yapıldı. Kimisi gözaltına alındı, kimisi yargılandı, ceza aldı ancak bu kişilerin altına imza attığı kararlar hala yerinde duruyor. Hala KCK davalarından hukuka aykırı bir şekilde yargılanan binlerce Kürt cezaevinde. Bugün de Bahtiyar Çolak’ın ikinci ismi olduğu bir yasadışı yapılanma söz konusu ve bu yapının ciddi ilişkilerinin olduğu iddiaları var. Yurtdışında masalar kurduğu iddiaları var. WhatsAp gruplar söz konusu ancak Çolak’ın yaptığı işlemler geçerlidir. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti de önceki usulsüz işlemlere sahip çıkıyor.”   MA / Berivan Altan