Koçyiğit: HDP'nin stratejisi ezberleri bozdu 2019-06-22 14:17:24   İSTANBUL – Kamu emekçileri buluşmasında konuşan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, İstanbul seçimlerine dikkat çekerek, HDP'nin 31 Mart seçtiği seçim stratejinin Türkiye'deki ezberleri bozduğunu ifade etti.    Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyesi kamu emekçileri, önümüzdeki süreçte yürütecekleri çalışmaları tartışmak amacıyla kongrenin Taksim’de bulunan Genel Merkezi'nde bir araya geldi. Buluşmaya HDK eşsözcüleri Sedat Şenoğlu ile Gülistan Kılıç Koçyiğit de katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yağan HDK Eş sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, ağır bir sürecin içinden geçtiklerini belirterek, “Özellikle 7 Haziran 2015’ten beri devletin çok amansız bir şekilde yürüttüğü saldırı konsepti ile karşı karşıyayız. Devlet birçok anlamda demokratik siyaseti bastırmak, demokratik mücadele hattını geriletmek açısından bir plan devreye koymuş durumda. Ve bunun birçok alandaki yansımalarını görüyoruz. Demokratik siyaseti toplumsallaştırmaya çalışan bütün iyi değerler yok edilmeye çalışılıyor” dedi.    'İKTİDAR KESK'İ BERTARAF ETMEK İSTEDİ'   Kamu emekçilerine yönelik de bir saldırının olduğunu sözlerine ekleyen Koçyiğit, bu dönemde çok yoğun bir şekilde açığa alma, ihraç ve soruşturmaların yaşandığına dikkat çekerek, “Bu saldırıdaki temel amaç KESK’in açığa çıkardığı mücadele hattını kırmaktır. AKP-MHP faşizmi KESK’i kendi sorunları ile boğuşur hale getirmeyi amaçladı. Bunu ise kısmi bir şekilde başardıklarını görüyoruz. KESK’in birlikte yaşamanın ve mücadele etmenin okulu olduğunu vurgulayan Koçyiğit, “KESK Kürt kamu emekçileriyle Türkiyeli kamu emekçilerinin buluştuğu yan yana geldiği ve birlikte sisteme karşı koydukları temel bir yerdi. İktidar ise bunu geriletmek ve bir şekilde bertaraf etmek istiyordu. Bu saldırılarının bir yönünün de işte tam da barındırdığı çoğulculuğa, farklılıklarla birlikte yol yürüme iradesine dönük bir saldırı olduğunu açık ve net bir şekilde görüyoruz” diye belirtti.    ‘KRİZİ YÖNETEMİYOR’   Yaşanan ekonomik krize de işaret eden Koçyiğit, devletin krizini yönetemediğini belirterek,“Her kriz dönemini belirli reformlarla belli paketlerle atlatmaya çalışıyorlar. Devlet bunu yaparken çok merkeziyetçi ve çok katı bir şekilde kendisini organize ediyor. Bu organizasyonun içerisin de tabi ki bizler her zaman için ezilen yok sayılan tarafta yer alıyoruz. Bütün bu dönüşüm sürecinin içerisinde her birimizin etkilendiği her bir mücadele alanında oldukça etkilendiği çok açık ve net. Bundan belki de en fazla payını alan mücadele alanlarından biri de sendikal alanlar, kamu emekçilerinin mücadelesidir” ifadelerini kullandı.    ‘HDP ÖNEMLİ BİR DENKLEM KURDU’   31 Mart seçimlerine de değinen Koçyiğit, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: “31 Mart seçimleri öncesinde de HDP’nin belirlemiş olduğu bir strateji vardı. Bu stratejinin kendisi Türkiye’de gerçek anlamda ezberleri bozdu. Toplumu iki kutup arasına sıkıştıran ve bu iki kutup arasında aslında bir şekilde alternatif olanın görünmez kılınmasını, silikleştirilmesini ve bir iddiasının olmamasına yol açan bir siyaset denklemi kuruluyordu. Tam da bu siyasi denklemine yönelik HDP’nin yaptığı hamlenin kendisi bugün kendi gövdesini, kendi seslenme alanını çok daha genişletmiş ve başka bir iddia ile yeniden ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bunun 23 Haziran seçimlerinde de korunuyor olması ve özellikle iki günden beri İmralı ile yapılan görüşme üzerinden Sayın Öcalan’ın notlarının bir şekilde manipüle edilerek, sanki bir boykot çağrısı yapıyormuş gibi bir algı oluşturmaya çalışması en nihayetinde bize AKP ve MHP faşizminin ne kadar tıkandığını ve yenildiğini gösteriyor. Bu anlamda bizler HDK olarak mesajda iletilen demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde demokratik siyasetin yol alması ve demokratik bir anayasa ittifakının kurulması meselesini temel bir gündem olarak alıyoruz. HDK olarak da bütün bu sıkışan toplumsal yapıyı hem inançsal hem kimliksel hem cinsiyet ekseninde aslında katalize edilen, birbirine düşürülmeye çalışan bütün toplumsal yapıları içerdiğimizi ve hep beraber mücadele ettiğimizde, yan yana geldiğimizde gerçek, özgür, demokratik bir yaşamı inşa edeceğimizi biliyoruz. Bu anlamda 3’üncü yol kavramının teorisini yeni yaşam perspektifinin her alana sirayet etmesi gerekiyor. Sanırım bunu kamu emekçilerinin mücadelesi açısında da değerlendirmek, açmak, tartışmak ve 3’üncü yol açısından da kamu emekçilerinin mücadelesini yeni dinamik bir mücadele hattına çağırmak hepimizin tarihsel görevidir diye düşünüyorum.”     Koçyiğit’in konuşmasının ardından buluşma basına kapalı devam etti.