Soro: Suriye’de denklem yeni başlıyor 2019-10-25 09:53:11 ANKARA - Kürt siyasetçi Selahattin Soro, "Denklem yeni başlıyor" dediği Suriye’de “Türkiye kazandı” söylemine ilişkin olarak, “Esad’ı devirmek istedi başaramadı. Namaz kılacaktı, kılamadı. Belli yerleri ele geçirmiş olabilir, fakat uluslararası camiada terörün ortağı olduğu deşifre oldu” dedi.    Türkiye’nin ABD ve Rusya’dan aldığı yeşil ışıkla Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırıları, savaşa yeni bir boyut getirdi. Türkiye’nin saldırıları ve sonrasında yaşanan diplomatik gelişmeleri değerlendiren Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Dış İlişkiler Komitesi Üyesi Selahattin Soro, ABD-Rusya ve İsrail’in Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek için Suriye’de yeni bir süreç başlattığını ifade etti. Soro, “Yeni bir paylaşım vardır. Paylaşım Suriye ve Irak üzerinde olacaktır. Önümüzdeki süreçte de çatışma zemini Suriye ve Irak sahasında daha da kapsamlı şekilde olacaktır. Bunun böyle görülmesi gerekir” dedi.   ORTADOĞU’DA YENİ BİR DENGE   “ABD’nin bölgeden çekilmesi demek, 8 yıllık DAİŞ'e karşı otaya çıkan dengenin yıkılması demektir” hatırlatmasında bulunan Soro, ABD’nin Suriye’de asker çekmesinin bile kendi başına Suriye’de yeni bir dengenin oluşması anlamına geldiğini söyledi. Soro, “DAİŞ ve türevlerine yönelik gerçekleşen savaşta yeni bir denge ortaya çıktı. Bu denge yeni bir sürecin ve yeni kaotik bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirmek gerekir. Bu dengede Türkiye’nin ve İran’ın çok stratejik bir savaşı söz konusu olacaktır. Türkiye bu hamleyi Kürtler üzerinde kamuoyunda pazarlarken, aslında İran’a karşı Suriye zemininde ve Ortadoğu’da pozisyon elde etmeyi amaçlamaktadır. Bunun böyle okunması gerekir” dedi.    SİYASİ KÖRLÜK   Soro, dünyada tartışma konusu haline gelen ABD’nin Suriye’den asker çekmesine ilişkin ise, “Tabii ABD’nin çekilmesi aslında fiziki güç olarak çekilmesidir. Siyasetten ABD’nin bölgeden, Suriye’den ve Irak’tan çekildiğini söylemek, siyasi körlüktür. Yani ABD hiçbir yerde çekilmez ve sadece pozisyon değiştiriyor. Bu pozisyon değiştirme sürecinde de ABD’nin boşalttığı alanları Türkiye doldurma girişiminde bulundu. Bunu da Kürtlerin kazanımlarını ortadan kaldırarak yapmaya çalıştı. Bu durum Türkiye için hayırlı bir yaklaşım olmayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.    KÜRTLER İÇİN YENİ BİR DÖNEM   Soro, savaşın sadece silahlarla ya da mevzilerde değil aynı zamanda masada, diplomaside, koridorlarda da yürütülen bir olgu olduğunu hatırlatarak, “Kürtler belli bir dönem çatışma gerçekleştirdi ve şimdi ise diplomatik bir süreç içindedirler. Bu da bir savaş. Bu da bir mücadele. Dolayısıyla Kürtler nasıl ki savaş zemininde kendi çıkarlarını, konumlarını, yarattıkları değerleri korumak için bir mücadele yürüttülerse, diplomasi ve siyaset sahnesinde de bu çıkarlarını korumak için mücadele yürütüp savaşacaklardır. Kürtlerden teslim olmalarını beklemek, değerlerinde ya da kazanımlarından vazgeçmelerini beklemek abesle iştigal etmektir. Bu açıdan Kürtlerin önünde yeni bir dönem, yeni bir süreç başlayacaktır. Nasıl ki DAİŞ ortaya çıktığı zaman Kürtler örgütlerini yani YGP, YPJ, QSD’yi oluşturup ve ona göre yaşadıkları coğrafyayı terörden arındırdılar, insanlığı büyük bir beladan kurtardılar ise, DAİŞ sonrası oluşan bu yeni denklemde de süreci okuyup, ona göre kendilerini örgütleyip mevzileneceklerdir. İttifaklarını ona göre geliştireceklerdir. Uluslararası ilişkilerini ona göre geliştirecekler. Savaş mühendisliğini ona göre geliştirecekler. Yani toptan bir mücadele süreci başlayacaktır Kürtler için” diye konuştu.     NEYDİ NE OLDU?   Soro, Türkiye’nin gerek ABD ile gerekse de Rusya ile yaptığı görüşmeleri “diplomasi başarısı” şeklinde sunmasını ise şöyle yorumladı: “Bu tarz değerlendirmeler yapabilirler. Sonuçta taraflar çatıştılar ve çatışma sonrası yeni bir durum gelişti. Burada saldırgan ve fiili dengeye müdahale eden güç Türkiye oldu. Dolayısıyla bakmak lazım Türkiye’nin ulaşmak istediği hedef neydi ne oldu… Kürtler sahada Suriye’nin bir parçasıdırlar ve DAİŞ e karşı mücadele etmiş uluslararası koalisyonun ortaklarıydılar. Koalisyon sahada çekildikten sonra Türkiye müdahale etti ve Türkiye bu müdahale ile tüm Kürt kazanımlarını ele geçirip, Suriye’nin Kuzey’inde kendi denetimlerinde ve terörist grupların üsteleneceği bir alan yaratmak istedi. Ama bunu başaramadı. Esad’ı devirmek istedi bunu başaramadı. Alternatif bir ordu yaratıp egemen kılmak istedi bunu başaramadı. Alternatif bir hükümet yaratmak istedi onu da başaramadı. Namaz kılacaktı, kılamadı. Şimdi Türkiye coğrafi olarak belli yerleri ele geçirmiş olabilir fakat uluslararası camiada terörün ortağı, Kürt halk düşmanları olduğu kabul edildi aynı zamanda. Yine halkların, insanların nazarında teşhir olmuş, terörle ortaklık yapmış bu yanlarıyla da deşifre olmuşlardır. Bence bu şekilde ele alıp değerlendirmek gerekir. Ki zaten denklem yeni başlıyor. Daha kimin büyük kaybedip, kimin büyük kazanacağını mücadele ve süreç belirleyecektir.”   ‘KÜRTLER DENKLEM DIŞI BIRAKILAMAZ'   Türkiye ile Rusya arasında yapılan 10 maddelik mutabakat sonrası Rusya’nın Kürt politikasında bir değişikliğe gidip gitmeyeceğine dair de değerlendirmelerde bulunan Soro, devamla şunları aktardı: “Rusya’nın Kürtleri reddedeceği ya da Kürtleri gözden kaçırma gibi bir durum söz konusu olamaz. Zaten Suriye savaşı öncesinde de Kürtler Suriye’de yok sayılmamış, defacto olarak Esad’ın iktidar ortağıydılar. Kürtlerin defacto sistem içinde tarifi yapılmıştı. Bu savaştan sonrada Esad ya da Rusya’nın Kürtleri denklem dışı bırakması mümkün değildir. Çünkü Esad’ın sistemini devam ettirebilmesi için Kürtlere ihtiyacı var. Şuanda Rusya’nın 200 yıllık hayalleri gerçekleşmiş. Hem Akdeniz’de hem de Ortadoğu’da çok önemli bir aktör olarak öne çıkmış durumda. Bunu da ABD ile senkronize yapıyorlar. Rusya, burada Kürtleri kendi yanında tutarak, bölge devletlerini daha iyi hizaya getirebilmek için Kürt kartını kolay kolay elinden bırakmayacaktır."   ‘TÜRKİYE’Yİ ZOR BİR SÜREÇ BEKLİYOR’   Gelinen süreçte Suriye’de taşların hala yerine oturmadığını vurgulayan Soro, Suriye savaşı sürecinin zaman alacağını söyledi. Soro, özellikle Türkiye’nin ABD’nin boşalttığı yerlere girme planının Türkiye’nin başına yeni belalar açacağını dile getirerek, “Türkiye’yi ne bekliyor. Türkiye’yi çok zor bir süreç bekliyor. Avrupa’nın buna sessiz kalmayacağı, özellikle Almanya’nın başlattığı bir girişim var. NATO toplantısı bunu değerlendirecek, Avrupa’dan kimi yaptırımlar ve politikalar olacak. Ortadoğu’da hiçbir güç yegâne kalamaz. Özellikle Almanya, Fransa, İngiltere önümüzdeki dönemde daha farklı denklemler daha farklı senaryolar ortaya çıkaracaktır. Kürtlerin de çok farklı senaryolar ile çok farklı politikalar ile bu sürece kendisini hazırlaması gerekir. Bunun içerisinde en önemli nokta ise meşru savunmanın ve öz savunmanın daha kapsamlı biçimde ele alınıp, geliştirilmesi olmalıdır” dedi.   'KÜRTLERİN DİPLOMASİSİ GELİŞMELİ'   Kürtlerin dünya ülkeleri ile yürüttükleri diplomasiye ilişkin de konuşan Soro, sözlerini şöyle tamamladı: “Kürtler dünya sahnesine nasıl ki askeri anlamda bir aktör olarak çıktılarsa, diplomasileriyle de bugün en üst temsilde ve dünyanın en önemli karar verici aktörleri ile muhatap olma pozisyonunu elde ettiler. Bunun sürdürülmesi, kalıcılaştırılması ve kazanca dönüştürülmesi önemli. Ulusal ve diplomatik siyasetinin daha gelişmesi gerekir. Kuzey Kürdistan’da HDP üzerinde, Başuré Kürdistan’da Federal Hükümet üzerinde bir diplomasi ve Rojava’da da süreçle birlikte üst düzeyde bir Kürt diplomasinin gelişmesi gerekir.”    MA / Selman Güzelyüz