Prof. Keyman: Erdoğan’ın Biden yönetimi ile işi zor

img

İSTANBUL – ABD Başkanı Biden’ın, Türkiye’yi S400’ler konusunda net bir karar vermeye zorlayacağını belirten Prof. Dr. Fuat Keyman, Trump-Erdoğan ikilisine dayalı bireysel ilişkinin son bulması nedeniyle Türkiye’nin işinin Biden döneminde bir hayli zor olacağını söyledi. 

Trump yönetiminden koltuğu devralıp, 20 Ocak’ta göreve başlayan ABD’nin 46’ncı başkanı Joe Biden’ın Ortadoğu politikaları ve bu bağlamda Türkiye’ye yönelik izleyeceği siyaset merak konusu. 6 dönem Senato üyeliği ve iki dönem de Başkan Yardımcılığı yapan Biden, ülkesinde sistemin işleyişini en iyi bilen siyasetçilerden biri olarak değerlendiriliyor. 
 
ABD'nin Ortadoğu siyasetinde son dönemde yaşadığı belirsizlikler ve gerilemelere karşı daha aktif rol oynayacağı ifade edilen Biden yönetiminin, Trump-Erdoğan arasındaki bireysel ilişkilerin aksine Türkiye ile kurumsal ilişkileri ön plana çıkarması bekleniyor.
 
Biden yönetiminin iç politikada izleyeceği adımların yanı sıra Ortadoğu bağlamında olası Türkiye, Suriye, Irak, İran ve Kürt politikalarını değerlendiren İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman, ABD Dışişleri Bakanlığı, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörlüğü ile CIA’ye atanan isimlere dikkat çekerek, Türkiye’yi zor bir sürecin beklediğini ifade etti.
 
İLK İŞ ÜLKE İÇİ DEMOKRASİ
 
Biden yönetiminin ilk 100 gün içinde atacağı adımların ülke içinde demokrasiyi yeniden inşa etmek, Trump ve Trumpizmden kurtulmak ile kurumların yeniden güçlenmesini sağlamak olacağını dile getiren Keyman, ülke dışında da çok taraflılığa dayalı zorlayıcı diplomasiyle Amerika’nın dünyadaki liderliğini hem etki hem de prestij anlamında yeniden inşa etmeye çalışılacağını belirtti.
Keyman, Biden’in her iki alanda da Başkanlık kararnameleri ile hızlı bir şekilde yönetime başladığını söyledi.
 
ŞAHSİ İLİŞKİ DÖNEMİNE SON
 
Türkiye’nin hem demokrasi hem de dış politika temelinde Biden yönetiminin önem verdiği ülkelerden biri olacağını söyleyen Keyman, fakat Erdoğan hükümetinin işinin Biden döneminde Trump dönemine göre biraz daha zorlaşacağını kaydetti. 
 
Keyman, nedenini ise şöyle açıkladı: “Çünkü burada son 4 yıldır Erdoğan-Trump ilişkisine indirgenmiş, kurumların, bakanlıkların, düşünce kuruluşlarının pek yerinin olmadığı, ikilinin telefon konuşmalarına dayalı bir ilişki biçimi vardı. Artık bu ilişki biçimi olmayacak. Bu lider- liderden, lider kurumlara geçiş olarak tanımlanıyor. Öyle olduğu için ilişkiler Biden’dan daha çok Dışişleri Bakanlığı, askeri ve güvenlik kurumları ve hatta belli düşünce kuruluşları temelinde zorlayıcı diplomasiye dayalı bir şekilde başlayacak. Aslında başladığını da görüyoruz.” 
 
TÜRKİYE TERCİHE ZORLANACAK
 
Türkiye’de Başkanlık Rejimi içinde daha çok lidere dayalı bir yönetim tarzı olduğuna ve bunun Biden yönetiminin tarzına uymadığını ifade eden Keyman, “O yüzden de Amerika zorlayıcı diplomasi ile hareket edecek ve geri adım atmayacak. Türkiye buna karşı özellikle hükümet temelinde nasıl yanıt verecek bunu da göreceğiz. Bu konuda Biden yönetimindeki önemli yerlere gelen isimler dikkat çekiyor. Örneğin Dışişleri Bakanlığı’na Antony Blinken, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörlüğü’ne Brett McGurk ve CIA başına da William Burns’un getirilmesi çok önemli. Bu kişilere, söylemlerine ve ideolojilerine baktığımız zaman Türkiye’yi Amerika, Avrupa Birliği ve NATO ile tüm ilişkilerinde tercih yapmaya zorlayacaklar. O yüzden de bir taraftan Türkiye’ye Amerika, Avrupa Birliği ve NATO ile ilişkilerini güçlendir, öte yandan Rusya ile ilişkilerini tekrar dengele diye bir zorlama gelecek” diye belirtti.
 
S400’LER KONUSUNDA YAPTIRIM OLABİLİR
 
Keyman, Türkiye’nin Trump yönetiminden farklı olarak net bir şekilde S400’ler ve F35’ler arasında bir tercihe zorlanacağının altını çizdi. Aksi durumda Türkiye’ye bu konuda yaptırımlar uygulanabileceğini söyleyen Keyman, Türkiye’nin S400’lerle ilgili artık Amerika’ya ve NATO’ya net bir yanıt vermesi gerektiğini kaydetti.
 
Keyman, Dışişleri Bakanı Blinken’ın Senato’da sarf ettiği ‘hem S400’ler hem F35ler olmaz, Türkiye ilişkilerini yeniden yapılandırmak durumunda yoksa sözde stratejik müttefik konumunda olur’ yönündeki sözlerinin de bunun göstergelerinden olduğuna işaret etti.
 
KÜRESEL LİDERLİK PEKİŞTİRİLECEK
 
Keyman, Biden’ın Trump yönetiminden kalan sorunlardan dolayı öncelikli olarak iç meselelerin çözüme kavuşturulmasına odaklanılacağı için dış politikada bazı konuların ötelenebileceği görüşünde.
Fakat dış politikada çok net olarak Trump’ın son döneminde Kovid-19’un da etkisiyle Libya’da, Doğu Akdeniz’de, Azerbaycan-Ermenistan sorununda ve tüm bu alanlarda zayıf ve etkisiz hale gelmesinden duyulan bir rahatsızlık olduğunu söyleyen Keyman, “Bu rahatsızlığa bağlı olarak yeniden küresel liderliğini pekiştirme adı altında etki alanını genişletme çabasına girdiğini görüyoruz. Bu alanlara girmek için NATO ve Avrupa Birliği’nin kullanılmasının yanı sıra ittifaklar yoluyla çok taraflılık yöntemi kullanılacak. Öbür taraftan da zorlayıcı diplomasi yöntemi kullanacak. Yani Amerika yaptırımlar yoluyla diplomasiyi sadece bir müzakere değil, aynı zaman zorlayıcı dönüştürücü bir niteliğe büründürecek” ifadelerini kullandı.
 
İRAN İLE İLİŞKİLER
 
Keyman, dış politikada ilk önemli odak noktasının ise İran olacağını belirtti. İran sorununun olumlu bir yöne evrilmesinin ABD’nin, Suriye ve Ortadoğu politikalarında atacağı adımlarda rahatlık yaratacağını söyleyen Keyman, ABD’nin bu nedenle dış politikada NATO, Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Para Fonu gibi kurumları güçlendirerek güçlenmeye çalışılacağını dile getirdi. Keyman, bir taraftan da İran’dan başlayarak Ortadoğu’da zorlayıcı diplomasiye dönük etki arttırma sürecine girileceğini vurguladı. 
 
'TÜRKİYE BİR SORUN'
 
Türkiye’nin de ABD’nin önünde çözülmesi gereken bir sorun olarak durduğuna değinen Keyman, şöyle devam etti: “Bu hem Amerika’nın Rusya ile ilişkilerini ilgilendiriyor hem de Suriye ve Irak’ın geleceğini ilgilendiriyor. Aynı zamanda Amerika’nın, Rusya bağlamında Libya ve Doğu Akdeniz’de etkisini arttırması anlamına geliyor. O yüzden Türkiye zorlayıcı diplomasiyle tercih yapmaya zorlanacak. Bunun en önemli noktası Türkiye’nin hem kendi içinde hem de Suriye ve Irak’ta Kürt aktörlerle olan ilişkisini tekrardan bir gözden geçirmesi olacak. O yüzden ben Amerika’nın Irak, Suriye, İran, Yunanistan, Libya ve Doğu Akdeniz’de daha etkin bir sürece gireceğini düşünüyorum. Ama ondan önce Türkiye yoluyla da etkisini arttırmak ve Rusya ile ilişkisini dengelemek isteyecektir.”
 
ERDOĞAN NEYİ SEÇECEK!
 
Erdoğan hükümetinin önünde çok önemli kimi tercihler bulunduğunu belirten Keyman, bunlardan birinin Batı ve Rusya arasında yapılacak tercih, diğerinin ise ülke içinde ve Ortadoğu’da milliyetçilik mi yoksa daha yapıcı, daha pozitif bir sürecin tekrardan başlatılması olacağını kaydetti.
 
Türkiye’nin artık bir karar vermesi gerektiğini söyleyen Keyman, “Türkiye’de muhalefet partileri de dış politikada değişim istiyor. O yüzden Amerika esasında Türkiye’yi zorlayarak bu tercihlere doğru yönlendirmeye çalışacaktır. Bu bağlamda İran’ı dışında tutarak, Ortadoğu bağlamında Suriye’de, Irak’ta, Kürt sorunu bağlamında 2021 yılında Türkiye’de önemli değişiklikler olabilir. Bunun ilk ipuçlarını iç siyasette ve dış siyasette yapılan açıklamalarla görüyoruz. Dış siyasette Erdoğan hükümeti, Dışişleri Bakanlığı ile Avrupa’ya, Avrupa Birliği’ne, Amerika’ya ve hatta İsrail’e, Mısır’a, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne ilişkilerini düzeltmek temelinde mesajlar yolluyor. İçeride de Cumhur İttifakı olsun Millet İttifakı olsun, erken seçim tartışmaları olsun, Erdoğan bir karar almaya doğru gidiyor” değerlendirmelerinde bulundu.
 
KÜRT AKTÖRLER NE YAPACAK?
 
Biden’in iç ve dış politikada demokrasi ile güvenlik ilişkisini dengede tutma yöntemini izleyeceğini söyleyen Keyman, bunun aynı zamanda Ortadoğu’daki diğer aktörlerle birlikte Türkiye’deki yönetime de bir mesaj olduğunu ifade etti. 
 
Keyman, “Yani sadece sert askeri güce dönük bir şekilde süreci yönetmek bence bundan sonra Türkiye-Amerika ilişkileri kadar Ortadoğu’daki, Suriye’deki, Irak’taki aktörler ve Kürt aktörler temelinde de bir mesaj olacak. Acaba bu yönetimin açılımlarına, bu tür zorlayıcı diplomatik ve çok taraflı manevralarına karşı sadece Türkiye hükümeti değil Kürt aktörler ne yapacak? Geçmişteki çözüm sürecine dönülmeyecek ama silahlardan daha çok siyasetin ve müzakerenin öne çıktığını bir yapıya doğru gidebilir. Onları göreceğiz. O yüzden 2021’de sadece Türkiye-Amerika ilişkileri, sadece Irak ve Suriye değil aynı zamanda Kürt sorununun geleceği evrilecek, bunu göreceğiz” dedi.
 
DEMOKRASİ ÖN PLANA ÇIKACAK
 
Biden yönetiminin Trump yönetiminden çok önemli iki farkı olacağının altını  çizen Keyman, “Biri; kurumların, düşünce kuruluşlarının daha öne çıktığı bir yönetim. Aynı şekilde demokrasi olmadan, demokrasi referansı olmadan bu tartışmaların yapılmasına izin verilmeyecektir. Trump yönetiminden farklı olarak güvenlik, ekonomi ve demokrasi üçgeninde demokrasi ön plana çıkacaktır. Güvenlikle birlikte bir denge bulunması istenecektir. O yüzden siyasi müzakereye dayalı bir süreç başlayabilir. Ben Esat’la görüşeceklerini ve çözüme evet diyeceklerini de düşünmüyorum. Ama hem Suriye’nin hem Irak’ın geleceğinde Kürt aktörlerin önemi olduğu, fakat bu bağlamda da demokrasinin silahtan, askeri yapılanmadan daha önce geleceği bir süreç başlayacaktır diye düşünüyorum” diye konuştu.
 
MA / İdris Sayılğan