CHP’li Şener’den AKP’ye: Meclis’ten kaçan her yerden kaçar

img

ANKARA – Partisinin TÜRGEV, ENSAR ve TURKEN gibi vakıflara aktarılan paraların araştırılması için verilen önergeye dair konuşan CHP’li Abdullatif Şener, iktidara “Kaçmıyorsanız şeffaf olun, ‘Araştırma komisyonunu kurun’ deyin. Bunu diyemiyorsanız Meclisten kaçıyorsunuz demektir, Meclisten kaçan da her yerden kaçar” dedi.  

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un TÜRGEV, ENSAR ve TURKEN gibi vakıflara, gerek özel ve kamu kurum ve kuruluşlarının gerek yerel yönetimlerin bağış ve hibe adı altında aktardığı kaynak ve kullandırılan kamu olanaklarının boyutunun ortaya çıkarılması için verdiği Meclis Araştırma önergesi görüşüldü. Önerge AKP ve MHP oylarıyla redddedildi.

Önergenin gerekçesi üzerine söz alan AKP’den istifa eden kurucularından CHP milletvekili Abdullatif Şener, iktidarın 20 yıllık döneminde yolsuzluk iddialarıyla gündeme gelen bakanından, milletvekiline, belediye başkanına kimseyi yargıya sevk etmediğinin altını çizdi. Şener, “Meclisteki hiçbir soruşturma önergesini de sonlandırmamıştır ve hep engel olmuştur. Yani ‘Hırsız bizdense, yolsuzluk yapan bizdense biz onu korumaya alırız’ mantığını içeren böyle bir davranış biçimini cumhuriyet kurulduğundan bugüne kadar hiçbir hükûmetin sergilediğini ben görmedim, duymadım. Yolsuzluk yapan kim olursa olsun, yolsuzluk nerede varsa oraya gerekli hukuki işlemleri yapmak, Meclis soruşturmalarını sonuçlandırmak sadece muhalefetin görevi değil, muhalefetten daha çok da iktidarın görevidir. Ama öyle bir mantık var ki hiçbir soruşturmayı görmüyoruz, hiçbir sonuç ortaya çıkmıyor” diye konuştu.

‘ONLARCA BENZER OLAY VAR’

Vakıflara aktarılan paralar üzerinden örnekle konuşmasını sürdüren Şener, “Bakın, 2012 yılını hatırlıyorum, Başbakan üç günlük yorucu Çin gezisinden sonra geliyor, sekiz saatlik uçak yolculuğundan sonra, hemen, ertesi gün gece 03.00'da özel uçağıyla Suudi Arabistan'a Riyad'a gidiyor. Ne hikmetse Kral çölün ortasında, yazlığında bulunuyormuş. Kral'la görüşebilmek için helikopterle çölün ortasındaki yazlığa gidiyor, iki saat görüşüyor ve dönerken kum fırtınası çıktığı için Riyad'a ulaşabilmek için kara yolundan saatlerce geliyor. Ertesi gün yani 08.30 civarında özel uçağıyla Türkiye'ye geliyor ve iki hafta sonra bir bakıyoruz ki vakıflarla bağlantılı, aile efradından birinin hesabına Kralın Sözleşme Dairesinden 99 milyon 999 bin 990 dolar para havale ediliyor; bir süre sonra da bu vakıflardan birine yatırılıyor, bir ay sonra da bakıyoruz ki 50 milyon doları tekrar diğer yerlere gidiyor. Buna benzer onlarca olay var, onlarca hadise var. Bu parayı Kral niye gönderir bir vakfa? Ama biliyoruz ki bu Kral öldüğü zaman mevcut Hükûmet yas ilan etti, Türk Bayraklarını yarıya indirdi, daha sonra gelen Kral döneminde ‘İslam Ordusu’ diye bir ordu kurdu göstermelik, Suud Ordusu'nun öncülüğünde ve Suud Kralı'nın huzurundan Suud Ordusu önde, Türk askerî arkada Türk Bayraklarıyla resmî geçit yaptı. Değerli arkadaşlar, bunlar, Türkiye'nin onuruna yakışacak davranışlar değildir.

‘KAÇMAYIZ’ DİYORSANIZ ÖNERGİYİ KABUL EDİN

“Arkadaşlar, vakıf böyle olmaz” diyerek, devam eden Şener, “Cebinizden parayı koyarsınız, bir hayır işine vakfedersiniz, oradan harcarsınız ama Sayın Erdoğan'ın yakınlarının, ailesinin oluşturduğu vakıfların tamamında koyulan işe yarar bir para yoktur. Vakfı kuruyor; devletin menkulü, gayrimenkulü, yurt dışından gelen paralar, içeriden gelen paralar, rüşvet parası mıdır, ne parasıdır belli değil, vakfa giriyor; bu da yetmiyor, sonra bir bakıyoruz ki Amerika Birleşik Devletleri'nde ‘TURKEN’ diye bir başka vakıf kurmuşlar, 10 milyonlarca dolar buradaki vakıflardan oraya gidiyor. Şimdi, ben soruyorum: ‘Biz kaçmayız!’ diyorsunuz, kaçmıyorsanız şeffaf olun, Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği önergenin gündeme alınmasını sağlayın. ‘Biz buradayız, kaçmıyoruz, şeffafız, araştırma komisyonunu kurun’ deyin. Bunu diyemiyorsanız Meclisten kaçıyorsunuz demektir, Meclisten kaçan da her yerden kaçar artık” diye konuştu.

HDP: AMERİKA’YA MİLYARLAR AKTARILIYOR

HDP grubu adına söz alan Ömer Öcalan da “Vakıflar bu coğrafyada yüzyıllardır hayırsever insanlar tarafından yoksullara yardım aracılığıyla kullanılan kurumlardır ama son yıllarda bu işe haram bulaştı, bu işe günah bulaştı” dedi.

Haramın ortadan kaldırılması için araştırılması gerektiğine dikkat çeken Öcalan, “Meclisin burada görev ve sorumluluğunu oynaması gerekiyor. TÜRGEV, TÜRKAV, SADAT, Ensar, hepsi bir alanda statüko kurmuş, devletin diğer kurumlarından buraya bol bol para aktarılıyor. Burada neyin de katkısı var? Şu anlayışın maalesef katkısı vardır Türkiye siyasi tarihinde: ‘Çalıyorlar ama hizmet de ediyorlar’ İşte bu sakat anlayış, bu zihniyet AKP'yi daha da kirli bir noktaya getirdi. Şimdi, biz bu saatten sonra bu partiye ‘Siyasal İslam'ı temsil ediyor’ diyemeyiz. İslam'ı AKP temsil edemez siyaset arenasında, kirlenmiştir. Bakınız, bu ülkede yoksul insanlar aç, ekonomik ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar ama bu vakıflar bir elit tarafından yönetiliyor, Amerika'ya milyonlar aktarılıyor, dünyanın diğer ülkelerindeki çevrelerine milyonlar aktarılıyor” ifadelerini kullandı.

AKP’DEN TURKEN SAVUNMASI

AKP’li Ahmet Özdemir ise TURKEN’in savunarak, “Bizim yurt dışında maalesef doğru düzgün bir ne yurdumuz vardır ne kurumumuz vardı ne de büyükelçiliklerimiz bizim öğrencilerimizle yakından ilgilenmektedirler. Amerika'ya gönderdiğimiz öğrencilerimizin yüksek lisans yapacak, doktora yapacak, eğitim alacak ve döndükten sonra bu ülkeye hizmet edecek insanların yetişmesi, barınmaları, ikamet etmeleri için ve yakinen ilgilenmek üzere böyle bir yurdun açılmasının çok büyük bir ihtiyaç olduğu açıktır. Buna bütün parti gruplarının hakikaten katılacaklarını ben tahmin ediyorum ama yöntemle alakalı birtakım sorunların olduğunu, birtakım şüphelerin olduğunu, grup sözcülerinin daha çok bunların üzerinde durmaya çalıştığını gördüm. TURKEN Vakfıyla alakalı hesapların şeffaflığa kavuşturulması için Amerikan Hükûmeti harekete geçmiş ve ‘FARA’ adlı sisteme burası kaydolmuştur Amerika'nın talebi üzerine.  Bugün hem FARA sistemi üzerinden -ki Amerikalıların sistemidir- buraya yapılan yardımları, bağışları, harcamaları gözetebilirsiniz, gözleyebilirsiniz hem de açık sistem üzerinden buradaki vakıf sizlere bu imkânı bizatihi kendisi sağlamış durumdadır” sözlerini sarf etti.

DEPREM TEHLİKESİNDE OLAN ÖĞRENCİLER HATIRLATILDI

“Bugünkü değerlerle -eğer araştırma yaparsanız- bu bina 150 milyon dolar değere ulaşmış durumdadır” diyerek, TURKEN’e harcanan parayı dile getiren Özdemir’e CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “AKP iktidarı kurduğu vakıflar aracılığıyla Amerika'da, Manhattan'da, etrafında tek bir üniversite bulunmayan bir yerde yapacağı 21 katlı gökdelenle oraya verdiği ‘15,5 milyon dolardan övgü duymalısınız’ diye, bize Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşuyor. Türkiye'deki öğrenciler deprem tehlikesi olan evlerde kiralık kalıyorlar. Hiç mi bundan sıkılmıyorsunuz?” dedi.

MUHALEFETİN SORULARINI YANITLAMADI

Söz alan AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’da, “Amerika'da bizim öğrencilerimizin herhangi bir şekilde terör örgütlerinin pençesine düşmemesi, ağına düşmemesi ve orada Türkiye'yi ve Türkiye'nin mehabetini gerektiği şekilde öğrencilerimizin, yurt dışındaki öğrencilerimizin barınması için bugüne kadar birçok ev ve yurt yapılmış ve bu yeni bir şey değil, bu yurt yapımları devam etmektedir” sözleriyle muhalefetin “Kaç öğrenci?” sorularını ise yanıtsız bıraktı.

BEŞTAŞ KIRIKLAR CEZAEVİ’NE DİKKAT ÇEKTİ

Gündem dışı söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Kırıkkale'den Kırıklar Cezaevine gönderilen Onur Yılmaz ölüm orucunun on beşinci gününde avukatı müvekkili için oldukça endişeli. Temel itirazı; tecritte kalıyor, kötü muamelede bulunuluyor ve diğer personelin, cezaevi personelinin hiçbir olumsuzluğu olmadığı hâlde Cezaevi 1'inci Müdürü Haydar Ali Ak'ın kendisine yönelik özel, özgün, ciddi tehditleri olduğunu ifade ediyor. Hatta, bizim 3 vekilimiz daha önce İzmir'e, aynı cezaevine, Kırıklar'a gitti, müdürle görüşmek istediler çünkü ilgili müdürle ilgili çok sayıda başvuru alıyoruz. Maalesef, vekillerimizle de Haydar Ali Ak görüşmedi yani her an başına kötü bir şey gelebilir, ölüm orucu gibi çok ciddi bir meseleyle karşı karşıyayız. Su, şeker, tuz, vitamin ve meşrubat da verilmiyor; alamıyor. Bunun iktidar grubu tarafından dikkate alınmasını, ilgili müdürle ilgili işlem yapılmasını istiyoruz ve bir an önce bunun çözülmesi gerekiyor” dedi.