ANKARA - Komisyonda görüşülen AKP-MHP’nin yargı paketine tepki gösteren DEM Parti Milletvekili Meral Danış Beştaş, anayasaya aykırı olduğunu belirterek, “Siz kimsiniz? Bu ülkede her şeyi yapabilecek bir erk misiniz? Darbe yapıyorsunuz, karşı darbedir bu” diyerek, tepki gösterdi.
AKP-MHP tarafından Meclis’e sunulan 9’uncu Yargı Paketi görüşmeleri Adalet Komisyonu’nda sürüyor.
Komisyonda söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Erzirom Milletvekilli Meral Danış Beştaş, paketin anayasaya aykırı olduğunun altını çizdi. Anayasaya ve Türkiye’nin bağlı olmayı taahhüt ettiği uluslararası normlara işaret eden Beştaş, AKP-MHP tarafından getirilen birçok teklifin bunlara aykırı olmasına rağmen yasalaştığını, bu paketin de aynı şekilde bu hususlara aykırı olduğunu ancak buna rağmen yine yasalaşacağını ifade ederek, tepki gösterdi.
‘ANAYASA SUÇU VAR’
Beştaş, “İktidar, ‘Ben bu Anayasa'yı tanımıyorum, bu Anayasa beni bağlamıyor.’ Diyor. Ne istiyorsunuz bizden ya, gerçekten kadınlardan ne istiyor bu iktidar? Her gün bir yasada bir yama var, önümüze geliyor, kadınlarla ilgili geriye götüren, hak yiyen kararlara aykırı bir düzenleme önümüze geliyor. Burada bilerek ve isteyerek Anayasa suçu var bence, Anayasa suçu işleniyor. Siz çıkıp iktidar olarak Kenan Evren dönemini yargılamak için paket çıkarmadınız mı? Hani o göstermelik bir uygulamaydı, kimseyi yargılamadınız da, yataktan getirmediler bile Kenan Evren’i ama Kobani kumpas davasında Anayasa’ya aykırı bir şekilde Cumhurbaşkanının öncülük ettiği, iktidarın peşinden gittiği Anayasa suçu işlendi ve arkadaşlarımıza ceza verildi, bunun bir farkı yok” diyerek, tepki gösterdi.
‘DARBE YAPIYORSUNUZ’
Kadınların evlendikten sonra da kendi soyadlarının kullanılması gerektiğine dair AYM ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını da anımsatan Beştaş, pakete bunun önüne geçildiğini söyleyerek, tepki gösterdi. Beştaş, “Peki, siz kimsiniz ? Bu ülkede her şeyi yapabilecek bir erk misiniz? Darbe yapıyorsunuz, karşı darbedir bu; Anayasa’yı ortadan kaldırıyorsunuz ve biz burada sakin sakin Anayasa’ya aykırılığı anlatıyoruz. Yani kim benim soyadımı değiştirebilir? Evlenmiş olabilirim ama benim soyadım bana ait, benim varlığıma ait, gerçi o da benim değil de hani babadan geliyor ama sonuçta çocukluktan itibaren doğumla ailemiz oluyor ama neticede bence şu hak da var ki uluslararası anlamda var: Kendisine yeni bir soyadı için dava açıyor ve öyle tanınmak istiyor. Yani bu soy merakı nedir bilmiyorum. Ne soyu ya? Soyumuz belli, sopumuz belli” dedi.
‘DEVRİM YAPAN BİR PARTİYİZ’
Türkiye’de cinsiyetçiliğin yüz yıldır devam ettiğini ve AKP’nin bu ve benzer düzenlemeler ile bunu daha da artırdığını belirten Beştaş, bu ayrımcılığın Türkiye’nin bağlı olduğu normlar tarafından da tespit edildiğini ve bu yönlü kararlar olduğunu kaydetti. Beştaş, “Kendi ülkemizde özgürce kendi kimliğimizle, cinsiyet kimliğimizle, kültür kimliğimizle, inanç kimliğimizle, her kimliğimizle barışık bir şekilde yaşamak istiyoruz ve bunun Anayasa’da yer bulmasını istiyoruz ama siz bu kadar büyük mücadeleler vermiş bizlere, muhalefet adına söylüyorum partimiz adına, biz kadın eşitliği ve özgürlüğü anlamında bugün dünyada gittiğimiz uluslararası toplantılarda ‘devrim yapan bir parti’ olarak biliniriz. Büyük bir onurla bizi karşılıyorlar ve destekliyorlar. Türkiye'de kadın-erkek eşit temsilini getiren tek partiyiz, eş başkanlığı yürüten tek partiyiz” ifadelerini kullandı.
‘HASTA TUTSAKLAR İLE İLGİLİ DÜZENLEME YOK’
Komisyonda söz alan DEM Parti Rîha Milletvekilli Dilan Kunt, AKP-MHP’nin paketi, “Yargıda reform” olarak lanse ettiğini ancak paketin bu içerikte olmadığını söyledi. İnfaz düzenlemesi ile ilgili bu güne değin pek çok düzenleme yapıldığını ancak hiçbirinin sorunlara çözüm olmadığını ifade eden Kunt, “Bakın, Türkiye'de 1.500’e yakın hasta tutsak var ve bu hasta tutsakların durumuna ilişkin olarak da ATK’ler âdeta ‘Cezaevinde kalabilir.’ değil ‘Cezaevinde ölebilir.’ raporlarıyla ağır hasta tutsakları tahliye etmiyor. Pek t abii ki bununla ilgili ATK’de, İnfaz Kanunu’nda değişiklik yapamaz mıydık? Yapabilirdik. Bununla ilgili defaatle beklentilerimizi dile getirmedik mi? Getirdik fakat bir değişiklik oldu mu?” diyerek, tepki gösterdi.
‘KEYFİ UYGULAMA’
Kovid-19 salgını dönemde çıkarılan yasaya da işaret eden Kunt, bu yasa ile birlikte İdare ve Gözlem Kurullarının kurulduğunu ve bu kurulların siyasi tutsakların infazını ya ertelediğini ya da yaktığını ifade etti. Kunt, “Siz bu infazı yakılan kişilerin yani otuz yıl cezaevinde yatan kişilerin tahliyelerini keyfî bir şekilde engelliyorsunuz ve bu kişiler bizlere başvuru yapıyor, bu kişiler Adalet Komisyonunun üyelerine başvuru yapıyor, bu kişilerin aileleri Adalet Bakanlığıyla görüşüyor fakat bir gelişme var mı? Hiçbir gelişme yok. Bu tasarıda defaatle dile getirdik” dedi.
OHAL’E GERİ DÖNÜLDÜ
Paketti şirketlere kayyım atama ihtimali doğuran maddeye de değinen Kunt, “Siz zaten şimdiye kadar bölgede halkın iradesini kayyımlarınızla gasp etmediniz mi? Ettiniz. Bunu şu an devam ettirmiyor musunuz? Ettiriyorsunuz. Şimdi, diyorsunuz ki: şimdi bu maddeyle biz aynen şunu yaparız: Bir kişi hakkında soruşturma, kovuşturma mı yürütülüyor? Tamam, yürütülsün. Eğer bu kişinin mal varlığı varsa, bu kişinin şirketi varsa zaten AKP'nin pratiği iradeyi gasp etme, mala çökme ‘Bunu bu şekilde yaparız.’ diyorsunuz. Israrlı bir şekilde bu maddeyi getirdiniz ve tekrardan OHAL döneminde gelen kayyım pratiğini tekrardan bu maddeyle süresini uzatmak istiyorsunuz” diye konuştu.
‘KADINI NEREDEN DÜŞÜNDÜNÜZ?’
Kadınların soyadlarını kullanmama ile ilgili maddeye de işaret eden Kunt, “Bir kadın kadındır ya önce, önce kadındır. Yani bu sunumda bile kadının soyadının değiştirilmesi mevzusu var, söyleyin ya, kadının ne faydasına olacak? Kadını nasıl öncelediniz, kadını nereden düşündünüz, buna dair tek bir kelime yok. Böyle bir şey olabilir mi, böyle bir tasarı kabul edilebilir mi? Kadın örgütleri ayakta. Biz muhalefet kadın vekilleri olarak buna dair sözümüzü en üst perdeden kuruyoruz, hem de haftalardır, bu tasarı önümüze düştüğündendir. Fakat siz ne yapıyorsunuz? Anayasa Mahkemesinin kararına rağmen ısrarlı bir şekilde kadına diyorsunuz ki: Hiç kusura bakma, eşinin soy ismini alacaksın. Bir de ‘Kızlık soy ismi’ diyorsunuz. Ya, 21'inci yüzyıldayız, hâlen ‘kızlık soy ismi’ kelimesini kullanabiliyorsunuz” diye belirtti.
Komisyon, vekillerin konuşmaları ile devam ediyor.