Karamollaoğlu’ndan çağrı: Gelin yeni bir toplumsal mutabakat sağlayalım

img
ANKARA –  Partisi’nin 7’nci Olağan Büyük Kongresi’nde konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, muhalefete çağrıda bulunarak, “milletimizin tüm farklılıklarıyla beraber, etrafında buluşabileceği yeni bir toplumsal sözleşme teklif ediyoruz. Bütün partilere sesleniyorum; gelin bunun için yeni bir toplumsal mutabakat sağlayalım” dedi.
 
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin 7’nci Olağan Büyük Kongresi’nde konuştu. Türkiye’nin yeni bir başlangıca ihtiyacı olduğunu söyleyen Karamollaoğlu “AK Parti miadını doldurmuştur. Ne yazık ki, Türkiye’ye verebileceği hiçbir şey kalmamıştır” dedi.  
 
‘YENİ TOPLUMSAL SÖZLEŞME İMZALAYALIM’
 
Karamollaoğlu’nun konuşmasını şöyle sürdürdü: “Geçmişte herkesin hataları olmuştur. Önemli olan bu hatalara takılıp kalmak değil, bu hatalardan ders çıkarıp, elbirliğiyle mutlu ve müreffeh bir geleceği oluşturmaktır. Bütün partilere sesleniyorum; gelin bunun için yeni bir toplumsal mutabakat sağlayalım. Gelin ülkemizi bir rövanş cumhuriyeti olmaktan kurtaralım. İhtilaflarımızın, hırslarımızın kör karanlığında kaybolmak yerine, ittifaklarımız üzerinden yeni bir toplumsal sözleşme imzalayalım.
 
1921 ANAYASASINI ÖNERİYORUZ
 
Biz Saadet Partisi olarak milletimizin tüm farklılıklarıyla beraber, etrafında buluşabileceği yeni bir toplumsal sözleşme teklif ediyoruz. Ruhunu Birinci Meclis’in çeşitliliğinden, mayasını Mehmet Akif’in Çanakkale Destanı ile İstiklal Marşı’ndan, omurgasını 1921 Anayasası’ndan alan, ihtilaflarımızı ayrılık vesilesi görmeyen, farklı inanma ve düşünme imkanını Allah’ın lütfu bilen bir anlayış öneriyoruz. Adil bir düzeni en temel hedef olarak gören siyasal bir mekanizma, evrensel hukuk normları ve demokrasiyi, kendi kadim birikimi ile harmanlayarak içselleştirmiş ve bunları geliştirmeye kararlı yeni bir ortak anlayış, yeniden büyük Türkiye’yi kuracaktır.
 
SORUN IRKÇI YAKLAŞIMDA 
 
Kürt meselesini hak ve adalet ekseninde çözeceğiz. Bu topraklar farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, aynı çatı altında farklı inanışların, etnik ve mezhepsel yapıların bir arada yaşama erdemini insanlarına kazandırmıştır. Kürtler ve Türkler aynı dinin mensubu, ortak bir tarihin çocukları, aynı kültürün renkleri ve aynı vatanın evlatlarıdır. Bir vücudun azaları gibidirler. Türk’ün Kürt diye, Kürt’ün Türk diye bir sorunu yoktur. Sorun milletimizde değil, bu milleti bölmeye, ayrıştırmaya çalışan her türlü ırkçı yaklaşım ve politikalardadır.
 
BARIŞ TER VE DİL DÖKEREK TESİS EDİLİR
 
Bugüne kadar meselenin çözülememiş olması hak, adalet, ahlak, ekonomi, eğitim, güvenlik gibi birçok alanda ortaya konan yanlış anlayış ve yapılan ihmallerin ortak sonucudur. Çözümü sadece güvenlik eksenli politikalarda aramak meseleyi anlamamaktır. Çözüm arayışları sosyal, siyasi, psikolojik, ekonomik ve benzeri alanlarda yapılacak güçlü reformları da içermelidir. İnanıyoruz ki; huzur ve barış, kan dökerek değil ter döker ve dil dökerek tesis edilebilir.”