Kürkçü’den Erdoğan-Trump yorumu: Dostlar alışverişte görsün tablosu

img
İSTANBUL - Erdoğan ve Trump görüşmesi üzerinden bölgede yaşanan gelişmeleri değerlendiren HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, “Hem Erdoğan hem de Trump iç politikaları için bir gösteri düzenlemiş ve istediklerini elde etmiş görünüyorlar. Bir dostlar alışverişte görsün tablosu bu” dedi.
 
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump, Kuzey ve Doğu Suriye gündemiyle 13 Kasım’da Washington'da bir araya geldi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, üzerinde çok konuşulan bu görüşmeyi ve olası yansımalarını yorumladı.
 
Trump’ın ABD kurumlarını bypass ederek Erdoğan ile sürdürdüğü özel ilişkilerin toplantıda tekrar dile geldiğini dile getiren Kürkçü, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’deki saldırısının ABD’de yarattığı öfkeye rağmen, Trump’ın Erdoğan'la bu şekilde ilişkiyi sürdürmekte kararlı göründüğünü belirtti.
 
Bunun Erdoğan’a, Trump yönetimini yanında göstermek açısından manevra alanı sağladığını söyleyen Kürkçü “Toplantının en kritik ürünü, görüşme bittikten sonra ABD Temsilciler Meclisi’nce Ermeni Soykırımı’nın tanınması kararının toplantıya katılan senatör Graham tarafından bloke edilmesiydi. Graham, Türkiye’nin Rojava’ya dönük işgal saldırısında Trump’a özellikle en çok tepki gösteren kişiydi. Ama bu konuda tıkaç rolü oynadı. Bu bence görüşmelerin mahiyeti bakımından bir ipucu. Erdoğan, Ermeni Soykırımı'na dair Türkiye'nin resmi görüşünü Trump’a benimsetmiş görünüyor. Graham'ın gerekçesi Türkiye'ninkinin kopyası gibiydi” dedi.
 
‘İKİLİ ARASINDAKİ İLİŞKİ ÖZEL ÇIKARLARA BAĞLI’
 
Kürkçü, ABD ve Türkiye arasında yapılan ateşkes anlaşmasına rağmen, TSK ve denetimindeki grupların Rojava’ya dönük saldırıların sürmesine de işaret etti.
 
Kürkçü, bu konuda şunları belirtti: “Trump’ın bu konuda ateşkes ihlallerinin üzerini örtücü, mutabakatı belirsizleştirici bir tutum takındığını söyleyebilirim. Trump ortak basın toplantısında kendisine sorulan sorular üzerinden Mazlum Kobane’yi ve QSD'yi ‘terörist’ olarak niteleme önerisini geri çevirdi. Kürtlerle ilişkilerinin iyi olduğunu ve görüşmeye devam edeceklerini söyledi. Fakat öte yandan Senato ve Temsilciler Meclisi kararlarına rağmen, Türkiye’yi Suriye’de sürdürdüğü operasyonlar dolayısıyla da kınamamayı seçti. Bu açıdan Trump’ın tavrının oynak ve sürekli değiştirmeye meyilli olduğu görünüyor. Ancak Trump ile Erdoğan arasındaki ilişkinin esasen özel çıkarlara bağlı olduğunu düşündüren ve özellikle Trump'ın önümüzdeki Başkanlık seçimleri için Erdoğan'ın özel desteğini sağlama peşinde koştuğunu düşündürten belirtiler var.”
 
‘HALKLAR İÇİN DURUM ESKİSİNDEN DAHA KIRILGAN’
 
Yine Beyaz Saray'daki görüşmeden sonra ABD’de Trump’ın devleti mi yoksa kendisi ve ailesini mi temsil ettiğine ilişkin tartışmaların yaşanması üzerinde duran Kürkçü, Trump’ın azil sürecinin gündemde olduğunu hatırlattı. 
Suriye’deki dengeler göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin başlangıç planlarının sınırlanmış olduğunu söyleyen Kürkçü, “Ama Türkiye her saniye bu sınırları aşmak ve yeni topraklara ayak basmak, buraları işgal etmek konusunda son derece ısrarlı. Bu açıdan da herhangi bir cezalandırmayla da karşı karşıya kalmayacağından emin görünüyor. Sadece geniş çaplı ihtilafları kışkırtmamak için şimdilik kağıt üzerindeki anlaşmalara uyar görünerek pratikte bunları aşındırmakla meşgul. O nedenle ben bölge halkları için durumun eskiye göre daha kırılgan hale geldiğini söyleyebilirim. Erdoğan’ın da yapmak istediği buydu” ifadelerini kullandı.
 
‘İP NEREDE KOPACAK?'
 
Kürkçü, Türkiye’nin ABD ile görüşmesine ve yaşanan diğer gelişmelere Rusya’nın tepkisiz kalmayacağını da vurguladı. Suriye rejiminin, İdlib’in bazı bölgelerinde operasyona başlamasının ABD-Türkiye yakınlaşmasına dolaylı bir yanıt olduğu görüşündeki Kürkçü, bu operasyonun askeri netice almaktan çok bu yakınlaşmaların karşılıksız kalmayacağını göstermeyi hedefleyen bir hamle olarak okunabileceğinin altını çizdi.
 
Kürkçü, “Türkiye S-400’leri satın almaktan vazgeçecek olursa Rusya ile tüm ilişkilerini tartışmaya açacaktır. Fakat Ruslar için de masadan tamamen kalkmaktansa durumun sürüncemede kalması kısa vadede büyük bir sorun olmayabilir. Şu ana kadar Türkiye hem S-400 hem de F35 ve Patriot’ların alıcısı olarak elindeki pazarlık gücünü kullanabildiği kadar kullandı. Bu sonsuza kadar süremez. Fakat ipin nerede kopacağını ben de merak ediyorum” diye belirtti.
 
‘BİR DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN TABLOSU’
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmelerde ve basın toplantısında hem kendisinin hem de Türkiye’nin ezberini sürdürdüğünü kaydeden Kürkçü, şunları ekledi: “ABD stratejik olarak Erdoğan’a istediğini vermiş değil. Öte yandan Trump, Suriye'deki tutumu konusunda ABD kamuoyunu tatmin etmek için cumhuriyetçi senatörlerle Erdoğan’ı buluşturdu, böylece kendi pozisyonunu tahkim etmeye çalıştı. Suriye siyaseti dolayısıyla tavır alan Cumhuriyetçi senatörlerin kendisine desteğini sürdürmelerini sağlamaya ve azil soruşturmasında onları kitle halinde arkasında tutmaya çalışıyor. Bu açıdan baktığımızda hem Erdoğan hem de Trump iç politikaları için bir gösteri düzenlemiş ve istediklerini elde etmiş görünüyorlar. Bir dostlar alışverişte görsün tablosu bu. Ben aslında bu görüşmenin Trump’ın zayıflığından ötürü gerçekleştiğini düşünüyorum. Kendisini içeride güçlü hisseden ve devletin merkezi politikalarına kumanda eden bir ABD başkanının asla böyle bir görüşme yapabileceğini sanmıyorum.”
 
‘EN CİDDİ MESELE RUSYA’NIN TUTUMUDUR’
 
Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) izledikleri uluslararası siyaseti devam ettirmesi gerektiğinin altını da çizen Kürkçü, “QSD’nin kamuoyu önündeki teşhir, açıklama, anlatma, hak talebi iddialarının arkasında sıkıca durmasının son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Gerek halklar gerekse hükümetler nezdinde bu sonuncu operasyon da dahil olmak üzere Rojava’da süregiden istila hareketlerini teşhir etme ve kamuoyu gündeminde tutma çabaları şu ana kadar çok iyi sonuç verdi. Bu çabaları aynen sürdürmekte fayda var. Fakat bence kritik mesele Rusya’nın tutumudur. Rusya'nın Kürtlerin Suriye'deki hakları ve müzakere masadaki yerleri konusunda özellikle ABD ile olan çekişme ve rekabeti dolayısıyla neredeyse Türkiye ile örtüşen tutumunu değiştirebilmek en önemli diplomatik mesele. Bu bence Rojava'nın karşısında duran en ciddi sorundur” dedi.
 
MA / Ferhat Çelik