AYM dik mi duracak, erkin altında mı ezilecek?

img

İSTANBUL - Yeni infaz düzenlemesini Anayasa Mahkemesi’ne taşımaya hazırlanan CHP’nin Milletvekili Turan Aydoğan, geçmişte sıkıntılı kararlar alan AYM için “Bir hukuk kurumu gibi dik mi duracak, yoksa erkin altında mı ezilecek? Beraber göreceğiz" dedi. 

AKP ve MHP tarafından Meclis’e getirilen 70 maddelik “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” muhalefet partilerinin bütün itirazlarına rağmen kabul edilerek yasalaştı. Siyasi tutukluların kapsam dışında bırakıldığı düzenleme ile adli tutuklular cezaevlerinden salınmaya devam edilirken, muhalefet partileri “eşitlik ilkesi”ne aykırı olması nedeniyle yapılan kanun değişikliğini Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götürmeye hazırlanıyor. 
 
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yürürlüğe giren yeni infaz yasasının “af düzenlemesi” olduğu gerekçesiyle şekil yönünden iptali için AYM’ye başvuracak. Partinin İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, infaz kanunu ile Anayasa Mahkemesi’nden beklentileri hakkında konuştu.
 
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun yanlış uygulanmasıyla bugün birçok insanın cezaevlerinde tutulduğunu dile getiren CHP’li Aydoğdu, yapılan yasa değişikliğinin öz itibarıyla hükümlülerle ilgili bir düzenleme olduğuna dikkat çekti. Tutukluları dair bulundukları ‘belli tedbirler ile tahliye edelim’ ısrarlarına rağmen bu konuda hiçbir adım atılmadığını söyleyen Aydoğdu, “Suçu sabit olmamış, yargılanması devam eden insanların içerde tutulup, suçu sabitlenmiş insanların serbest bırakıldığını” ifade etti.
 
TMK DEĞİŞMELİ
 
Türkiye'de siyasi suçlar ile "terör suçları" arasında bir ayrım yapılmadığı sürece ülkenin sorunlarının çözme ihtimalinin olmadığını ifade eden Aydoğan, birçok yurttaşın şiddete hiç bulaşmadığı halde Terörle Mücadele Kanunu'na (TMK) göre yargılandığına işaret etti. CHP’li vekil, bu yüzden “terör” tanımının somutlaştırılması gerektiği belirterek, “İktidara, ‘düşüncesini açıklayanları, size muhalif olanları ve demokratik olarak refleks verenleri terör yaftası ile yargılayıp içerde tutuyorsunuz’ dedik. Terör, şiddetle özdeşleştirilmeli. Şiddetin dışında kalmış hiçbir şeyin de terör tanımı içerisinde yer almaması gerekir ve bu yasayı da çıkarırken bu ayrımı doğru yaparak, eşitlik ilkesine uygun bir yasa çıkartılması gerekirdi. Maalesef iktidar buna ilgi göstermedi" diye konuştu. 
 
NASIL BİR DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR?
 
Yasayla kimin çıktığından çok, kimin çıkmadığı ile alakalı olduklarını dile getiren Aydoğdu, virüsün iktidarın nefret ettiği veya etmediği şeklinde bir ayrım yapmadığı kaydetti. Türkiye'nin uzun zamandır toplumsal barışı sağlayacak bir infaz yasası düzenlemesine ihtiyacı olduğunu, fakat bu ihtiyacın AKP ve MHP tarafından iyi değerlendirmediğini vurgulayan Aydoğan, şunları söyledi: "Çünkü niyetleri kötü. İyi niyetle bakmadıklarından dolayı ‘Bizim yanımızda olanlar çıksın. Karşımızda olanları ise biraz daha içerde kalsın’ anlayışı olduğu için böyle bir yasa ortaya çıktı. Son gece ‘MİT Kanunu’na muhalefet’ düzenlemesi ile 6 gazeteciyi içerde tutmak, bu kötü niyetlerini bariz gösterdi. Türkiye'de düşünce suçunu ortadan kaldırma istediğimiz vardı." 
 
İNFAZ HAKİMLİĞİ GÖZ BOYAMA
 
CHP’li Aydoğdu, yasa değişikliği ile infaz hakimliklerinin yetkilerinin genişletilmesi üzerinde de durdu. Aydoğan, bu konuda "İnfaz Hakimliği aslında doğru bir kurumdur. Cezaevlerinde değerlendirilmesi gereken bir husus var ise, yargı kanallarının bunu yapması daha doğrudur. Avrupa Birliği de buna böyle bakar. Yani bir savcının ya da idari bir mekanizmanın değerlendirilmesinden çok bir hakimliğini değerlendirilmesi doğrudur. Ama yasal düzenlemesinde yetkileri genişleyen infaz hakimliği aslında dış dünyanın gözünü boyamadır. İsmi var ama ruhu boş" ifadelerini kullandı. 
 
HAKİMLER NET ŞEKİLDE TARAF
 
Türkiye'deki yargı sistemini eleştiren Aydoğan, Hâkimler ve Savcılar Kurulu  (HSK) mevcut haliyle devam ettiği sürece gelecek her türlü yargıcın, aynı suç ceza yargıcı gibi hakim bir pozisyonda olacağını belirtti. Bu haliyle de İnfaz Hakimliği’nin yargısal mekanizmanın kontrolü altında kalacağını söyleyen Aydoğan, “Suç Ceza Hakimliğinin nasıl atandığını herkes biliyor. Bu hakimler  açık ve net bir şekilde taraf olarak atanan hakimlerdir" dedi.
 
‘MAJESTELERİNİN HAKİMLİĞİ’
 
"Majestelerinin hakimliği” olarak tanımladığı İnfaz Hakimliği'nin yetkilerinin genişletilmesi ile iktidarın kişiyi cezaevine alıp, çıkarana kadar kontrol altında tutacak bir mekanizma yaratmaya çalıştığını söyleyen Aydoğan, genişletilen bu yetkilerle siyasi suçlar kapsamında yargılananların infazının daha da ağırlaştırılacağını kaydetti.
 
AYM DİK DURACAK MI?
 
Aydoğdu, “eşitlik ilkesi”ne aykırı olması itibariyle infaz değişikliğinin iptali için başvuracakları Anayasa Mahkemesine dair ise şunları söyledi: "Yargı tam olarak bağımsız olsaydı, bu düzenleme AYM'den kesinlikle döner derdim.  Ama Türkiye'de sıkıntılı kararlara imza atan bir AYM var. AYM hukuk kurumu gibi dik mi duracak, erkin altında mı ezilecek? Beraber göreceğiz. Yargı bağımsızlığı olmadığı bir ülkede kurumlardan çıkabilecek olumlu veya olumsuz hiçbir karara şaşırmam. Ama kurumlara olan inancımı tamamen yitirmek istemiyorum."