Meclis kapısından seslendiler: Gerekirse açlık grevine gireceğiz

img
ANKARA - AKP’nin zeytinlik alanların kıyımının önünü açan kanun teklifine tepki gösteren köylüler, “Gerekirse açlık grevine gireceğiz. Bu Türkiye'nin meselesi. Ormanlar, fındık bahçeleri, çaylar, tarım, hayvancılık, arıcılık gidecek, çiftçi bitecek” diyerek seslendi.
 
Zeytinlik alanlar dahil doğa yıkımının önünü açan ve AKP’nin imzasıyla Meclis Başkanlığı’na sunulan kanun teklifinin görüşmeleri, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknolojileri Komisyon’unda sürüyor. Komisyon görüşmelerine alınmayan doğa savunucuları ve köylüler, Meclis’in Dikmen Kapısı önünde açıklama gerçekleştirdi. 
 
‘TOPRAKLARIMIZI VERMEYECEĞİZ’
 
Burada konuşan Muğla’nın İkizköy Mahallesi Muhtarı Nejla Işık, “İkizköy, Akbelen, Karacahisar, Çamköy, Milas, Yatağan ve Muğla'dan yollara düştük. Niye düştük? Tek bir şey anlatmak için yollara düştük. ‘Bu kaçıncı?’ diyoruz. Bu kaçıncı torba yasa? Öyle bir yasa takılmış ki kafaya... Madenler için ne zeytin bırakılacak, ne toprak ne mera, ne doğa ne de orman bırakılacak. Biz de şunu tekrar hatırlatmak istiyoruz; üreten çiftçiler olarak bizleri görün. Topraklarımızı vermek istemiyoruz. Bu topraklarda doğduk, burada üretmek istiyoruz ve yine burada bu toprakla buluşup, bu toprağa canımızı teslim etmek istiyoruz. Ve siz inatla elimizden almaya çalışıyorsunuz. Bunu kesinlikle istemiyoruz” diye belirtti. 
 
‘TÜRKİYE’NİN MESELESİ’
 
Bin bir emek verdikleri ürünleri tarlada bırakıp buraya geldiklerini söyleyen Nejla Işık, şöyle devam etti: “Şimdi neyimizi bıraktık biliyor musunuz tarlamızda? Buğdaylarımızı bıraktık, yulafımızı, arpamızı bıraktık, susamımızı, nohutumuzu, mercimeğimizi bıraktık, soğanımızı, sarımsağımızı... Bir yıldır emek verdiğimiz her şeyi tarlada bıraktık. Biçer döverler topraklarda kaldı. Çünkü bugün buraya gelmezsek bunların hepsi elimizden alınacak. Buna müsaade etmeyeceğiz. Gerekirse tekrar söylüyoruz; burada yatacağız. Gerekirse açlık grevine gireceğiz. Sözümüz, sesimiz olun. Bu sadece İkizköy'ün Akbelen'in meselesi değil, tüm Türkiye'nin meselesi. Karadeniz'de ormanlar gidecek, fındık bahçeleri gidecek, çaylar gidecek, tarım gidecek, hayvancılık gidecek, arıcılık gidecek, çiftçi bitecek. Biz üretmezsek siz şehirde ne yiyeceksiniz? Yüreğimiz sıkıştı. Biz akşam 7'de çıktık yola. Her şeyimizi bıraktık. Yine yollara düştük, düşeriz. Ama bu komisyon geri çekilsin. Köylünün sesini duyun. Çiftçinin sesini duyun. Biz de insanız. Bu kadar kolay değil. İnsanların emeğine, alın terine, toprağına, zeytinine, ağacına, meyvesine çökmek, şirketlere çökülmesine izin vermek bu kadar kolay olmasın. Kimse malına mülküne güvenmesin. Yarın ya da yarından da yakın, hepinizin malına mülküne çökecek bu yasa. O yüzden bu mücadele, insanca onurlu bir yaşam mücadelesidir diyoruz ve herkesi mücadelemize sahip çıkmaya, sesimize ses olmaya tekrar buradan davet ediyoruz. İkizköy'ün, Akbelen'de yetişen çiçekleriyle geldik. Akbelen'de yetişen zeytiniyle geldik, zeytinyağıyla geldik. Bunu kaybedemeyiz. Enerjinin alternatifi var ama bunların yok. Gıda bittikten sonra, su bittikten sonra her şey bitecek.”