NADA’dan Hesfa Vadisi için uluslararası soruşturma çağrısı

img
HABER MERKEZİ - NADA, DAİŞ’in 2014 yılında Hesfa Vadisi’nde gerçekleştirdiği trajedinin mağdurları ile ailelerinin haklarını korumak amacıyla ulusal ve uluslararası düzeyde soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.
 
Musul’un yaklaşık 20 km güneyinde bulunan ve Irak’ın en derin vadilerinden biri olan Hasfe Vadisi, 2014 yılında DAİŞ’in kenti kontrol altına almasıyla birlikte toplu mezarlardan biri haline geldi. Kadınlar, çocuklar ve dini, etnik ve mezhepsel nedenlerle DAİŞ tarafından kaçırılanlar dahil olmak üzere binlerce sivilin infaz edilip gömüldüğü bir yer olarak biliniyor.
 
Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Demokratik Kadın Koalisyonu (NADA), Hesfa Vadisi’nde soykırıma varan insanlığa karşı suçlar konusunda endişelerini dile getiren bir açıklama yayınladı. NADA, bu suçların belgelenmesi, olay yerinin korunması ve mağdurlarla aileleri için adaletin sağlanması amacıyla ulusal ve uluslararası önlemler alınması çağrısında bulundu. 
 
ULUSAL VE ULUSLARARASI TEDBİRLER
 
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “NADA koalisyonu, Irak DAİŞ’in 2014 yılında şehri kontrol ettiği dönemde işlediği en korkunç suçlardan biri olan Musul Vadisi olayını takip ediyor. Bu derin jeolojik vadi, toplu mezar olarak kabul ediliyor. Vadi hakkında yeni bilgiler, tanıklıklar ve korkunç yeni görüntüler ortaya çıktı. DAİŞ’in burayı, kadınlar, çocuklar ve dini, mezhepsel, etnik nedenlerle ya da siyasi intikam için kaçırılanlar da dahil olmak üzere binlerce sivili infaz edip gömmek için bir yer olarak kullandı. DAİŞ, Musul’da kadınlara ve çocuklara karşı zulüm ve katliamlar gerçekleştirdi, onları vahşice infaz etti ve fiziksel olarak ortadan kaldırdı, Irak güçlerinin şehre ilerlemesini engellemek için sivilleri canlı kalkan olarak kullandı ve Êzidî ve Hristiyan azınlıklara ait kadın ve çocukları insan ticareti pazarında sattı.
 
Hesfa Vadisi’nde yaşananlar soykırım ve insanlığa karşı suçtur ve toplu mezarlar da dahil olmak üzere Hesfa Vadisi dosyasının uzman yargı ekiplerinin gözetiminde açılması için acil ulusal ve uluslararası önlemlere ihtiyaç vardır. Ayrıca, delillerin ve kalıntıların, mağdurların ve ailelerinin yasal haklarını koruyacak, mağdur ailelerini sürece dahil edecek ve onları gelişmelerden haberdar edecek şekilde belgelendirilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda, yakınlarının akıbetini bilme, adalet ve tazminat alma hakları da güvence altına alınmalıdır. NADA Koalisyonu, krater alanının korunması, herhangi bir müdahale veya kasıtlı yıkımın önlenmesi ve kurbanların trajedisini anmak ve toplumsal hafızayı korumak için ulusal bir anıta dönüştürülmesi çağrısında bulundu. NADA Koalisyonu ayrıca, kurbanların yalnızca terör kurbanları olarak değil, soykırım veya zorla kaybetme kurbanları olarak resmen tanınması ve belgelemenin ardından resmi ölüm belgelerinin düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Koalisyon, özellikle tüm ailelerini kaybetmiş kadınlar olmak üzere kurbanların ailelerine psikolojik ve sosyal destek sağlanması ve koruma ve güçlendirme programlarına katılımları çağrısında bulundu.”