5 Nolu Cezaevi tanığı Bilen: Amaçlarına ulaşamadılar 2020-07-14 09:08:33 MERSİN - Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi tanıklarından İbrahim Bilen, işkenceci egemen zihniyetin asla amacına ulaşamadığını belirterek, “Hayrilerin, Kemallerin, Mazlumların direnişi, o vahşet ve köle fikirleri kırdı” dedi. Kenan Evren öncülüğünde 12 Eylül 1980’de yapılan askeri darbe ile birlikte darbeci zihniyetin ülke yönetimine egemen olduğu yıllar, Türkiye tarihinin en karanlık sayfaları arasında. Aradan geçen yılların hafızalardan silemediği o günlerde on binlerce insan gözaltına alındı, işkence gördü, tutuklanıp cezaevlerine konuldu ve hayatlarını kaybedenler oldu.  İrade kırmaya yönelik akıl almaz işkence yöntemlerinin uygulandığı cezaevlerinin başında ise Metris ve Mamak ile birlikte Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi geliyordu.    Burada tutuklu bulunan PKK’li tutuklularca Mehmet Hayri Durmuş öncülüğünde 14 Temmuz 1982’de başlatılan ölüm orucu eylemi, maruz kalınan insanlık dışı uygulamalara karşı yine insan iradesinin zaferi olarak tarihe geçen destansı direnişlerden biri oldu     Hem cezaevindeki vahşete hem de buna karşı verilen direnişe tanıklık eden İbrahim Bilen (63), o yılları anlattı.    Mardin Kızıltepe ilçesinde dünyaya gelen Bilen, devrimci hareketlerle 1970’lerde İstanbul’da Devrimci İşçi Gençlik Derneği ile tanıştı. Fakat o zamanlar Kürt olduğunun farkında bile olmadığını söyleyen Bilen, bu konuda geçirdiği dönüşümü “Devrimci bilinç vardı ama Kürt bilinci, tarihi yoktu. Onu 80’li yıllarda Kürdistan’a geldiğim zaman öğrendim. Burada özgürlük hareketi ile tanıştım. Arkadaşlarla tanıştıktan sonra kim olduğumuzu, ne olduğumuzu öğrendim. Kürtlerin tarihsel süreç içerisindeki durumunu kavramdım ve bu bilinç ile devrimci mücadeleye katıldım” sözleriyle dile getirdi.   1 AY İŞKENCE GÖRDÜ   80 darbesinden önce ülkenin her tarafında devrimci bir hareketlilik olduğunu belirten Bilen, darbeden 8 ay sonra Urfa’nın Hilvan ilçesinde gözaltına alınıp, tutuklandı. Gözaltına alındıktan sonra Mardin-Kızıltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürülüp, burada 10 boyunca işkence gördüğünü paylaşan Bilen’e yönelik işkence sonrasında götürüldüğü Mardin İl Jandarma Tugay Komutanlığı’na da 20 gün boyunca devam etmiş. Falakadan Filistin askısına kadar birçok işkence yöntemine maruz kaldığını ifade eden Bilen, “Her sabah erken saatte bizi uyandırırlardı ve sorguya götürürlerdi. Bütün gün döverlerdi. Oradaki bir kolluk yetkilisi bize; ‘İster suçlu olun, ister suçsuz olun. 15 yıl sizi yatıracağız. Cezaevinden çıktığınız zaman beliniz iki büklüm olsun ki bir daha devrimcilik faaliyetlerine kalkışmayın’ diyordu” diye belirtti.   AMAÇLARINA ULAŞAMADILAR   İşkenceli sorgulardan sonra Diyarbakır’a götürülen Bilen, Sıkıyönetim Mahkemesi tarafından tutuklanıp 5 Nolu’ya konulmuş. O yılları hatırladıkça hüzünlenen Bilen, bu yaşanmışlıkları şöyle kelimelere döktü: “Cezaevine girmeden önce Vietnam zindanları ile ilgili okumalar yapıyordum. Orda okuduklarımdan çok daha fazlasını yaşadık. Orada yaşananlar anlatılarak anlaşılmaz, gerçekten yaşamak lazım. Ödenen bedeller, yaşanan o işkence ve vahşetleri bizler unutamıyoruz. Hala bile zaman zaman rüyalarımızda görüyoruz. Bizler için travmaya dönüştü. Arkadaşlarınızın bağırtılarını, ölüm orucundaki arkadaşların iniltilerini düşündüğümüz zaman etkisinden çıkamıyorsunuz. Orada yaşananlar insanlık dışı şeylerdi. Nefes almanızdan yatma şekline kadar her şey işkence olarak geri dönüyordu. Tüm bunlarla devrimcileri önce kişiliksizleştirmek, sonra teslim almak ve sonunda değerlerine, bilincine, arkadaşlarına, yoldaşlarına ihanet ettirmeyi amaçlıyorlardı. Fakat asla amaçlarına ulaşamadılar ve ulaşamazlar. Hayrilerin, Kemallerin, Mazlumların direnişi o vahşet ve köle fikirlerini kırdı.”    DÜN CEZAEVİNDE BUGÜN TÜM ÜLKEDE    Bilen, o günlerden bugüne ise olumlu bir değişim olmadığını, aksine koşulların daha da kötüleştiğine dikkat çekti. Bilen, “Çünkü o zamanlar cezaevinde bu işkenceler yapılıyordu ama şimdi tüm ülke cezaevine dönüşmüş ve o günkü zihniyetle yönetiliyor. Faşizm için en iyi insan, ölü insandır. Dolayısıyla bugün o mantıkla sosyal medyadan tutun da hayatın her alanında sizi baskı altına almaya çalışıyorlar. Kendinizi ifade etmeniz bile çok zor. Biz 80’de cezaevinde kendimizi ifade edemiyorduk şimdi ise tüm ülkede kendini ifade edemiyorsun” diye konuştu.   YÜZLEŞME ŞART   Darbenin yaşandığı süreçte Diyarbakır, Elazığ, Mamak ve Bayrampaşa (Sağmalcılar) cezaevleri üzerinden toplumun terbiye edilmeye çalışıldığını vurgulayan Bilen, “Bizler üzerinde deneyler yapılıyordu. Diyarbakır Cezaevi’nde işkence ve vahşetle saldırıyorlardı, Sağmalcılar ve Mamak’ta da karıştır-barıştır, Elâzığ Cezaevinde ise açlıkla terbiye etme uygulanıyordu” dedi.    Bir daha bu acıların yaşanmaması için ise, gelecek kuşağın bunları öğrenmesi ve toplumun buna karşı önlem alması gerektiğini söyleyen Bilen, “Onun için o gün yaşananlarla yüzleşilmesi gerekiyor. Şimdiye kadar Türkiye kendi tarihi ve gerçekliği ile hiçbir zaman yüzleşmedi.  Bunun için toplumsal dinamiklerin harekete geçmesi gerekiyor” diye konuştu.