Suruç Katliamı’nın tek sanığı 5 yıldır mahkemeye getirilmiyor 2020-07-19 09:08:14   İSTANBUL - Suruç Katliamı davasında geçen 5 yıla rağmen herhangi bir ilerlemenin sağlanamadığını belirten dava avukatlarından Veysi Eski, “Mahkemenin suç duyurusuna rağmen savcı işlem yapmıyor. Davanın tek sanığı hala mahkemeye getirilmedi” dedi.   DAİŞ’in kurtarılan Kobanê’ye oyuncak götürmek ve çocuklara yeni yaşam alanları yaratmak amacıyla 20 Temmuz 2015’te Türkiye’nin dört bir yanından Sosyalist Gençlik Federasyonu Derneği’nin (SGDF) çağrısıyla bir araya gelen gençler, Suruç'ta bombalı saldırıyla katledildi. Amara Kültür Evi’nin bahçesinde açıklama yapmak için toplanan onlarca kişi arasına girerek üzerindeki bombayı patlatan DAİŞ üyesi, 33 kişinin yaşamını yitirmesine, yüzden fazla kişinin de yaralanmasına neden oldu. Katliamdan bir gün sonra Urfa 2’nci Sulh Ceza Hakimliği, doysa kapsamına ve soruşturmanın amacı tehlikeye düşüreceği, delillerin tam olarak toplanmamış olmaması gerekçesiyle "gizlilik" kararı çıkardı.    Üzerinden 21 ay geçmesinin ardından Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde katliamın ilk duruşması sanıksız başladı. O günden bu yana 14 duruşmanın yapıldığı davanın tek sanığı olarak gösterilen Yakup Şahin ise şimdiye kadar mahkemeye getirilmedi. Katliamın üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen davada arpa boyu yol alınamadı.   Davanın avukatlarından biri olan Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Veysi Eski, davanın peşini asla bırakmayacaklarını söyledi.   ‘ARAŞTIRMA YAPILMADAN DAVA AÇILDI’   Saldırıdan hemen sonra dosyanın avukatları olarak çok hızlı bir şekilde dosyanın müdahili olduklarını ifade eden Eski, bir savcının yapması gereken birçok şeyi ve araştırılması gereken bütün hususları davanın avukatları olarak kendilerinin yaptığını söyledi. Fakat bunlara rağmen doğru düzgün bir araştırma yapılmadan davanın açıldığını belirten Eski, “Şimdiye kadar Yakup Şahin isimli şahıs hakkında dava açıldı. O kişi Ankara Katliamında da sanık pozisyonunda. Bu şahıs 14 duruşmadır mahkeme salonuna getirilmedi. Araştırmasını istediğimiz bütün hususlar mahkeme tarafından sürekli olarak reddedildi” dedi.   ‘DÜŞMANCA BİR TUTUM VARDI’   Duruşmalarda ailelerin mahkeme salonuna girişinin engellendiğini ifade eden Eski, gelenlerin de sanki mağdur değil de olayın sanığıymış gibi keriminize edildiğine vurgu yaptı. Davanın avukatları olarak kendilerinin de mahkeme salonuna girmekte güçlük çektiklerinin altını çizen Eski, “Özellikle ilk duruşmalarda halka, avukatlara ve gelen siyasi heyetlere inanılmaz derecede kötü davranıldı. Düşmanca bir tutum vardı. Özellikle dışarıdaki jandarmanın tutumu ve yaklaşımı düşmancaydı. Tabii bizler dosyaya çok iyi çalıştık. Özellikle bu meselenin bir sanıkla ilgili olmadığını bunda istihbarat zafiyetinin olduğunu, daha sonraki katliamlar gibi davaların hepsinin ele alınması için ısrarcı olduk. Orada yargılanan kişilerin orayla olan bağlantıları noktasında ısrarcı olup olay anına ve sonrasına ilişkin görüntüleri mahkemeye getirilmesi için ısrarcı olduk” diye konuştu.   MAHKEMEYE RAĞMEN SAVCI İŞLEM YAPMIYOR    Mahkemeye getirilen olay sonrası görüntülerin 5 saatlik kısmının kesildiğinin altını çizen Eski, şöyle devam etti: “Bu 5 saatlik kısmın kimler tarafından ve nasıl kesildiğini, olaydan sonra orada kimlerin ve nelerin olduğunu defalarca sorduk. Bu noktalarda karanlıkta kalan ciddi meseleler var. Saldırının olduğu gün Abdullah Ömer Aslan isimli bir kişi olay yerinde görülüyordu. Bu kişinin imam olduğu söyleniyordu. Ancak bu kişi gözaltına alınıp derhal serbest bırakıldı. Daha sonra bizim ısrarlarımız sonucu mahkemede tanık olarak dinlenildi. Tanık olarak dinlendikten sonra karakolda telefonuna el konulduğunu ve Suriye ile bağlantısının olduğu, Suriye’deki bazı hesaplarla görüşmelerinin olduğu tespit edildi. Mahkeme bu kişi hakkında suç duyurusunda bulundu. Mahkemenin suç duyurusuna rağmen savcı işlem yapmıyor. Buna hiçbir şekilde ne dava açıldı, ne yakalama ne de tutuklama yapıldı.”   ‘BİLİRKİŞİ RAPORUYLA KANITLANDI’   Görüntülerin kesildiği bilirkişi raporlarıyla da ispatlandığını dile getiren Eski, “Bu noktada artık mahkeme bu görüntüleri kesen kişilerin tespitine yönelik bir araştırmaya girmesi gerekiyor. Biz şuanda o noktada bastırmaya çalışıyoruz. Bu görüntüler nereye gitti, bu görüntüleri kaybedenler kimler? Bunun mutlak suretle araştırılması gerekiyor. Ancak taleplerimizin çoğu gerekçesiz bir şekilde reddediliyor” dedi.    ‘KARARA RAĞMEN ÜST ARAMASI YAPILMIYOR’   Orada istihbarat zafiyetinin olduğuna ilişkin çok ciddi sorularının olduğunu dile getiren Eski, bu noktada Suruç Emniyet Müdürü ve polislerin yargılandığı bir dosyanın açıldığını söyledi. Dosyanın açılmasıyla birlikte o gün Amara Kültür Merkezi dahil Suruç’un her tarafında yapılabilecek etkinliklerde kişilerin üstünün aranmasına dair bir mahkeme kararını olduğu ortaya çıktığını belirten Eski, “Ama nedense Amara Kültür Merkezine gelenlerin üstü aranmamış. Herhangi bir güvenlik tedbiri alınmamış. Burada bir zafiyet var. Bu kararı emniyetin kendisi ‘Böyle bir grup Suruç’a gidecek. İşte bunlar oyuncak getirmişler Suriye tarafına götürecekler’ diyerek mahkemeden böyle bir karar almış. Bu insanların oraya geleceğini emniyet biliyor. Ama herhangi bir şekilde orada bir güvenlik önlemi alınmıyor. Burada görevi ihmalden hem polislerden hem de dönemin Suruç Emniyet Müdürüne ilişkin açılan kovuşturma da devam ediyor” ifadelerini kullandı.   ‘SUÇU TEK BİR KİŞİ ÜZERİNE YIKMAYA ÇALIŞIYORLAR’   Davanın şuanda avukatların ve ailelerin ısrarı ile yürütüldüğünü belirten Eski, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Davanın tek sanığı olarak Yakup Şahin’i koydular önümüze. Onu da SEGBİS’le mahkemeye çıkarıyorlar. Dosyayı bir kişinin üzerinde sabitleyip o kişiye ceza verip dosyayı kapatma eğilimindeler. Ama bu noktada bizler ve aileler bu işin peşini bırakmıyor ve bırakmayacağız da. Bunların yapmaya çalıştığı şey özellikle o istihbarat zafiyeti hatta kasta varan durumların üstünün kapatılmasıdır. Geçtiğimiz gün görülen Ankara Katliamı davasında birçok failin YPG’nin elindeki kamplarda olduğuna dair istihbarat raporları girdi. Ki Ankara Katliamı ile Suruç Katliamı’nın aynı grup tarafında yapıldığı netleşmiş vaziyette. Bu kişilerin aslında tespit edilmesi çok zor değil. Ama bu kişilere dair sadece bir istihbarat raporu mahkemeye gönderiliyor. Bu kişilerin hangi ilişkiler içerisinde olduğu, Türkiye’deki ayaklarının ne olduğuna dair hiçbir açıklama yapılmıyor.”     DAVUTOĞLU ÇIKIP AÇIKÇA KONUŞMALI   Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Eğer 7 Haziran ile 1 Kasım arasında olanların ne olduğunu açıklarsak kimse yerinde oturamaz” sözlerine de atıf yapan Eski, Davutoğlu’nun çıkıp dürüstçe ne demek istediğini açıklaması gerektiğini vurguladı. Davutoğlu’nun bu sözlerle bir şeyleri bildiğini açıkça itiraf ettiğini dile getiren Eski, “Zaten arkadaşlarımız Davutoğlu hakkında da suç duyurusunda bulundu. Davutloğu bu sözlerinden dolayı gelip Mahkemede tanık olarak dinlenmeli. Biz zaten daha önceki duruşmalarda da tanık olarak dinlenmesini istemiştik. Davutoğlu gerçekten dürüst bir siyasetçi ise gerçekten kendisinin bu işlerin dışında olduğu iddiasında ise çıkıp açıkça kimler insan içine çıkamaz, kimler gün yüzüne çıkamaz bunu açıkça söylemesi gerekiyor” diye konuştu.   DAVAYA KATILIM ÇAĞRISI   18 Ağustos’ta yine bir duruşmanın yapılacağını ifade eden Eski, duruşmaya katılım çağrısında bulundu. Ankara Katliamı dosyasında çıkan istihbarat raporunun Suruç Katliamı dosyası açısından da çok önemli olduğunu vurgulayan Eski, şunları söyledi: “Çünkü Ankara Katliamına bakan mahkeme Bakanlıktan daha net bilgi istedi. Oraya gelecek bilgiler Suruç dosyasında da kovuşturmayı genişletebilir kanaatindeyiz. Birileri davanın üstünü bir şekilde kapatmak isteyebilir ama biz bunun bu şekilde kapatılmayacağı kanaatindeyiz. Şuan için karanlık bir çizgi çizmiş olabiliriz ama geleceğe dair çok şey biriktirdiğimiz kanaatindeyiz. Bunun hesabını illaki bir yerde yani bir üst mahkeme olur, AİHM’de olur ya da başka bir merci nezdinde olur sorumlulardan hesap sorulur kanaatindeyiz. Biz bu davanın takipçisi olmaya ve ailelerin yanında durmaya devam edeceğiz.”    MA / Ferhat Çelik - Mehmet Aslan