Direnen ve ezilene umut olan Rojava Devrimi 8’inci yılında 2020-07-19 10:21:23   QAMİŞLO - Direnen ve ezilen halklara umut olan Rojava Devrimi 8’inci yılını geride bıraktı. PYD Eşbaşkanı Enver Muslim, devrimle birlikte tek renkliliğin sona erdiğini belirterek, “Devrim halen sürüyor. Daha atacağımız birçok adım var” dedi.     Ortadoğu ve dünyada büyük yankı uyandıran ve direnişle örülen 19 Temmuz Rojava Devrimi 8’inci yılında. Önce Kuzey ve Doğu Suriye’yi ardından tüm Suriye ve bölgeyi etkisi alan Rojava Devrimi, bugüne kadar direnen ve ezilen halklara ilham kaynağı oldu. Büyük saldırı ve savaşlara rağmen devam eden devrimin Kobanê’deki ilk kıvılcımlarını yakanlardan PYD Eş Başkanı Enver Müslim, tarih sayfalarına altın harflerle yazılan devrimi anlattı.    ÖNCESİ TEK RENK   Rojava Devrimi’nden önce Suriye’de iktidarda olan BAAS rejiminin çoğulculuğu ve var olan kültürleri yok saydığını belirten Müslim, sistemin tek renk ve tek parti ile devam ettirildiğini söyledi. Sadece bir dilin hakim kılınmaya çalışıldığını ifade eden Müslim, Kürtlerin onurları, yaşamları ve özgürlükleri için mücadele yolunu seçtiğini kaydetti. Bu uğurda birçok insanın tutuklanarak cezaevlerine atıldığını anımsatan Müslim, bir o kadarının da yaşamını yitirdiğini söyledi. Bunun “şovenist” bir siyasetin sonucu olduğuna dikkati çeken Müslim, ancak 19 Temmuz Devrimi'nin kendisi ile birlikte yeni bir durumu getirdiğine işaret etti.    19 TEMMUZ İLE YENİ BİR SAYFA   19 Temmuz sürecinde kimi kesimlerin rejimle, kimilerinin ise Müslüman Kardeşler ile hareket etiğini anımsatan Müslim, “Toplumsal kurumların oluşturulmasından savunma mekanizmasının geliştirilmesine kadar birçok şey getirdi. Bu yeni bir gelişmeydi. Suriye’de demokratik ve özgür bir yaşamın oluşması için mücadele edenler umut ve gayelerini 19 Temmuz devrimi ile birlikte gördüler. Kendilerini Suriye muhalefeti şeklinde adlandıran kesimler ise durumu kabul etmedi. Kimileri BAAS ile kimileri ise Müslüman Kardeşler ile birlikte hareket etti. Onlardan bazıları DAİŞ ve El Nusra’yı destekliyordu. Hatta onları devrimci diye adlandırıyorlardı” dedi.   PROJE HALKLARIN PROJESİ   Devrim ile birlikte gerçekleştirmek istedikleri projenin “halkların projesi” olduğunu kaydeden Müslim, bunun demokrasinin küçük bir kıvılcımı olduğunu, ancak projenin ve sistemin gelişip filizlenmeye başladığı zaman kimilerinin buna düşmanlık etmeye başladığını ifade etti. Müslim, başta Türkiye’de iktidarda bulunan AKP ve çevresinin düşmanlığa başladığını belirterek, şunları söyledi: “Rojava ambargo altına alındı. Kuşatılmaya çalışıldı. DAİŞ, El Nusra (HTŞ) ve Ehrar El Şam gibi örgütlere destek verilerek, Rojava Devrimi yok edilmeye çalışıldı. Bunlar bizimle savaştırıldı. 19 Temmuz Devrimi'nin ilk kıvılcımı Kobanê’de yakıldı. Bu grupların yönü de Kobanê’ye verildi. Büyük ekonomik ve siyasi ambargolar uygulandı. Ancak tüm bunlara rağmen bu sistemi inşa edenler mücadele ederek, üçüncü yol siyasetini geliştirip, Suriye’nin geleceği için büyük bir proje olduğunu kanıtladı.”   SALDIRILAR VE OSMANLICILIK HAYALİ   Müslim, devrimle çoğulcu bir sistemin hayat bulduğu, BAAS ve radikal İslam anlayışı dışında farklı bir anlayışın geliştirildiğini vurguladı. Herkesin, kendisini oluşturulmaya çalışılan sistem içerisinde bulduğunu dile getiren Müslim, “Başta Efrin, ardından Serêkanîyê ve Girê Spî’nin işgal edilmesinden sonra buralarda yaşanan tecavüz, ölüm, talan, yok etme ve bölgenin demografisinin değiştirilme planları şunu bir kez daha ortaya koydu. O da Osmanlıcılık hayali ile bölgenin yeniden işgal edilmesiydi. Cizire, Fırat ve Şehba halkı bu durumu görünce daha fazla kenetlenmeye ve sahiplenmeye başladı. Özerk yönetimi ve onları koruyan QSD güçlerinin yanında yer aldı. Artık Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler, Ermeniler ve Çerkezleri aynı cephede bulabiliyordunuz. Bunların bir arada ve birlikte mücadele etme zemini bulması ise 19 Temmuz Devriminin bir ürünüydü” diye konuştu.    KAPIDAKİ DÜŞMAN: TÜRKİYE   Türkiye ve desteklediği güçlerin ilk günden beri Kuzey ve Doğu Suriye’ye “düşmanlık” yaptığını söyleyen Müslim, bunun sonucunda kendilerine büyük saldırılar gerçekleştirildiğini anımsattı. Askeri ya da siyasi bir kazanım elde ettiklerinde, yok edilmeye çalışıldıklarını ifade eden Müslim, bu sistemin gelişmemesi için hem uluslararsı hem de bölgesel düzeyde büyük bir düşmanlık siyasetinin geliştirildiğine dikkat çekti. Bu tehditlerin her zaman olacağını belirten Müslim, bundan kaynaklı bölge halklarının omuz omuza durarak, bu projenin başarıya ulaşması için çaba harcayacağına vurguladı. Müslim, böylesi bir mücadele dışında Türkiye’nin her zaman tehditleri ve saldırganlığının devam edeceğine işaret etti.     8’İNCİ YIL    Kuzey ve Doğu Suriye’nin birçok halkın temsilciliğini yaptığı anlatan Müslim, devamla şunları söyledi: “Ortadoğu’da ilk kez böylesi bir yapılanma insanlığın korunmasından, kadınların savunulmasından, eşitliğin geliştirilmesinden yana tavır takınıyor. Bunu söylüyor ve geliştirmeye çalışıyor. DAİŞ dünya için büyük bir tehdit oluşturuyordu. Ancak bu devrim sayesinde yok edildi. Bu gün binlerce insanlık düşmanı DAİŞ’li burada tutukludur. Bu sonuç ve şimdi yaşananlar gösteriyor ki dünya halklarının kazanımları da buradan geçiyor. 19 Temmuz Devrimi halen devam ediyor. Bu, bitmiş bir şey değil. Ve öyle görünüyor ki bizi daha zor günler de bekliyor. Daha atacağımız birçok adım var. Hem iç hem de dış bir savaşın içindeyiz. Özgür, demokratik bir toplum arayışımız devam ediyor. Tüm halkımıza devrimin 8’inci yılını kutluyoruz.”   MA / Nazım Daştan