Heftanîn’de son durum: Sefer var zafer yok! 2020-07-26 09:08:52   HABER MERKEZİ - Gazeteci Rojbin Deniz, Türkiye’nin bütün teknik gücüyle girmeye çalıştığı Heftanîn’deki son durumu, “21’inci yüzyılın en yoğun çatışmaları Heftanîn’de yaşanıyor. Ancak TSK bir türlü ilerleyemiyor ve sonuç alması zor görünüyor” şeklinde özetledi.   Türkiye, Irak Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik 15 Haziran’da hem havadan hem de karadan operasyon başlattı. Operasyonlar kapsamında Mahmur Mülteci Kampı, Şengal, Kandil Bölgesi ile yerleşim yerleri bombalandı. Yerleşim yerlerinin bombalanması sonucu şimdiye kadar 9 sivil yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi de yaralandı. Duhok’a bağlı Heftanîn bölgesinde bulunan onlarca köy de bu saldırılar kapsamında boşaltıldı. Bölge halkının bağ ve bahçeleri de bombardımanların hedefi oldu.    Türkiye’nin operasyonlarına paralel olarak Federe Kürdistan Yönetimi’ne bağlı KDP Asayişi, birçok kentte başlayan protesto eylemlerine katılan çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. KDP Asayişi, 27 Haziran’da Şeladizê’ye bağlı Sida köyünde Qehreman Şukri’nin evini basarak gözaltına aldı. Bu baskının, TSK’nin 19 Haziran’da Sida köyünü bombalaması sonrasına denk gelmesi dikkati çekti.   Heftanîn bölgesinde yoğunlaşan çatışmalarda TSK’nin bütün teknik gücünü kullandığı ancak istediği gibi ilerleme sağlayamadığı belirtiliyor. Bölgede yaşanan çatışmaları yakından takip eden ve Federe Kürdistan Bölgesi’nde yaşayan gazeteci Rojbin Deniz, bölgedeki son durumu Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.    ‘ERDOĞAN TAMAMLAMAK İSTİYOR’   Gazeteci Deniz, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Osmanlı’nın yöntemleriyle bölgeyi işgal etmek istediğini belirterek, “Heftanîn’de çatışmalar 1 ayı aşkındır sürüyor. Türkiye, Mahmur ve Şengal’e 15 Haziran’da saldırı gerçekleştirdi. Ardından Heftanîn’e saldırılar başladı ve halen de sürüyor. Türkiye’nin amacının stratejik konumda olan Heftanîn’e yerleşerek, tampon bölge oluşturmak olduğunun altını çizen Deniz, “Bu şekilde Heftanîn ile diğer bölgelerin bağlantısını kesmiş olacak. Daha önce de Heftanîn’e dönük saldırılar vardı. Ancak bu saldırılar kadar sert değildi” dedi.     Erdoğan’ın hayallerinin “Misakı Milli sınırlarına ulaşmak” olduğunu ifade eden Deniz, “O yüzden Osmanlı'nın aklı ve siyasetiyle hareket ediyor. Osmanlı dönemindeki uygulamaları bir bir devreye konuluyor. Ortadoğu halklarına vermek istediği mesaj tam olarak da budur. Osmanlı’nın yarım bıraktıklarını onlar tamamlamak istiyor. Bugün Erdoğan’ın önünde engel olan tek güç ise, özgürlük isteyen ve Kürtlerin varlığını koruyan güçtür. O yüzden bütün teknik gücüyle Kürtlere saldırıyor” diye belirtti.   ‘KDP TÜRKİYE İLE İŞBİRLİĞİ YAPTI'   Gazeteci Deniz, KDP’nin, Türkiye’ye verdiği desteğe dikkati çekerek, şunları kaydetti: “KDP, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK), ‘İstediğin yere kadar gir ama senin girdiğin yerlere biz de güçlerimizi yerleştireceğiz’ diyor. Bu nedenle Federe Kürdistan’da büyük bir karışıklık var. KDP ise iktidarda kalmak istiyor ve bunu korumak için de Türkiye ile ortak hareket ediyor. KDP, bugüne kadar Türkiye için 20 köyü boşalttı. Bu şekilde onlara yol açıyor. KDP’nin bölgede yürüttüğü siyaset AKP-MHP’nin prototipi olduğunun da göstergesidir. KDP, bölgede onlarla aynı siyaseti yürütüyor. Bölgede korkuyu yaymak için köyler bombalanıyor. Bu korkuyu yaratmanın amacı, KDP’nin Türkiye ile ilişkilerini güçlendirmek istemesidir. KDP’nin Türkiye ile olan işbirliğini Heftanîn’de çok açık bir şekilde görmek mümkündür.”    TÜRKİYE’NİN SONUÇ ALMASI ZOR   Bunca teknik savaş araçlarının kullanılmasına rağmen operasyonların hala sonuçsuz olduğunu ve ciddi asker kayıplarının yaşandığını belirten Deniz, asker operasyonuna karşı yeni bir tarzın geliştirildiğini ve askerlerin bu tarz karşısında çok zorlandığını vurguladı.    Heftanîn operasyonundan önce TSK’nin Şehit Kendal’de bazı bölgelere yerleştiğini hatırlatan Deniz, şöyle devam etti: “Şimdi Xantor’a saldırılar yoğunlaşmış durumda. Burası Heftanîn’de çok stratejik bir noktadır. Heftanîn’in tam ortasında yer alıyor. Bu bölgenin etrafında Süryani ve Kürt köyleri ile tarihi yerler bulunuyor. TSK bu bölgelere girebilir ve alabilir. Ancak bunun karşısında bir karşı çıkış, direniş var. Şöyle tanımlayabiliriz: ‘Türkiye aslında her yerde ama gerçekte hiçbir yerde değil.' Türkiye özellikle medya üzerinden özel bir savaş yürütülüyor. TSK bölgede ağır darbeler alıyor ama sanki onlar daha üstünmüş gibi gösteriyorlar ve bunu da medyayı kullanarak yapıyorlar. Bölgede olmayan varlığını bu şekilde göstermek istiyor. Ancak direnen güçler Heftanîn’in her karış toprağını, her taşını tanıyor ve biliyor. Bu yüzden Türkiye’nin başarılı olma, sonuç alma şansı yok. TSK’nin kayıpları her geçen gün artıyor ve artık bunu saklamayacak duruma geldiler. 21’inci yüzyılın en yoğun çatışmaları Heftanîn’de yaşanıyor diyebilirim.”    EN GELİŞMİŞ TEKNİK KULLANILIYOR    TSK’nin NATO’nun bütün teknik gücünü kullanarak operasyonlar yaptığını ifade eden Gazeteci Rojbin Deniz, şunları söyledi: “TSK’nin bölgede göğüs göğüse çatışacak güce sahip değil. TSK, Federe Kürdistan’a kurduğu üslerden çıkamıyor. Bir üsten diğerine gidemiyor. Operasyonlarda da tekniği kullanarak ilerleyebiliyor. 24 saat boyunca tüm alanlarda keşif uçakları uçuyor. Süleymaniye'den tutun Hewler'e kadar keşif uçaklarını gezdiriyor. En ufak bir hareketlilikte vuruyor. Bunu sadece kırsal alanlarda değil, kentlerde de uyguluyor.  Kısacası TSK, Heftanîn’de NATO’nun gelişmiş tüm teknolojik silahlarını ve tekniklerini kullanıyor. Buna rağmen başarılı olamıyor.”   Korucuların da operasyona katıldığının bilgisini veren Rojbin Deniz, “Bir yandan PDK’ye bağlı güçler bir yandan da Barzani ailesinden kişiler operasyona katılıyor. Bir ay geçti ancak herhangi bir sonuç alamadılar. Var gücüyle saldırıyor ama ilerleyemiyor. HPG, Heftanîn’in her yerinde. O bir noktayı vuruyor, diğer bir noktadan çıkıyorlar. Askerlerin psikolojisi bozulmuş durumda. Heftanîn’de yasaklı silahların kullanıldığı bilgileri de çokça geliyor, ancak ne seviyede kullandıklarını bilmiyoruz.”   HALK KARŞI ÇIKIYOR   Gazeteci Deniz, değerlendirmesini şöyle tamamladı: “Federe Kürdistan halkı, KDP'nin Türkiye işbirliğine çok tepkili ve öfkeli. Halk, bunu her yerde dile getiriyor. Bu yüzden bölgede halk yeni bir tarih yazıyor. Heftanîn’den Behdînan’a kadar ve özellikle Şeladizê halkı operasyonlara karşı çok tepkili. Topraklarını bırakıp, başka yerlere gitmek istemiyorlar. Bölgenin genelinde önemli bir direniş var. Bu nedenle operasyonların başarıyla sonuçlanacağını sanmıyorum.”