Onaran: Hasta tutuklulara 'veda’ hakkı verilmeli 2020-09-04 09:03:49   İSTANBUL - Salgınla birlikte cezaevlerinde sağlığa erişim hakkının durma noktasına geldiğine işaret eden İHD Hapishane Komisyonu üyesi Hatice Onaran, “Her insanın sevdiklerine veda hakkı var. Bu bir insan hakkıdır” diyerek, hasta tutukluların bir an evvel serbest bırakılmaları konusunda yetkililere çağrı yaptı.    Koronavirüs (Kovid-19) salgını vaka sayısında “normalleşme” süreciyle birlikte önlemlerin gevşetilmesi nedeniyle her geçen gün artış yaşanıyor. Günlük vaka sayısının bin 500’ü aştığı tabloda merak edilen yerlerin balında ise cezaevleri geliyor. Son dönemlerde cezaevlerindeki vaka sayıları ve can kayıpları hakkında herhangi bir bilgi paylaşımı yapılmıyor. Salgının başından bu yana temizlik ürünleri başta olmak üzere birçok konuda tutukluların kendi hallerine bırakıldığını belirten insan hakları savunucuları, cezaevindeki hak ihlallerinin arttırdığına işaret ediyor.    İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishane Komisyonu üyesi Hatice Onaran, cezaevlerindeki son duruma ilişkin konuştu.    KISITLAMALARIN BAŞINDA İLETİŞİM GELİYOR   Olağanüstü şartların hayata geçirildiği alanların başında cezaevlerinin geldiğine dikkati çeken Onaran, bunun nedenini ise, “Buralarda yapılan kısıtlamaların başında iletişim geliyor. İletişim olmayınca uygulanması rahat oluyor. Bu şartlarda hak ihlalleri ise artıyor. Fakat hak ihlalleri her süreç için geçerlidir. Demokratik kuralların uygulandığı koşullar bile olsa cezaevlerinde her daim hak ihlalleri vardır” diyerek açıkladı.     Salgınla birlikte ilk olarak aile ve avukat görüşlerine kısıtlamalar getirildiğini anımsatan Onaran, iletişimin ortadan kalkmasıyla birlikte cezaevlerinde istenen koşulların yaratıldığını söyledi. Onaran, “Cezaevlerinde durum gerçekten çok kötü durumda. Hukuki açıdan kötü olması bir yana insan hakları açısında ayrı kötü durumda. Hatta en temel hak olan yaşam hakkının korunması, sağlanması hakkında herhangi bir adım atılmıyor. Bir şey yapılmadığı gibi ölüme terk ediliyorlar. Bu durum ise kaygılarımızı her geçen gün arttırmakta” diye konuştu.     YEMEK SIKINTISI SÜRÜYOR   Salgının başında cezaevlerinden sorumlu olan kurumlara, alınacak önlemler için öneri sunduklarını paylaşan Onaran, bu önerilerinin ciddiye alınmadığını kaydetti. İnfaz yasasıyla birlikte adli tutukların serbest bırakıldığını hatırlatan Onaran, “Serbest bırakılmalarla birlikte cezaevlerinde yemek sorunu çıktı. Çünkü cezaevlerinde yemek işlerini açık cezaevindekiler yapıyordu. Bu durum ise bize devletin ne kadar plansız, öngörüsüz hareket ettiğinin bir örneğini gördük. Yemek sıkıntısı hala devam ediyor” dedi.    TALEP KARŞILANMADI   Onaran, salgınla birlikte temizliğin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını fakat cezaevlerinde temizlik malzemelerinin çok kısıtlı verildiğini kaydetti. Onaran bu konuda şunları söyledi: “Bu temizlik malzemelerinin ücretsiz olması, dezenfektan ürünlerinin periyodik olarak sürekli verilmesi, maske ve eldivenlerin gerekli noktada bunların zaten ücretsiz olarak sağlanmasını talep ettik. Ama gelinen süreçte bakıyoruz ki bunlar hem fahiş fiyata verildi hem de talebi karşılamadı.”    SOSYAL HAKLAR    Salgında yüz yüze görüşme yerine telefon görüşmesi hakkı verildiğini, ancak bu durumun da sıkıntılı olduğunu ifade eden Onaran, “Bazı yerlerde hafta da bir olarak kaldı. Bazılarında 20 dakika tek seferde kullandırıldı. Kimi yerde ise 10 dakika 3 dakikaya düşürüldü. İnsanlara ihtiyaçlar için koli gönderilmesi söylendi. Fakat koliler aylarca bekletiliyor. Sosyal haklar ortadan kaldırıldı. Kütüphane ya da atölye çalışması yapan mahpusların hakları tamamen ortadan kaldırıldı” dedi.   Koğuşlarda sosyal mesafe kurularına dikkat edilmediğini, kapasitenin seyreltilmesi konusunda bir girişimin de olmadığını belirten Onaran, şunları söyledi: “Ziyaretlere yansıyan kısıtlamalar dışında bir şey yapılması gerekir. Salgının ne kadar daha devam edeceğini bilmiyoruz. Bunun için planlar yapılmalı. Atölyeye 10 kişi çıkıyorsa 5-5 bölünebilirdi. Aksine daha çok kısıtlama yapılıyor. Bunların bir an evvel ortadan kaldırılması gerekir. Uzun sürecin hapishanelerde biraz daha yaşanır kılınması, zindan içinde zindan yaratılma politikalarına son verilmeli.”    KARANTİNA ODALARI SAĞLIKSIZ   Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin başında sağlığa erişim hakkının engellenmesi geldiğini vurgulayan Onaran, bu durumun ise özellikle hasta tutukluların durumunu kötüleştirdiğini ifade etti. Onaran, “Sağlığa erişimin tamamen ortadan kaldırıldığını söyleyebiliriz. Hastane sevkleri ‘salgın’ bahanesiyle engelleniyor. Yine hastaneye gittiğinde ise 14 gün karantinada kalmak zorunda kalıyorsun. Karantinada ise pis, sağlıksız bir ortamda kalıyorlar” diye belirtti.   ‘KÖTÜ BİR YAKLAŞIM SERGİLENİYOR’   Onaran, hasta tutukluların düzenli olarak hastaneye kontrole gitmeleri gerektiğini ve ilaçlarının olduğuna işaret ederek, “Hasta tutuklulara insani açıdan daha bir özel yaklaşılması gerekirken ne hastaneye götürülüyorlar ne de tedavi ediliyorlar. Hatta daha kötü bir yaklaşım sergileniyor. Sağlığa erişim hakkının engellenmesi hasta tutukluların gözden çıkarılması demektir. ‘Ölürse ölün zaten ölmenizi istiyoruz’ gibi bir yaklaşımın gösterildiğini söyleyebiliriz” diye konuştu.    ‘SERBEST BIRAKILSINLAR’   İnsan hakları savunucularının bu hak ihlallerini kabullenmediklerini ifade eden Onarak, şu çağrıda bulundu: “Bizler onların yaşam mücadelelerinde her zaman için sesleri ve solukları olmaya devam edeceğiz. Başta hasta mahpuslar olmak üzere tüm tutukluların serbest bırakılmasını istiyoruz. Çünkü virüsün bu hapishanelerde gizlendiğini yaygınlaştığını biliyoruz. Bunun gizlendiğini biliyoruz. Oralarda da vaka sayılarında patlamalar yaşamadan en azından kronik durumda olan yaşama tutunmada artık çok zorlanan ağır hasta mahpusların veda hakları var. Her insanın sevdiklerine veda hakkı var. Bu bir insan hakkıdır.”   MA / Kadir Güney