Darbe duyurusunun yapıldığı yerden seslendiler: 12 Eylül sürüyor 2020-09-12 12:39:16 HABER MERKEZİ - 12 Eylül askeri darbe duyurusunun yapıldığı TRT Radyosu binasından iktidara seslenen İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, darbelerin önlenmesi için demokratik ve özgürlükleri esas alan bir Anayasa yapılması çağrısında bulundu.  İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 12 Eylül askeri darbesinin 40’ıncı yıl dönümünde, darbe duyurusunun yapıldığı Elmadağ’da bulunan TRT Radyosu binası önünde açıklama yaptı. Hak savunucularının katıldığı açıklamada, “12 Eylül’ün 40. yılında ne darbe ne diktatörlük” yazılı pankart açıldı.    ‘REJİM OTORİTERLEŞİYOR’   12 Eylül darbesinin devam ettiğini söyleyen İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, mevcut rejimin giderek otoriterleştiğini dile getirdi. Yoleri, “Darbeleri önlemek için yapılması gereken bellidir; darbe kurumlarını kapatmak, darbecileri ve bu vesile ile işlenen her tür suçu cezalandırmak, hak ve özgürlükleri evrensel ölçülerde genişletmek, baskıdan kurtarmak, demokratik ve özgürlükleri esas alan bir Anayasa yapılması, hak ihlallerine neden olan yasaların ve sonuçlarının kaldırılması, demokratikleşme yanında barışı sağlamak ve kurumsallaştırmak” diye konuştu.   AKP iktidarının otoriterleşme yolundaki adımlarına rağmen darbe karşıtı söylemlerinden vazgeçmediğine değinen Yoleri, “O halde, 12 Eylül’e ve darbelere karşı olduğunu kanıtlamaya çağırıyoruz” diye seslendi.   TTB: 40 YILDIR BİTİRİLEMEYEN SALGIN   Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi de darbenin yıl dönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı. “40 yıldır bitirilemeyen, ülkeyi ve halkımızı kemirmeye devam eden salgın: 12 Eylül” başlıklı açıklamada, “12 Eylül 1980’de doğanlar, bugün 40 yaşında. O yıl tıp fakültesine girenler, bugün 33-34 yıllık hekim. Gençler böyle bir tarihi bilmiyor, yaşı uygun olanların önemli bir kısmı unuttu bile. Oysa 24 Ocak 1980 ekonomik kararlarının uygulanabilmesi ve benzer diğer ülkelerde olduğu gibi toplumsal yaşantının da bu uygulamalarla çelişmeyen hale getirilebilmesini hedefleyen askeri darbe, kendisinden sonra gelen iktidarlar aracılığıyla daha da geliştirildi” ifadelerine yer verildi.   ‘İKTİDARLAR DEĞİŞMEZ DEĞİLDİR’   Artık demokrasi, adalet ve laiklikten söz etmenin mümkün olmadığına dikkat çekilen açıklamada, “Sağlık hizmetleri, eğitim, çalışma yaşamı da toplum yararı gözetilmeden yapılandırılmış durumda. Eşitsizlikler, yoksulluk ve yolsuzluk zaman içinde daha da arttı. Ancak, tarihsel olarak biliyoruz ki yaşadıklarımız da bunları savunan ve uygulayan iktidarlar da değişmez değildir. Aydınlık, sağlık ve barış dolu yarınlar, uluslararası hekimlik değerlerini yaşama geçirmek ve karanlık günleri geride bırakmak için Türk Tabipleri Birliği dün olduğu gibi bugün de 12 Eylül rejimine karşı çıkmaya devam edecektir” denildi.   DBP: İNSANLIĞA DAYATILAN YAŞAM BİÇİMİ   Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), askeri darbenin yıl dönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı. 12 Eylül darbesinin yeni bir yaşam biçiminin insanlığa dayatılması olduğu değerlendirilmesi yapılan açıklamada, “Halklar arası ekonomik uçurum açıldı. Anadolu ve Mezopotamya toprakları halklar mezarlığına dönüştürülmek istendi. Dağa taşa yazılan, ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ ırkçı yazımlar, aslında yaratılmak istenilen yeni bir halk kimliğini ve tarihini ortaya koymaktaydı. İspiyonculaştırılmış, itirafçılaştırılmış bir halk kültürü yaratılmak istendi. Rakamlar ile dile getirilenin ötesinde yaratılmak istenilen Neo-Nazizm’in topraklarımızda yaşam bulmasıydı” denildi.   ‘POLİTİKALARDAN VAZGEÇİLMEDİ’   12 Eylül darbesinin hedefinde başta Kürtlerin ve muhalif kesimlerin olduğu belirtilen açıklamada, “12 Eylül ile hedeflenen Kürt kimliğinin yok edilmesiydi. Ve o dönem başlatılan bu süreç hala da devam ettirilmek istenmektedir. Yeşil faşizmin egemen kılınmak istendiği bu dönemde bir avuç gencin önce zindanlarda sonrasında ise dışarıda başlattığı direniş sonucu Eylül karanlığı yenilgiye uğradı. Yenilgiye uğramasına rağmen bu politikalardan asla vazgeçilmedi” diye kaydedildi.   12 EYLÜL’ÜN SONUCU   “Darbenin eseri olan Anayasanın değiştirilmediği gibi, 12 Eylül’ün ruhuna rahmet okutacak yasalar ve uygulamalar ile ülke bir halklar hapishanesine dönüştürülmek istenmektedir” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “AKP iktidarı darbe karşıtı söylemleri ile 18 yıl önce iktidara gelerek faşizan uygulamalara son vereceğini beyan etmişti. Fakat kendilerinin bile ‘Allah’ın lütfu’ dediği 15 Temmuz ile birlikte, 1980’lerde yaratılmak istenilen yeşil faşizm, ülkenin tüm alanlarına sirayet etti. Artık ne Anayasa, ne yasalar, ne de kendilerinin çıkardığı düzenlemelere bile uyulmamaktadır. Toplumun yozlaştırıldığı, kıskaca alındığı, hakların yok sayıldığı, farklı dil ve kültürlerin asimilasyona tabi tutulduğu böylesi bir dönem, 12 Eylül faşizmin devamının sonucudur.”   Açıklamada, bir an önce 12 Eylül Anayasası’nın uygulamadan kaldırılması, faşizme ait olan tüm kurum ve kuruluşların kapatılması, faşizmi egemen kılmak isteyen zihniyetin ise mutlaka yargılanması gerektiği dile getirildi.   ADANA    Adana Baro Başkanı Veli Küçük, 12 Eylül Askeri Darbesi'ne dair yazılı açıklama yaptı. 12 Eylül darbesi ile 1961 Anayasası'nın sağladığı özgürlükler ortamının ortadan kaldırıldığını belirten Küçük, temel hak ve özgürlüklerin yok edildiğini paylaştı.    Küçük, "12 Eylül zalim, gerici ve gaddar bir darbeydi, insanlarımızı ve demokrasimizi ezip geçmiştir. Yıllar sonra bu darbeyi yapan komutanlardan yaşayanlar yargılanıp ceza aldı, yaşlılık ve hastalık sebebiyle cezalar uygulanmadı. Darbecilerle sembolik de olsa hesaplaşıldı fakat darbe ile tam olarak hiçbir zaman hesaplaşılamadı.Bugün Türkiye’de insan hakları açısından acilen yerine getirilmesi gereken tek bir talep vardır: O da hak, hukuk, adalet ve toplumsal barışın tesis edilmesidir.  12 Eylül faşizmini kınıyor, ister sivil, ister asker tarafından gerçekleştirilsin, tüm darbelere karşı olduğumuzu bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyorum" ifadelerine yer verdi.   HATAY   İHD İskenderun Şubesi Başkanı Coşkun Selçuk, 12 Eylül Askeri Darbesi'ne dair yazılı açıklama yaptı. Her ne kadar 12 Eylül darbesinde yer alanlar hakkında yargılama başlatıldıysa da etkili bir çözüm olmadığını ve dahası var olan cezasızlık politikası sonucunda darbeci zihniyet devam ettiğine değinen Selçuk,Kürt sorunu, Alevî sorunu vb. farklı inanç ve kimlik sahibi grupların karşı karşıya olduğu sorunlar ele alınmalı ve çözüme kavuşturulması için katılımcı, şeffaf, kapsayıcı çalışmalar yürütülmelidir.Bütün bu süreçte, darbelerle ve darbeci siyasetle, Geçiş Dönemi Adaleti çerçevesinde yüzleşme sağlanmalıdır.Darbeler ve darbeci siyaset bütün yanlarıyla halka anlatılmalıdır.Bütün bunlar için de demokratik güçlerin barış ve demokrasi talepleri etrafında birleşmesi gerekiyor" diye belirtti.   DİYARBAKIR   Diyarbakır 78’liler Girişimi, 12 Eylül 1980 askeri darbenin 40'ıncı yılında sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcilerinin katılımıyla basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanları Zeyyat Ceylan ile Hülya Alökmen bir çok STK temsilcisiyle girişim üyesi katıldı. Kürtçe yapılan açıklamada konuşan Diyarbakır 78’liler Girişimi Yönetim Kurulu Üyesi Şeyhmuz Doku, “Türkiye’nin 12 Eylül darbesiyle hesaplaşmamasının sonucu, 15 Temmuz darbe girişimi, devamla tekçi rejim oldu” dedi.    'DARBECİ SİYASETLE YÜZLEŞİLMELİDİR'   Türkiye’nin 12 Eylül darbesiyle hesaplaşmamasının sonucu olarak içerde ve dışarda anti Kürt beka aldatmacasıyla ayrıştırma, bölme, kayyım ve savaş politikalarının yürütüldüğüne işaret eden Doku, gerçek bir “bekanın” ve istikrarın ülke içinde “toplumsal barış” ile sağlanacakken başka ülke topraklarına müdahale edildiğini söyledi. Darbeci siyasetle yüzleşme sağlanması gerektiğini belirten Doku, esas meselenin darbecilerle suç ortaklığının reddi olduğunu kaydetti.   'DEMOKRATİK MÜCADELEYLE KURTULABİLRİZ'   12 Eylül darbesinin bir gecede askerlerin yönetime el koymasıyla gerçekleşmediğini önceden bir alt yapısının olduğunu anımsatan HDP Diyarbakır Milletvekili Taşçıer ise, darbenin asıl amacının Kürt meselesi olduğunu ifade etti. Kürt meselesinin her dönemde iktidarların önüne çıktığını belirten Taşçıer, “12 Eylülde tek seferde Kürt meselesini ortadan kaldırmak, yok etmek istediler. Ancak Kürt meselesi uluslararası bir mesele haline geldi. Gelinen noktada ise Kürt meselesi çözülmeden Ortadoğu’da barış ve huzur ortamı gelişmez. Kürt meselesinin çözümüyle Türkiye demokratikleşecek, 12 Eylül darbesini gerçekleştirenler ve sürdürenler ortadan kalkacak. Bu mücadele bunu gösteriyor” diye konuştu.   12 Eylül darbesinin ardından Diyarbakır Cezaevinde kaldığını anımsatan Taşçıer, “Bu gün cezaevlerindeki durum o günden daha iyi değil. Gittikçe kötüleşmeye de devam ediyor. 12 Eylül mantalitesi devam ediyor. 12 Eylül cemaatlerle iş yaptı şimdiki iktidarda cemaatlerle  iş yapıyor. Hiçbir fark yok, sadece daha modern olabilir. 12 Eylül ruhu sürüyor. Ancak demokratik mücadeleyle bundan kurtulabiliriz” diye ekledi.   BATMAN   Batman’da ise 78'liler Girişimi üyeleri, HDP il binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya HDP'liler, Barış Anneleri ve 78'liler Girişimi üyeleri katıldı. Açıklamada "Kenan Evren öldü, 12 Eylül yaşıyor" yazılı dövizler taşındı. Açıklama yapan 78'liler Girişimi üyesi Rıdvan Ayhan, her türlü darbelere karşı olduklarını ifade ederek, "Toplumsal barışın olması gerekiyor. Silahların susması gerekiyor. Silahların gölgesinde barış olmaz. İçeri de ve dışarıda silahların susması gerekiyor. Acil bir adil bir yargıya ihtiyaç vardır. Darbeci siyasetler ile yüzleşme sağlanmalıdır. Kürt sorunundan, Alevilerin sorununa kadar her türlü sorunun ortadan kalkması için toplumsal uzlaşıya ihtiyaç vardır, bunun içinde öncelikle darbeler ile yüzleşilmelidir" diye konuştu.   İSTANBUL    Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER), 12 Eylül'ün 40'ıncı yılında "Darbelerle ayrımsız hesaplaşılmalıdır" sloganıyla Kadıköy İskele Meydanında bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.  "Darbelerle ayrımsız hesaplaşılmalıdır" pankartı nın açıldığı açıklamada "Darbe zihniyetinden ve darbecilerden hesap sorulacak", "Yaşasın halkların kardeşliği yaşasın barış" "Askeri darbelerin mağduru idik şimdi ayrımcılığım mağduru olduk" dövizleri taşıdı. Açıklamaya katılanlar sık sık "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "Savaşa hayır barış hemen şimdi" sloganları atıldı.   Açıklaya katılanlar adına ortak basın açıklamasını okuyan ADAM-DER Başkan Yardımcısı Süreyya Kemal Çakıroğlu, askeri darbeyi ve sivil diktayı lanetleyerek, hesaplaşılmadığı için 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığına dikkat çekti.    'SAVAŞ SINIRLARI AŞTI'   Askeri darbe dönemlerinde olduğu gibi temel hak ve özgürlüklerin askıda olduğuna dikkat çeken Çakıroğlu, bir çok insanın tutuklandığını ve işkenceye tabi tutulduğunu ifade etti. Çakıroğlu, "Geçmiş darbelerden farklı olarak sivil darbe döneminde Türkiye'miz ne yazık ki sınırlarımız dışında savaşların da içindedir. ABD emperyalizminin ‘Büyük Ortadoğu Projesi’nin ortağı sıfatıyla Afganistan ve Irak'taki savaşlara katkıda bulunan siyasal İslamcı iktidar, Suriye'de ve Libya'da körüklediği iç savaşların doğrudan tarafıdır. Siyasal İslamcı iktidar, nihayet Akdeniz havzasındaki enerji paylaşım kavgasında, ulusal odaklı değil mezhep ve tarikat odaklı dış politikasıyla ülkemizi yalnızlaştırmış ve bölge ülkeleriyle savaşın eşiğine getirmiştir" diye belirtti.   HESAPLAŞMA KAMPANYASI   Çakıroğlu, her türlü askeri, siviI darbe, diktatörlüğe, savaşa karşı ülkenin demokratikleşmesi ve barışa kavuşması için, mücadele edeceklerini yineledi.    Açıklamada, Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği, Devrimci 78’liler Federasyonu, İmece Dostluk ve Dayanışma Derneği ile Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin birlikte başlatmış olduğu ve yıl sonuna kadar sürecek olan “Darbelerle ayrımsız hesaplaşılmalıdır” kampanyasının duyurusu yapıldı.       ADANA KESK Adana Şubeler Platformu, 12 Eylül Askeri Darbesi'nin yıldönümü dolayısıyla Heykelli Park'ta basın açıklaması yaptı. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada konuşan KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve BES Adana Şube Başkanı Fatma Sarıoğuz Güney, 12 Eylül Askeri Darbesi'nin üzerinden 40 yıl geçtiğini, buna rağmen 12 Eylül faşist zihniyetinin izinde yürüyenlerin demokrasinin, özgürlüklerin, emeğin ve haklarının önüne yeni engeller dikmeye devam ettiğini söyledi. Güney, "12 Eylül’ün izinden gidenleri durdurup, demokrasiyi, barışı, laikliği, emeğin haklarını kazanmanın yolu, güçlerin birlikteliğinden ve ortak mücadelesinden geçmektedir. KESK olarak;  örtülü veya aleni, postallı veya postalsız, modern veya post modern hangi sıfatla tanımlanırsa tanımlansın tüm darbelerin panzehiri olan emek ve demokrasinin güçlerinin ortak mücadelesini örme konusunda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeyi sürdüreceğiz. 12 Eylül’ün 40 yıldır sürdürülen karanlığında AKP darbesi ile şiddetlenen tüm saldırıları geriletmeye, barışı egemen kılmaya dönük laik, demokratik bir ülke temelinde halkların özgürlüğü ve eşit yurttaşlık talepleriyle, yeni bir demokratik anayasayı hayata geçirinceye dek toplumsal muhalefetin tüm unsurlarıyla birlikte ortak mücadeleyi esas almaya devam edeceğiz" dedi.