4 parçada acılar ortak direnişler parçalı: Çözüm ulusal birlik 2020-09-14 09:02:42   İSTANBUL - Kürtlerin yaşadığı coğrafyalarda geçmişten günümüze katliam ve savaşlar yaşadığına dikkati çeken Kürt gazeteciler, "Binlerce yıllık acı ve yaramızın dermanı ulusal birliktir" diyerek siyasi parti ve aydınları adım atmaya çağırdı.    Kürtlerin yaşadığı coğrafyada yaşanan hak ihlaller, savaş her geçen gün artıyor. Yaşanan saldırıları değerlendiren Kürt coğrafyasının olduğu 4 farklı ülkede yaşayan gazeteciler, ulusal birlik sağlanmadan çözüm geliştirilemeyeceğin belirtti. Soykırımın her çeşidine maruz kalan Kürt halkı her parçada dirense de direnişlerinin parçalılık sonuç alınmasını zorlaştırıyor. Egemen güçler tarafından "Kürdü kürde kırdırma" politikası uygulanırken halkın yaşadığı trajedi ise katmerleşiyor.    SIRA ÖZGÜRLÜKTE   Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nde yaşayan gazeteci Ekrem Berekat, Türkiye’nin paramiliter güçlerle birlikte Efrin, Grê Spî ve Serêkanîyê’ye gerçekleştirdiği saldırıların devam ettiğini belirtti. Berekat, saldırılarla hem Kürt halkını hem de uyguladığı Demokratik modernite sisteminin hedef alındığını söyledi.    Berekat, Kürtlerin kimsenin karşısında duramadığı ve bütün dünya için tehlike arz eden DAİŞ’i  yenilgiye uğratıldığına dikkat çekerek, “Bu süreçten sonra Kürtler uluslararası alanda tanınmaya başladı. Öncesinde uluslararası alanda acaba Kürt var mıdır? yok mudur?  tartışmaları yürütülüyordu. Kobanê’den başlayıp Derazor'a kadar ilerleyen mücadele Kürtleri dünyaya tanıttı. Şimdi Kürt halkının varlığı tüm dünyaca biliniyor. ancak şimdi Kürtler statü sahibi olacak mı? olmayacak mı? konusu tartışılıyor. Böylesi bir dönemde Kürt ulusal birliği varlık yokluk derecesinde önemli bir konu” diye konuştu.   ULUSAL ÇIKARLAR ESAS ALINMALI   Kazanımları korumanın ve büyütmenin yolunun Kürt ulusal birliğinden geçtiğine vurgu yapan Berekat, “Oluşacak birlik de bazı parçalar arası bir birlik değil Kürdistani bir birlik olmalı. Bunca kazanımlar elde edildi. Bu, Kürtler için bir ilkti. Kazanımları korumak için de Kürdistani bir birlik kurulmalı. Bu birlik sadece Kuzey ve Doğu Suriye arasında değil tüm Kürdistan’da olmalı. Partilerin, örgütlerin fikri, ideolojik farklılıkları olabilir ancak Kürt halkının varlığı için şahsi ve partisel çıkarlar bir tarafa bırakılarak ulusal çıkarlar temelinde ulusal birlik sağlanmalı” ifadelerini kullandı.   ENKS'YE ELEŞTİRİ   Berekat, Rojava’da fiziki saldırıların yanı sıra Kürtlerin varlığına, kültürüne ve tarihine ağır saldılar olduğunu söyleyerek, “Şimdiye kadar da Kürt halkı direndi. Şimdi Rojava’da birlik için bazı çalışmalar yürütülüyor ama açıkçası istenilen düzeyde değil. Bunca saldırı karşısında gerçekleşen bu yönlü çalışmalar çok zayıf kalıyor. Çünkü ENKS klasik yaklaşımlar içerisinde, bu deniz senin bu deniz benim şeklinde yaklaşıyor. Sıfırdan başlamak istiyor, sanki bir devrim yaşanmamış, sanki hiçbir mücadele yürütülmemiş, bedel ödenmemiş gibi davranıyor. ENKS şu ana kadar da Türk devletiyle ilişkilerini sonlandırmadı. Düşmanın diliyle konuşuyorlar. Düşman gibi Kürtlerin dili olmasın, statüsü, savunması olmasın ama bazı kültürel haklar tanınsın şeklinde yaklaşıyorlar” diye anlattı.   100 YIL ÖNCE VE KÜRTLER    Ortadoğu’nun yeniden şekillendiğine ve Kürtlerin bu süreçte özgürlüğünü kazanabilmek için her türlü gücünü birleştirip, birliğini sağlaması gerektiğine vurgu yapan Berekat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yürütülen birlik çalışmaları Ortadoğu yeniden dizayn edilirken kazanım elde etmeyi sağlayacak düzeyde değil. Burada gerçekleştirilecek birlik Kürdistan’ın diğer parçalarını da etkileyecektir. Birlik sağlanırsa burada hem Suriye hükümetine hem de uluslararası güçlere karşı elimiz güçlenir. Kürdistan’ı parçalayanlar, aynı parçalar arasında da diğer parçalar arasında da birlik oluşmasını engellediler. Yüz yıl önce bazı aşiretler eliyle, günümüzde ise bazı siyasi partiler aracılığıyla Kürt statüsü engelleniyor. Tüm Kürt mücadelelerinde dört devlet de işbirliği yaptıkları kişiler eliyle sonuca vardılar ve işleri bittikten sonra da onları yok ettiler. Bu durum Kürt halkı açısından büyük tehlike arz ediyor. Parçalılık Kürtlerin güçsüz, savunmasız kalmasına ve mücadelelerinin sonuçsuz kalmasına yol açıyor. Kürtler böylece daha büyük acılar çekiyorlar. Zaman parti zamanı değil, ulusal birlik zamanıdır.”   İÇ SORUNLAR BİRLİKLE  ÇÖZÜLÜR    Gazeteci Hakkı Boltan, Türkiye'de son yıllarda Kürt parti ve örgütler arasında Kürdistani ittifak çalışmasının kurulduğunu ancak bazı partilerin şahsi çıkarları doğrultusunda ittifakta yer almadıklarını hatırlattı.    Bir ülkenin özgürlüğünden söz edildiğinde akla gelen ilk şeyin ulusal birlik olduğunu belirten Boltan, “Birçok ülke ulusal birliğin sağlanmasıyla özgürlüğüne kavuştu. Ulusal birlik ülkenin en büyük gücüdür. Bu güç, iç sorunların son bulmasına ve esas sorunlarla ilgilenilmesine yol açar. Ulusal birlik sadece bir güç yaratmaz, aynı zamanda büyük bir sinerji de yaratır.  Bunun sinerjisi özgürlüğe yol açar" dedi.    KÜRTLER NEDEN BİRLİK OLAMIYOR?    Ancak ulusal birliğin sağlanmasının her ülkede kolay olmadığını dile getiren Boltan, sözlerine şöyle devam etti:  “Dünyada örnekleri olduğu gibi bu süreçlerde bazı örgütler düşmanlarıyla birlikte ve düşmanında daha fazla kendi halkına karşı savaş içinde olmuştu. İşgalci ve sömürgeci güçler tarafından desteklenen partiler böyledir, birliğe yanaşmazlar. Bu durum Kürdistan’da da var. Ve hatta daha fazla var. Kürdistan 4 devlet tarafından işgal edildi. Her parça da kendi içinde onlarca parçaya bölündü. Bu işgal uluslararası desteğe sahip büyük bir güç. Bazı güçler kendilerini işgalciler tarafında konuşlandırmış. Bunlarla birlik kurmak çok zor. Ancak ne kadar zor olursa olsun ulusal birlik çalışmaları olmalıdır. Ulusal birlik kendini yurtseverlik maskesiyle gizleyen güçleri de teşhir eder. Teşhir etmek önemli ve gereklidir.”   DİPLOMASİ ZAYIFLIĞI ETKİLİYOR   Boltan, parçalı ve dağınıklığın Kürtlerin kendi çıkarları doğrultusunda hem içerde hem de uluslararası alanda kendini temsil etmesini engellediğine işaret ederek, “Kürtlerin bugün diplomaside elinin zayıf olmasının nedeni Türkiye, İran, Irak ve Suriye ve uluslararası güçlerle hareket eden güçler yüzündendir. Kürtlerin Cenevre, Soçi ve Astana gibi toplantılarda olmamasının nedeni budur. Bu nedenle ulusal birliğin sağlanması ve böylesi güçlerin de birlik içinde yer alması gerekir” dedi.   DEMOKRASİ İTTİFAKI   Boltan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakur Kürdistan’da ulusal birlik çalışmaları güçlü bir şekilde devam ediyor. Bazı güçler dışında tüm partiler ulusal birlik çerçevesinde bir araya gelerek mücadele ediyorlar. Bu birlik Kürtlerin elini hükümete karşı her geçen gün daha da güçlendiriyor. Böylesi biz zayıflık varken ulusal birlik çalışmalarının yanı sıra demokratik kesimlerle demokrasi ittifakı da özgürlüğün önemli bir boyutudur.”   BİTMEYEN DİRENİŞ, DİNMEYEN ACI   İranlı Kürt gazeteci gazeteci Kakşar Oremar, İran’da 14 milyon civarında Kürt yaşadığını, ancak hükümetin politikaları sonucunda dört bir yanına dağıldığını belirtti. Bölgede kürtlerin tarihten bugüne ulusal mücadele yürüttüklerine dikkat çeken Oremar, Dimdim Kalesi'nden Şeyh Ubeydullah Nehri’ye, Sımko Şıkak’tan Komara Kurdistan’a ve Doktor Qasımlo’ya kadar birçok direniş geliştiğini hatırlattı.   AÇLIK, İDAM VE AYRIMCILIK   Yaşanan direnişler nedeniyle Kürtlerin her zaman ekonomik olarak geri bırakıldığına dikkati çeken Oremar, “Kolberler bir lokma ekmek için sınır ticareti yapıyor ve katlediliyorlar. O dağlarda, karda kışta cenazelerine dahi ulaşılamıyor. Bir Kürdün, Azeri ve Farsın mahkeme karşısında maruz kaldıkları uygulama yüzde yüz birbirinden farklıdır. Siyasi bir Kürt, hangi parti üyesi olursa olsun 2 dakikalık bir mahkemede idam cezasına çarptırılır. Ama bir Fars’a 5 yıl, 10 yıl gibi cezalar verilir. Bir Fars idam edildiğinde ise cenazesi ailesine verilir ama bir Kürt idam edildiğinde ise cenazesi ailesine verilmez. Kimse bir daha cenazeden haber alamaz” diye anlattı.    PARÇALI DURUŞUN YANSIMALARI   Burada da partiler arası birlik sorunu olduğunu bunun zayıflıklara neden olduğunu söyleyen Oremar,  “Rojhilat partilerinin bir birlik oluşturmasını bekliyorduk. Bu partilerin halk üzerinde etkiler olduğu zaman İran devleti böyle Kürtleri idam edemiyordu, Kürtleri dağlarda böyle rahat bir şekilde öldüremiyordu. Bu, Kürt partilerinin siyasetlerinin sonucudur” diye belirtti.   KÜRT PARTİLERİNE ELEŞTİRİ    Oremar, bunca acının içerisinde bütün suçun Kürt siyasi partiler de olduğuna işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Kobanê’de direniş gerçekleştiğinde 4 parça Kürdistan’dan Kürtleri orada gördük. İnanmıyorsanız, gidip şehitlerin mezarlarına bakın. Horasan’dan tut, İlam’a Kirmanşah’a Antep, İstanbul, Avrupa’ya kadar her yerden Kürtlerin isimleri var mı yok mu? Kürtler daha ne yapsın? Kürt siyasi partileri bir birini kabul etmediği zaman Kürtler ne yapsın.”    HALK PARTİLERİ YANITSIZ BIRAKMADI    Kürt halkının 4 parçada partilerin çağrılarını yanıtsız bırakmadığını söyleyen Oremar, “Sadece Rojhılat Kürdistan’ı için de değil, tüm parçalar için geçerli. 4 parça Kürdistan’da Kürt halkının ödemediği hiçbir bedel kalmadı. Fedailikte, gerillacılıkta, peşmergecilikte Kürtler canlarını feda etmekten çekinmedi. Enfal’de, Bakur’daki direnişlerde 10 bin civarında Kürt köyü viran oldu. Bu meydanda top siyasi partilerinin önündedir. Tüm Kürt partileri anlaşmazlıklarını ve şahsi çıkarlarını bir yana bırakarak, birliğini sağlamalıdır. Binlerce yıllık acı ve yaramızın dermanı ulusal birliktir. Böylece özgürlüğü görebiliriz.”   PARÇALILIK VE ÖZGÜRLÜK İKİLEMİ   Federe Kürdistan Bölgesi'nde yaşayan gazeteci Dana Omer ise  iktidarın KDP ve YNK arasında iki parçaya bölündüğünü ve iç savaş dönemi kalıntılarının halen varlığını sürdürdüğünü ifade ederek, parçalılığın Kürt karşıtı güçler tarafından bir koz olarak kullanıldığını kaydetti. KDP’nin hakim olduğu bölgelerin Yeşil Bölge, YNK’nin de hakim olduğu bölgelerin Sarı Bölge olarak adlandırıldığını belirten Omer, KDP’nin kontrolündeki bölgelerde Türk devletinin artan etkisi ve ileriki süreçlerde olası tehlikelere dikkat çekti.   İŞGAL ARTIYOR   Omer, “KDP’nin kontrolünde olan bölgelerde Türk işgalciliği her geçen gün daha da genişliyor. Hatta KDP’ye bağlı peşmergeler Türk askerleri için kontrol noktaları kurarak, üslerini koruyor. Üslerine saldırı olduğunda kendilerini savunmak için peşmergeyi getiriyorlar. Çünkü biliyorlar ki PKK peşmergeye saldırmıyor. Yani yeşil bölgede büyük bir işgal var. Özellikle Behdînan, Rewandiz, Sîdekan ve Soran bölgelerinde büyük bir işgal var. Yeşil bölgede Türk savaş uçakları rahatça dolaşıp bombardıman yapabiliyor. Yani Başur’da bir işgal söz konusu ve KDP bunun işbirlikçiliğini yapıyor” diye anlattı.   HALK ULUSAL BİRLİK İSTİYOR    KDP dışında hemen hemen tüm Kürt parti ve örgütlerin ulusal birliğin sağlanmasını istediklerini ifade eden Omer, “Halk boyutunda ise büyük bir istek var. Hem Sarı Bölge’de hem Yeşil Bölge’de halk ulusal birliği istiyor ve işgale karşı çıkıyor. Buna örnek olarak Şeladizê’yi gösterebiliriz. Öyle ki burada çok defa halk Türki işgalciliğine karşı ayaklandı. KDP’nin planına göre halk ayaklanacak ve PKK bu bölgeyi terk edecekti, ancak halk Türk devletinin üslerine doğru yöneldi. Çünkü biliyorlardı ki Türk devleti işgalcidir ve gitmesi gereken onlardır. Halk arasında ulusal birlik için iyi bir hazırlık ve zemin var” diye anlattı.   İŞGALE KARŞILAR    Parlementoda Kürt ulusal birliği için ve Türk askerlerinin konuşlandığı bölgelere gitmek için yapılan çalışmaların KDP tarafından defalarca engellendiğine işaret eden Omer, “KDP, ulusal birlik meselesini tamamıyla PKK projesi olarak görüyor ve her koşulda karşı çıkıyor. Öyle ki Türkiye ile yaptıkları 50 yıllık anlaşma nedeniyle KDP ulusal birlik çerçevesinde Kürdistani tarafların hiçbir karar, konferans ve eylemine ne parlamentoda ne de farklı yerlerde izin vermiyor” ifadesinde bulundu.    ÖZGÜRLÜĞÜN  YOLU BİRLİKTEN GEÇER   Omer, parçalı yapının bölgeyi birçok açıdan zayıflattığına dikkat çekerek, Türkiye, İran, Irak Hükümeti ve farklı güçlerin bu parçalılıktan faydalandıklarını ifade etti. Federe Kürdistan Bölgesi'nin son yıllarda yaşananlar ile birlikte büyük bir tehlike altında olduğunu dile getiren Omer, birliğin sağlanmasının özgürlük ve kazanımların korunmasının yegane olduğunu söyledi.    MA / İdris Sayılğan