Abassanova: Rusya ve Türkiye, Karabağ’ı Suriye’ye çevirme potansiyelinde 2020-10-10 09:08:29 ANKARA - Türkiye ve Rusya’nın, Azerbaycan-Ermenistan arasında devam eden çatışmalara dahil olmasının barış için tehdit olduğunu belirten gazeteci ve barış aktivisti Zamira Abassannova, “Her ikisinin de tam ölçekli müdahalesi, bölgeyi Suriye'ye çevirme potansiyeline sahiptir” dedi. Gazeteci ve barış aktivisti Zamira Abassanova, Ermenistan-Azerbaycan arasında devam eden çatışmalara dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu. Abassanova, savaşın bitmesinin ancak uluslararası toplumun topyekun karşı tavır almasıyla mümkün olabileceğinin altını çizdi. Abassanova, “Mevcut tırmanış, bunca yıldır her iki ülkeyi de kandıran uluslararası toplumun verimsizliği ve samimiyetsizliğinin bir sonucudur. Rusya, Güney Kafkasya'ya karışmayı bırakırsa, Fransa ve ABD, müzakereleri yönetmesi için Rusya'ya tüm gücü vermeyi bırakırsa, barış mümkün olabilirdi. Rusya, savaşın başından beri her iki tarafa da oynuyor" ifadelerini kullandı.   HER İKİ TARAFA SİLAH SATIŞI    Rusya’nın tavrını hem her iki ülkeye silah satışı yaptığını hem de barışçıl çözüm çağrıları yapmasından dolayı samimiyetsiz olarak değerlendiren Abassanova, "Rusya'nın ikiyüzlü tavrı her iki ülkeyi de bugün yaşadığımız bu felakete götürdü. Ve ne yazık ki her iki ülkede de yükselişe geçen milliyetçilik söylemleri, Rusya'nın tırmanıştaki rolünü net bir şekilde görmelerini engelliyor" dedi.   TÜRKİYE ETKİN ROL OYNUYOR   Mevcut çatışma ortamında Türkiye’nin uzun süredir etkin rol oynadığına dikkat çeken Abassanova, şöyle devam etti: “En son 1992'de Rusya'nın Türkiye'yi geri çekilmezse, tam ölçekli bir savaşa hazır olması gerektiği konusunda uyardı. Bu bir süre için işe yaradı. Ta ki artık işe yaramayana kadar. Eylül'ün 27'sinde, Erdoğan Azerbaycan halkına bir mesaj göndererek, her ne olursa olsun ülkesinin tüm gücüyle arkalarında olduğunu söyledi. Bundan bir kaç gün sonra, Ermeni medyası Türk bir savaş uçağının Ermeni savaş uçağını düşürerek pilotunu öldürdüğünü açıkladı. Hem Türkiye hem Azerbaycan bu gerçeği yalanladı. Ermeni toplumu bunu yeryüzündeki Ermeni toplumlarına bir tehdit olarak algıladı ve uluslararası toplumu Ermeni halkına yönelik ‘olası soykırımı’ durdurmaya çağırdı."   ERDOĞAN SÖYLEM DEĞİŞTİRDİ   Bir başka benzeri olayın da Kanada'nın droneleriyle meydana geldiğini ifade eden Abassonova, "Bir yandan da Kanada tarafından üretilen dronelerin mevcut savaşta Azerbaycan tarafından kullanıldığı ile ilgili çıkan haberler var. Ermeni toplumunun sürekli taleplerinin ardından Kanada Dışişleri Bakanı Francois Philippe Champagne, Kanada'nın gerçekten de iddia edilen insansız hava araçlarının üreticisi olduğunu, ancak hiçbir zaman Azerbaycan'a satılmadığını, Türkiye'ye satıldığını ifade etti. Buna karşılık Erdoğan söylemini değiştirdi ve ‘gerçekte Azerbaycan’ın işgal edilmiş toprakları kurtarma mücadelesine destek vermek her onurlu ulusun görevidir. Haydut devletlerinden ve haydut liderlerinden kurtulmadan dünyanın kalıcı barışa ve sükunete kavuşması mümkün değildir’ diyerek, savaşa müdahil olduğunu bir şekilde itiraf etmiş oldu” diye konuştu.   SELEFİ GRUPLAR   Türkiye’nin Suriye’de bulundurduğu selefi grupların Azerbaycan’a gönderilmesine dair tartışmalara değinen Abassanova, söz konusu ihtimalin Rusya’nın bölgeye tüm kuvvetiyle girmesine neden olabilecek bir potansiyele sahip olduğuna işaret etti. Abassanova, "Haberlerde Türkiye'nin Suriye'deki çeşitli kamplardan paralı Suriyeli askerler tutarak, bu askerleri sahte beyanlarla Azerbaycan'a getirdiği söylendi. Bu savaşçılardan biri basına konuşarak, oraya bir petrol boru hattını korumak amacıyla gönderildiklerinin söylendiğini, fakat gelir gelmez pasaportlarına el konulduğunu ve kendilerini savaşın ön cephesinde savaşırken bulduklarını ve çok fazla kayıp verdiklerini söyledi” dedi.    ‘BARIŞA TEHDİT’   Abassanova, uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğinin altını çizerek, şunları söyledi: “Rusya, Türkiye'nin bölgeye doğrudan müdahil olduğunu gösteren, Ermenistan ile Rusya arasında Toplu Güvenlik Anlaşması Teşkilatı (CSTO) çerçevesinde askeri işbirliği anlaşmasını harekete geçirecek ve kendisine Dağlık Karabağ olayına müdahil olma kapısını açacak o tek bir gerçeği belgelemek için hazır bir şekilde bekliyor. Her iki ülkenin barış taraftarları için ise Türkiye'nin de Rusya'nın da olaya dahli barış için bir tehdittir;  çünkü her ikisinin de tam ölçekli müdahalesi, bölgeyi Suriye'ye çevirme potansiyeline sahiptir ve Rusya'ya Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan'ı kendi kontrolüne olmak için bir şans verir.”   MA / Gözde Çağrı Özköse