İHD salgınla açığa çıkan sorunlara dikkat çekti 2020-10-10 17:20:31   İZMİR - İHD İzmir Şubesi Sağlık Hakkı Komisyonu, pandemi sürecinde halkın ve sağlık emekçilerin karşılaştıkları sorunlara dikkat çekerek, yetkili kurumları göreve çağırdı.   İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Sağlık Hakkı Komisyonu, pandemi sürecinde halkın ve sağlık emekçilerin karşılaştıkları sorunlara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Pandemi gibi sıra dışı bir sağlık problemiyle karşı karşıya kaldığımız şu dönemde halk sağlığı kuşkusuz ki yaygın şekilde savunulması gereken bir insan hakkı olarak kabul edilmelidir. Bizler insan hakları savunucuları olarak sağlık hakkı alanında yaşanan bu olumsuzlukların yakından takipçisi olacağımızı bildiriyor, sürecin hasarsız ya da en az hasarlı olarak atlatılması için yetkili kurumları göreve çağırıyoruz” denildi.    İHD, halkın ve sağlık emekçilerinin karşılaştığı sorunlar şu şekilde sıraladı:   “* Koruyucu ekipmanın eksikliği ve bu temel ihtiyacın karşılanması sürecinde ekonomik kaygıların sağlık gereksinimlerinin önünde tutulması,   * Bu süreçte sağlık emekçilerinin ekonomik kaygılarını ortadan kaldıracak adımlar atılmamış olması, bu konudaki vaatlerin yerine getirilmemesi, sağlık emekçileri arasındaki adaletsiz gelir dağılımından kaynaklı iş barışı problemlerinin yaşanması,   * Enfekte olan sağlık çalışanlarının tamamına yakının hastalığa, iş yerlerinde, pandemiyle mücadele ederken yakalanmış olmalarına karşın hastalığın meslek hastalığı olarak kabul edilmemesi ve dolayısıyla çalışanların bu konudaki yasal haklardan mahrum tutulması,   * Döner sermayeden faydalanmayan 4d kapsamında istihdam edilen işçilere herhangi bir ek ücretin ödenmemesi ve en büyük risk grubunda olmalarına rağmen açlık sınırında çalıştırılıyor olmaları,   * Aileleri ve çevrelerindeki insanlar enfekte olmasın diye bu süreçte yaşam alanını geçici değiştirmek zorunda kalan emekçilere bakanlık tarafından herhangi barınma alanının sağlanmaması (bu alanlar İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bazı yurt ve otellerin kiralanması ile kısmen çözüldü),   * Kreş ve anaokullarının kapalı olmasından kaynaklı sağlık emekçilerinin çocuklarını bırakabilecekleri güvenli yer sorunu,   * Sağlık emekçilerinin en büyük sorunu olan sağlıkta şiddetin artması ve önlemlerin alınmaması,   * 112 çalışanlarının iş yükü nün katlanması ve buna karşın koruyucu ekipman ve özlük haklarının yetersiz olması,   * Aile hekimleri ve aynı birimlerde çalışan tüm sağlık emekçilerinin iş yükünün artmasının yani sıra en ciddi risk grubunda olmalarına rağmen Ağustos ayına kadar risk grubunda sayılmamaları,   * Başta TTB olmak üzere sağlık meslek örgütlerinin süreçten uzak tutulmasının sağlık çalışanları ve halkta yarattığı güvensizlik şeklinde belirlenmiştir.    * Halk sağlığı yerine ekonomik kaygıları önceleyen politikalar nedeniyle işçi emekçi kesiminin fiilen sağlıkları ile açlık arasında tercih yapmaya zorlanması,   * Sermayenin çıkarlarının halkın kaygılarından önde tutulması ve sosyal desteğin yetersiz olması,   * Hükümetin kendi eksiklerini tamamlamakta yetersiz kalmasını sağlık emekçilerini hedef göstererek kapatmaya çalışması ve bunun halk ile sağlık emekçilerinin karşı karşıya getirmesi,   * Virüsün yaygın şekilde görüldüğü bölgelerin çoğunlukla düzenli bir gelire sahip olmayan yoksul insanların yaşadığı yerler olmasına rağmen hastalığın sınıfsal boyutunun göz ardı edilmesi ve buna uygun politikalar geliştirilmemesi,    * Sağlıkta dönüşüm sistemi adı altında hasta hekim ilişkisi yerine mevcut sağlık sisteminin halkı müşteri olarak görüyor olması,   * Koruyucu sağlık hizmetleri ve doğal sağlık yerine daha pahalı olduğu için ‘hastalan tedavi ol’ anlayışının pandemi sürecinde de temel sağlık politikası olarak benimsenmesi,   * Kronik hastalıkları olanların ve risk grubundakilerin sağlık hizmetine erişimlerinde yaşadıkları sıkıntılar ve bu kişilerin pandemiden kaynaklı sağlık kuruluşuna başvurmaya çekincelerini ortadan kaldıracak organizasyonların yapılmamış olmaması,   * Pozitif vakalar ile temaslı olan sigortalı işçilerin karantina sürecinde iş yerleri ile yaşadıkları sorunlar, temaslı oldukları halde ekonomik kaygılar nedeniyle karantinaya girmemek için durumu gizlemeye çalışan yurttaşlar olması,   * Yaşanan süreçte gerçek vaka sayıları ile açıklanan vaka sayıları ve ölüm oranlarına ve sürecin şeffaf yürütüldüğüne halkın inancının olmaması şeklinde belirlenmiştir.”