Depremzedeler: Hasar gören binalar ivedilikle yıkılmalı ya da güçlendirilmeli 2020-11-03 20:26:03   İZMİR- Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'nda kurulan çadırda kalan depremzedeler, hasar gören binaların ivedikle yıkılmasını ya da güçlendirilmesini istiyor.  Merkez üssü Seferihisar’da meydana gelen depremde en çok etkilenen ilçelerden biri Bornova ve Bayraklı ilçesi. Depremin akabinde ilk kurulan çadır alanı olan Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'nda 781 çadır bulunuyor. Çok sayıda sivil toplum örgütünün dayanışma sağladığı alanda çocuklar için etkinlik, kitap, gıda, hijyen maddeleri stantları kuruldu. Bornova'da yapılan ilk hasar tespit çalışmalarına göre bölgede yıkılan bina yok, hasar alan çok sayıda ev var. Alanda kalanların çoğu evlerinin hasar almasından ve deprem korkusundan dönmüyor. Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'nda çadırda kalanlar yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı'na (MA) anlattı. ‘NEDEN ÖNLEM ALIMADI?’ Balıkesir Üniversitesi’nde okuyan Oğulcan Tırpan, deprem günü Bornova'da bulunan evinde olduğunu söyledi. Depremin hemen ardından kendi çadırını alıp, Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'na geldiğini aktaran Tırpan, o günden beri parkta kaldığını, çalışmalara da yardım ettiğini sözlerine ekledi. İzmir'deki evlerin çok eski olmasından dolayı endişe ettiğini belirten Tırpan, "Burada dayanışma çok güçlü, bu bize iyi geldi. Ancak burası geçici ve daha da önemlisi yaşadığımız binaların durumları ortadayken neden önlem alınmıyor. Halimize elbette şükredelim ama neden bu kaygılarımız olsun? Tüm ülkede deprem için acil olarak önlemlerin alınması gerektiğini düşünüyorum" dedi. ‘HASARI ARTTIRIYOR’ İnşaat Mühendisi Ender Temeltaş da, depremin ardından Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'na gelenlerden. Depremin ardından süren artçıların da etkisiyle binaların yorgun olduğunu söyleyen Temeltaş, "Dün eve gittim ama artçı bir deprem daha oldu, o yüzden geri geldim. Artçılar binaların gördüğü hasarı arttırıyor. Bu yüzden ne bugün ne de 10 gün sonra evlere gitmek çözüm değil, biran önce hasarlı binaların tespit edilip yıkılması ya da güçlendirilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu. ‘İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İŞSİZLİKTEN DİPLOMASINI KİRALIYOR’ Depremin ardından ortaya çıkan binalardaki kolonların kesilmesi iddialarına ilişkin de konuşan Temeltaş, şunları söyledi: "Bu tüm Türkiye'de yapılıyor. Ancak gerçekçi bir denetim yapılmadığından engellenemiyor. Bu ülkede artık müteahhitlerin el değiştirmesi lazım. Bir müteahhittin, müteahhit olabilmesi için teknik bilgisinin de olması gerekiyor. Bu ülkede inşaat mühendisleri, işsizlikten diplomasını müteahhitlere kiralıyorlar. Müteahhitler mühendis çalıştırmadan, onların diplomalarıyla para kazanıyor. Halbuki bizlere eğitim sürecimizde paradan daha çok yapacağımız evlerde yaşayacak insanların yaşam güvenliğini sağlamanın, hem mesleki hem de vicdani sorumluluğumuz olduğunu öğretirler. Müteahhitler, bu duygudan, sorumluluktan çok uzak. Bence İnşaat Mühendisleri Odası'nın da işsiz mühendisler için bir şeyler yapması gerekiyor." ‘DEPREM PSİKOLOJİMİ BOZDU’ Depremden dolayı psikolojisinin olumsuz etkilendiğini söyleyen Hakan Aslandağ da, deprem esnasında Küçükpark'taki evinde olduğunu belirtti. Evdeki 4 arkadaşı ve 3 köpeğini alıp çıktıklarını dile getiren Aslandağ, “Daha sonra eve gidip bakındık, duvarlarda çatlaklar var. Deprem psikolojimi bozdu. Sürekli benzer bir şiddette deprem olacak gibi bir korku var içimde” dedi. Mehmet Ali Duruk da, depremden sonra alandaki dayanışmadan mutlu olduklarını söyledi. ‘EŞİM CEZAEVİNDE, 3 ÇOCUĞUMLA ÇADIRDA KALIYORUM’ Üç çocuğuyla Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'na kurulan bir çadırda yaşayan Devrim Altuğ ise, çocuklarıyla birlikteyken depremi yaşadığını aktardı. O günden beri çocukları korktuğu için çadırda yaşadığını söyleyen Altuğ, "Eşim bir yıldır cezaevinde. Bir arabamız vardı, onu sattım ve parası bitti. Çocuklara bakacak kimse olmadığı için ben de çalışamıyorum. Sosyal yardıma başvurdum. Evde tek başıma olduğum için bana ya da çocuklara bir zarar gelir diye sürekli endişe ediyorum. Haberlerden görüyoruz, insanlar o kadar kötüler ki bana ve çocuklarıma zarar gelecek diye çok korkuyorum. Şimdi çadırda kalıyoruz ve kendimi güvenli hissetmiyorum. Bu yüzden geceleri uyuyamıyorum. Çocuklar için de havalar soğudukça endişeleniyorum ve zor ama yapacak bir şey yok. Çocukların korkusu biraz dinsin yine evime gideceğim, umarım çok hasar almamıştır. Çünkü gidecek bir yerim yok" diye konuştu. ‘EVE GİRMEYE KORKUYORUZ’ Erzurum'dan eşiyle birlikte 30 yıl önce İzmir'e taşınan Songül Temiz de, oğluyla beraber depremde birbirlerine sarıldıklarını ve sarsıntı bitince evden çıktıklarını dile getirerek, “Buralara canımızı zor attık. Can kaybımız yok ama korkuyoruz eve girmeye” diye ifade etti. ‘DAYANIŞMADAN ÇOK MUTLU OLDUK’ Bornova Egeli Mahallesi’nde oturan Fahrettin Karagöz de çadırda kalan bir diğer yurttaş. Deprem esnasında Ege Üniversitesi Hastanesi'nde olduğunu söyleyen Karagöz, "Ben KOAH hastasıyım, o gün de tedavim için Ege Üniversitesi Hastanesi'ndeydim. Sarsıntı bitince kendimizi dışarı attık. Hemen eve gelip, çocuklarımın durumuna baktım, neyse ki hepsi iyi. 5 çocuğum var. Bir kızım evli, diğeri zihinsel engelli. İki oğlum da berberlik yapıyor. Ben emekliyim, geçinip gidiyoruz. Buradaki dayanışmadan, destekten çok mutlu olduk" dedi. MA / Sevda Aydın- Mehmet Günhan