Av. Aslan: Kararın emsal olması gerekir 2020-11-19 09:07:57 İZMİR- Otistik çocuğa cinsel istismarda bulunan Uğur Erbil'in yargılandığı davada 30 yıl indirimsiz hapis cezası verildi. Davanın avukatı Nergiz Tuba Aslan, kararın emsal olmasını dilediklerini söyledi. İzmir'de 2018 tarihinde yalnız yaşayan anne P., çocuğunun kişisel ve kültürel gelişimi için İzmir ODER isimli derneğe kaydını yaptırdı. Dernekte müzik ve piyano kursu alan 13 yaşındaki otistik A. cinsel istismara uğradığı ortaya çıkmıştı. Anne P., dersten dönen oğlunun kalçasında morluklar gördü. Anne durumdan kuşkulandığı için müzik dersine giden oğlunun çantasına kayıt cihazı yerleştirdi. Cinsel istismarı fark eden anne P., ertesi gün öğretmen Uğur Erbil hakkında şikayette bulundu. Yapılan muayenede A.’da cinsel istismar bulgusuna erişildi. Ses kaydına ilişkin bilirkişi raporunda, cinsel saldırıyı kanıtlayan ifadeler çözümlenince Uğur Erbil tutuklandı.   Basına kapalı olarak 2 yıldır süren davada İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi, davayı 8 Ekim’de tamamladı. Erbil’e, çocuğun cinsel istismarı suçundan 20 yıl hapis cezası verdi. Sanık, öğretmen olduğu için verdiği cezayı yarı oranında arttırarak 30 yıla yükseltti. Cezada hiçbir indirime gidilmedi. Kararın emsal olmasını dilediklerini belirten Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Sekreteri Nergiz Tuba Aslan, Avukat Şule Arslan Hızal ile birlikte takip ettikleri ve İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde karara bağlanan yargılama sürecini ajansımıza değerlendirdi.   Soruşturma aşamasında yaşanan sürece ilişkin konuşan avukat Aslan, “Müzik öğretmeni Uğur Erbil'in ilk ifadesinde ses kaydının çözümü yapılmadığından fail serbest bırakılıyor. Soruşturmanın ilerleyen aşamasında adliyenin bilirkişi sesin çözümünü yapıp, raporunu dosyaya ekliyor. Cinsel istismar fiili sabit bir şekilde tespit edildiği yönünde hazırlanan bu raporun ardından fail hakkında tutuklama kararı veriliyor" diye belirtti.   ÇOCUKLARA İSTİSMAR DAVASI İZLETİLDİ   Failin tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşmasında, çocuğun yararının gözetilmesi için basın yasağı konulmasını ve yargılamanın kapalı yapılmasını talep ettiklerini ifade eden Aslan, mahkemenin sadece basın yasağını kabul ettiğini aktardı. İlk duruşmada suçun işlendiği derneğe giden otistik çocukların ve ailelerinin de getirildiğini belirten Aslan, "O çocuklara cinsel istismar davası izletildi. Aileler faile kefil olduklarını belirten onlarca dilekçeyi dosyaya ekletmişlerdi. Bunu anlamakta gerçekten zorlandık. Çünkü iddialar ve kanıtlar çok ciddi boyuttaydı” dedi.   Dosyada ses kaydının dışında kanıt niteliğindeki başka raporların da bulunduğunu vurgulayan Aslan, Çocuk İzlem Merkezi'nde uzman eşliğinde alınan ifadesinin olduğunu söyledi. Bu ifadede çocuğa, vücut diyargamı üzerinde bir erkek anatomisi gösterildiğini ifade eden Aslan, adli muayane sonrasında düzenlenen raporla, çocuğa cinsel istismar tespitinin yapıldığı kaydetti. Bunca delil varken, normal bir yargılamada failin serbest bırakılamayacağının altını çize Aslan, mahkemenin ilk duruşmada, sanığın öğretmen oluşunu, toplumda bir statüsü olmasını gerekçe göstererek, tahliyesine karar verdiğini hatırlattı.   'YAKALAMA KARARI İŞLEME KONULMADI'   İlk duruşmada verilen tahliye kararı ve mahkemenin çeşitli hukuksuz yaklaşımına karşı defalarca itiraz süreçlerini işlettiklerini dile getiren Aslan, toplanmış deliller itibariyle karar aşamasındaki dosyanın iki yılı bulan bir yargılama sürecinden geçmesinin mahkemenin tarafsızlığını yitiren yaklaşımında kaynaklandığını söyledi. Aslan, yargılama boyunca iki ayrı uzman mütalaasında bulunduklarını vurgulayarak, “Uzman mütalaalarında ve bilirkişi raporlarında sanığın cinsel istismar esnasında söylediği cümlelerin, suçun tespit edilmesine rağmen sanık avukatları bunların gerçeği yansıtmadığı yönünde görüş bildirdiler. Hiçbir bilimsel savunma yapılmayan duruşmalarda, mahkeme de raporlara mesafeli yaklaştı ve adliye bilirkişisinden yeni bir rapor daha istedi. Gelen raporun da dosyadaki diğer rapor ve tespitleri doğrulayıcı olmasının da ardından, sanığın tutukluğunun istedik. Mahkemenin tutukluluk talebimizi reddetmesi üzerine üst mahkemeye başvurduk. Üst mahkeme yakalama kararı vermiş olmasına rağmen bu karar işleme konulmadı. Aradan geçen 3 ay sonra üst mahkemenin tutuklama kararı verdi ve nihayet sanık tutuklandı" diye belirtti.   30 YIL CEZA VERİLDİ   Aslan, yargılama süresi boyunca delil ve raporlara rağmen tutuklama kararı almayan mahkeme başkanı ve üyeleri hakkında birer kez ret talebinde bulunduklarının bilgisini paylaştı. 2018 yılında başlayan ve bu yılın Ekim ayına kadar yargılama sonucunda mahkeme başkanı HSK'nin kararıyla Bölge Adliye Mahkemesine üye olarak atandığını hatırlatan Aslan, “12. Ağır Ceza Mahkemesine yeni bir başkan ve yeni üyeler geldi. Yargılamaya yeni mahkeme heyeti ile devam edildi. İlk duruşmada atanan mahkeme heyeti, ses kaydını dinlediklerini, cinsel istismarı tespit ettiklerini başkaca bir bilirkişi raporuna gerek olmadığını söyledi. Bunun üzerine sanık avukatlarının yeni savunma hazırlamaları için bir hafta süre verildi. Bir haftanın ardından görülen yargılamada, mahkeme heyeti çocuğa yönelik istismar suçu işlendiğinden 20 yıl, çocuğun öğretmeni olması sebebiyle bu cezayı 30 yıla çıkardı ve takdiri indirim uygulamama kararı aldı" dedi.   EMSAL NİTELİĞİNDE BİR KARAR   Mahkeme heyetinin verdiği kararı sevindirici olduğunu sözlerine ekleyen Aslan, gerçek bir yargılama süreci işletilseydi bir ya da ikinci celsede sanığa hak ettiği cezayı verilmesi gerektiğini söyledi. Geç de olsa kararın emsal niteliğini taşıdığını ve otistik çocukların güvenliğinden, gelişiminden sorumlu Derneğin, bunu sağlamamış olmasının düşündürücü olduğunu ifade eden Aslan, şunları söyledi: "Müvekkilimiz otistik olsa da bir şekilde kendini ifade edebiliyor. Bunu yapamayan çocuklar da var ve onların ne yaşadıklarını bilmiyoruz. Derneği, çocukları her türlü şiddetten koruyacak tedbirleri alması gerekir. Ancak bu dernekte hiçbir tedbir alınmadığı gibi görüyoruz ki fail istediği gibi at koşturabilmiş. Dernek hakkında annenin, Bakanlığa yaptığı başvurular sonucunda soruşturmalar oldu ama hala ciddi bir yaptırım yapılmadı, aktif bir şekilde çalışmalarını sürdürüyorlar. Devletin ve yetkili kurumlarının, bu emsal kararın ardından sorumluların her biri hakkında gerekli adımları atmasını umuyoruz."    MA / Sevda Aydın