Ağır iş makineleri Surlara zarar veriyor 2020-11-26 10:52:53   DİYARBAKIR – Surların çevresinde yıkılan yapıların altında çıkan Sur taşları, kepçe ve hafriyat kamyonu eşliğinde alandan çıkartılıyor. Mimarlar Odası’ndan Şerefhan Aydan, ağır iş makinalarıyla yapılan çalışmaların Surlara zarar verdiğini söyledi.    Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Kültür Miras Listesi’nde yer alan Diyarbakır Surları’nda 10 Ağustos’ta başlatılan restorasyon çalışmaları kapsamında Şehitlik Mahallesi, Ben û Sen semtinde bulunan 41 yapıya ilişkin yıkım kararı verildi. Surlarının dış çeperinde yer alan bu yapıların yıkılmasıyla alanda kitabe, niş ve tarihi alet-edevatlara rastlandığı bildirildi. Ayrıca yıkım kararı verilen evlerin zemin döşemesinde, Diyarbakır Surlarına ait taşların kullanıldığı belirlendi.   TARİHİ TAŞLAR KEPÇEYLE KALDIRILIYOR   Bölgede süren çalışmalara ilişkin açıklama yapan Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediyesi kayyımı Münir Karaloğlu, evlerin zemininde çıkan Surlara ait taşların ayıklanarak Surlarda devam eden restorasyon çalışmalarında kullanılacağını ileri sürdü. Ayrıca yürütülen restorasyonda, yapısal hasarların giderilmesine yönelik minimum müdahale ilkesine uyarak onarım yapılacağı belirtildi. Ancak kayyımın açıklamalarının aksine, çıkan taşların ve tarihi eserlerin, kepçeyle hafriyat kamyonuna konulduğu ve alandan çıkarıldığı ortaya çıktı.    NEREYE GÖTÜRÜLDÜĞÜ BİLİNMİYOR   Yıkım kararı verilen alanlardan biri de Eski Hal ile Ben û Sen Burcu arasında yer alıyor. Arkeologlar ve alanında uzman kişiler tarafından yürütüldüğü belirtilen çalışmalar, bir zırhlı araç, iki tane kepçe ve bir grup zabıta ekibinin denetiminde sürüyor. Kepçelerin yıktığı evlerin hafriyatları kamyonlara yüklenip alandan çıkarılıyor. Yıkımın ardından tarihi Sur diplerinde bulunan taşların yerinde olmadığı ve eksiklikten kaynaklı tahribatların yaşandığını gözleniyor. Yıkım ilerlerken, Sur diplerinde eksik kalan taşların bazı evlerinin zemin döşemesinde kullanıldığı görülüyor. Özel bir hassasiyetle müdahale edilmesi gereken bu alanlar, kepçeyle yıkılarak hafriyat kamyonlarına yükleniyor.  Tahrip edildiği belirtilen söz konu taşların nereye götürüldüğü ise bilinmiyor.   Başlatılan restorasyon çalışmalarında, Surlara ait taşların tahrip edildiği, özgün ve otantik yapısının korunmadığını ve bütünlüklü bir yaklaşım sergilenmediğine dair kentteki sivil toplum örgütü temsilcileri endişeli.   ‘DOĞRU BİR YÖNTEM DEĞİL’   Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Şerefhan Aydın, Sur diplerinde çıkan taşların bu yöntemle kaldırılmasının doğru olmadığını söyledi. Yıkıma ilişkin çekincelerinin olduğunu dile getiren Aydın, dünya mirası olarak tescillenen Surların hemen yanında ağır iş makinalarıyla yapılan çalışmalarda oluşacak titreşimlerin, ister istemez surlara zarar vereceğini kaydetti. Aydın, restorasyon çalışmaları yürüten ilgili kurumların, bu yöntemi fark edip buna dair bir refleks geliştirmeleri gerektiğinin altını çizdi.   ‘MOLOZMUŞ GİBİ DAVRANMAK DOĞRU DEĞİL’   En son gerçekleşen Elazığ depreminde Surlardan taşların düştüğünü ifade eden Aydın, “Dolayısıyla daha önce surların etrafında düşen taşlar vardı ve bu yıkım bölgesinde de muhtemelen vardır. Bu taşların aslında bir şekilde toplanıp yine aynı bölgede restorasyonun sürdüğü alanda tekrardan kullanılması gerekiyor. Sallapati bir şekilde taşların herhangi bir molozmuş gibi kepçeyle rastgele toplanıp moloz bölgesine dökülmesi doğru bir yöntem değil. Bunun tekniği ve yöntemi var. Ama genel anlamda eski pratiklere baktığımız zaman bu tür hassas yaklaşımlar sergilenmiyordu. Artık bu teknik hataların yapılmaması ve usulüne uygun, bilimin gereklilikleri doğrultusunda koruma kurulu veya bu işi yürüten firmaların bünyesinde çalışan mimarlarında bu hassasiyetle yaklaşması gerektiğini vurgulamakta yarar ver” ifadelerini kullandı.   ‘BENZER UYGULAMALAR GEÇMİTE DE OLDU’   Daha önce millet bahçesi adı altında Fiskaya’da yapılan çalışmalarda benzer olaylara şahit olduklarını dile getiren Aydın, orada oluşan yanlış uygulamaları düzeltmeye yönelik bazı girişimler olduğunu hatırlattı. Aydın, ancak Sur diplerinde aynı durumun söz konusu olmadığını dile getirdi. Daha önce defalarca Surların hassas yapı elamanı olduğundan kaynaklı minimum müdahaleyle yaklaşılması gerektiğini söylediklerini ifade eden Aydın, Koruma Kurulunun çalışma esaslarında, yasalarında ve yönetmenliğinde bu tür vurgulara atıfta bulunulduğuna dikkat çekti. Sur diplerinde yürütülen çalışmalara ilişkin Koruma Kuruluna yazı gönderdikleri bilgisini paylaşan Aydın, henüz bir dönüş olmadığını kaydetti.    ‘UYGUN YÖNTEM UYGULANMALI’   Geçmiş dönem çalışmalara bakıldığında sadece merkezi iktidarın kararlarının esas alındığını vurgulayan Aydın, “Dileriz ki bu kararlar çok boyutlu düşünülüp o mahallede yaşayan yurttaşları ciddi anlamda mağdur edilmeden çalışmalar yürütülür. Tabi geçmiş biraz şaibeli.  Ve teknik boyutuyla da tarihi değerimiz olan, dünyanın artık ortak değeri olan Surlarında zarar görmeden uygun yol yöntem ve teknikle bu sürecin tamamlanmasını bekliyoruz” dedi.