Milletvekili Gülüm: Cezaevleri katliam evlerine dönüştü 2020-12-04 09:11:29 İSTANBUL - Cezaevlerinin “katliam evleri”ne dönüştüğüne dikkati çeken İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, başta hasta tutuklular olmak üzere acil tahliyelerin gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Dünya genelinde bir tehdit oluşturan Koronavirüs (Kovid-19) salgınından en çok etkilenen yerlerden biri olan cezaevlerinde hak ihlalleri her geçen gün ağırlaşarak ve artarak devam ediyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre cezaevlerinde 591’i ağır olmak üzere bin 564 hasta tutuklu bulunmakta. Bir yandan hastalıklar diğer yandan tecrit altında salgınla mücadele etmek zorunda kalan hasta tutuklular, adeta ölüm ile burun buruna.  Salgından şimdiye kadar 21 hasta tutuklu hayatını kaybetti.    Cezaevlerinin “katliam evleri”ne dönüştüğünü belirten Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, pandemiyle birlikte yaşam hakları tehlikede olan hasta tutukluların bir an önce serbest bırakılması gerektiğini söyledi.   Salgının yayılma riskinin en yüksek yerlerden birinin cezaevleri olduğunu vurgulayan Gülüm, “Doğal ışığı olmayan, ısınma ve havalandırması kısıtlı, duş alma imkanının neredeyse olmadığı, hijyen koşullarının sağlanmadığı sağlıksız cezaevleri, virüsün yayılmaya en müsait olduğu alanlardır” dedi.    YAŞANAN İHLALLER    Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini hatırlatan Gülüm, şöyle devam etti: “Siyasi tutuklar üzerinde uygulanan tecrit, cezaevlerinin en başat sorunlarıdır. Siyasi tutukluların tek kişilik hücrelere konulması, süngerli oda uygulamaları, cezaevi görevlilerinin uyguladığı darp ve işkence, özellikle pandemi koşullarında yiyeceklerin sağlıklı olmayışı ve hijyenik bir ortamın olmayışı, temizlik malzemelerin fahiş fiyatlarla satılması, disiplin cezalarının keyfi bir biçimde uygulanması, cezaevine gönderilen mektupların mahpuslara ulaştırılmaması, kalabalık olan koğuşlarda yatacak yer bulunmaması, kitap ve yayınların verilmemesi, sohbet hakkı, spor ve kültürel faaliyetlerin kısıtlanması, kaloriferlerin yanmaması, anneleri ile birlikte kalmak durumunda olan çocukların ihtiyaçlarının gözetilmemesi, ziyaretçilere yönelik onur kırıcı muameleler ve çoğu kez ziyaret hakkının engellenmesi, çıplak arama uygulamaları, mahrem alanlara kameralar konulması, havalandırma boşluklarının tel örgülerle çevrilmesi gibi en temel insan hakkı ilkeleri ihlal edilmektedir. Tüm bunlar iktidarın uyguladığı düşman hukuku pratiklerinin bir sonucudur. Özgürlüğün gasp edilen mahkumlar baskı ve zulümle sindirilmeye çalışılıyor.”    ‘KATLİAM EVLERİNE DÖNDÜ’   Cezaevlerini “katliam evleri” olarak tanımlayan Gülüm, “Ağır hasta mahpusların tedavi süreçlerinin aksatılması ve pandemi sürecinde özel bakımlarının yapılmaması, kelepçeli muayene dayatması ve ilaçların verilmemesi, hastane sevklerinin yapılmaması, engelli mahpusların tedavi ve ihtiyaçlarının karşılanmamasının üstüne bir de işkenceye maruz kalan siyasi tutuklular zor bir dönemden geçiyor” diye konuştu.   YAŞAM HAKKINA ENGEL   İktidarın cezaevlerini halka gözdağı vermek adına bir araç olarak kullandığını sözlerine ekleyen Gülüm, şunları dile getirdi: “Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nde 75 yaşındaki ağır hasta tutuklu Takiyettin Özkahraman yoğun bakıma kaldırıldıktan bir gün sonra vefat etti. Bir hafta geçmeden, yine Patnos L Tipi Cezaevi’nde 80 yaşındaki Ali Boçnak ağır hasta olmasına rağmen tahliyesi yapılmadı ve hayatını kaybetti. İktidarın almadığı önlemler tutukluların yaşam hakkını elinden alıyor.”   ORTAÇAĞ KARANLIĞI   Gülüm, hasta tutukluların acil çözüm beklediğini, infaz erteleme başvurularının keyfi biçimde reddedildiğini anımsatarak, şöyle konuştu: “Kritik eşiği çoktan geçmiş bir an evvel cezaevinden çıkması gereken hasta mahpuslar hakkında Bakanlık Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Adli Tıp Kurumu (ATK) hukukunu uygulamamaktalar. Mahpus siyasi olunca tavır değişmekte, hukuk askıya alınmaktadır. Adeta ortaçağ karanlığı cezaevlerinde yeniden yaşatılmaktadır.”    İKTİDARA ÇAĞRI   İnsanlık onurunu yok sayan uygulamaların son bulması için iktidara seslenen Gülüm, sözlerini şöyle tamamladı: “İktidar, siyasi tutuklulara dönük düşman tavrını sona erdirmeli ve insan haklarına saygılı bir tutum sergilemelidir. Pandemi nedeniyle yaşam hakkı tehlikede olduğundan kaynaklı başta hasta tutuklular olmak üzere acil tahliyeler gerçekleşmelidir.”