Tecrit tutukluları açlık grevine mecbur bıraktı 2020-12-09 09:04:07 İSTANBUL - Tecridin tutukluların açlık grevine başlamalarını haklı hale getirdiğini dile getiren avukat Eşber Yağmurdereli, sorunun asıl kaynağının da Kürt sorununda çözümsüzlük olduğunu belirtti. Ferhat Tunç ise herkesi tutuklulara ses vermeye çağırdı.  İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulamasına karşı 27 Kasım’da cezaevlerinde başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevi, 3’üncü grupla devam ediyor. Eylemin barış ve demokrasi için önem arz ettiği bu nedenle sahiplenmesi çağrısı yapıldı.    HAKLAR HERKES İÇİN UYGULANMALI   “Türkiye’nin asli anlamda en büyük problemi Kürt sorunudur” diyen avukat-yazar Eşber Yağmurdereli, bunun özünün ise “demokrasi sorunu” olduğunu söyledi. Sorunun çözümünde barışçıl çözüm arayışlarının kullanılmıyor olmasının ülke gündemini sürekli gerginleştirdiğini belirten Yağmurdereli, Öcalan’a yönelik tecridin sorunun bir parçası olduğunu vurgulayarak, “Sorunun bir parçası olarak cezaevlerinde bulunan insanlara karşı tecrit politikaları ağırlaştırılıyor. Siyasi kimliği ne olursa olsun her tutuklunun infaz yasası ve yönetmenlik çerçevesinde birtakım hakları vardır. Bu hakların en başından ise tutuklunun aile ve avukatlarıyla görüşme hakkıdır. Bu haklar hiçbir tutuklunun mağdur bırakılmayacağı haklardır. Herkes için uygulaması gereken bu hakkın uygulanması gerekir” diye açıklık getirdi.    Açlık grevlerinin 50 yıldır sık sık ülke gündeminde olduğunu ifade eden Yağmurdereli, nedenlerinden bağımsız olarak insanların cezaevlerine koyulmaları yetmiyormuş gibi ayrıca bir tecrit uygulamasına gidilmiş olması açlık grevlerini haklı hale getirdiğini söyledi. Açlık grevlerinin toplumda hassasiyetlik yarattığını kaydeden Yağmurdereli, “Bu durum devam ettiği sürece toplumun genelinde rahatsızlık devam edecektir. Bu da ülkede yaşanan hiç kimsenin işine yaramaz” dedi.   'KARANLIĞI YIRTMAYA ÇALIŞIYORLAR'   Ülkenin tarihinin kritik dönemlerinde  siyasi tutukluların yaşanan sorunların çözümü için çaba sarf ettiğini dile getiren Ferhat Tunç, “Tutsak edilmek onları amaçlarından vazgeçirememiş, hatta bütün enerjilerini daha özgür, adil bir ülke için harcamışlardır. 27 Kasım'dan beri tecride, hak ihlallerine karşı sorumluluk üstlenerek ülkemizin içinden geçtiği karanlığı yırtıp atmaya çalışıyor cezaevindeki arkadaşlarımız” dedi.    TUTUKLULARA SES VERİLMELİ   “Sanatçılar toplumun özlemlerine, dertlerine kayıtsız kalamaz. Birileri özgürlük ve adalet için aç kalmayı göze alıyorsa, bedenlerini riske atıyorsa, sanatçıların da en gür seslerini çıkarmanın vaktidir” diyerek sanatçı ve aydınların tarihsel sorumluluğuna dikkat çeken Tunç, “Ülkemizde tecrit uygulamaları, hak ihlalleri sürdükçe ne ölümler, ne yoksulluk biter. Tutsakların beklentisi bizim de beklentimizdir; açlık grevine mecbur kalmaları ise ne yazık ki dışarıdakilerin, bizim eksikliğimizdir ve bunu gidermek için onların sesine ses olmalı, taleplerini sahiplenmeliyiz. Aydınlar ve sanatçılar başta olmak üzere herkes tutukluların sesine ses vermeli” çağrısında bulundu.    MA / Naci Kaya