‘Tecrit insanlık suçudur, son bulsun’ 2020-12-09 09:05:18 İZMİR - EGE-TUHAY-DER Eşbaşkanı Ahmet Ertaş, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla süresiz dönüşümlü açlık grevine başlayan tutukluların taleplerinin bir an önce kabul edilmesini istedi.  PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin ve cezaevlerindeki hak ihlallerinin son bulması için tutuklular, 27 Kasım’da süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemine başladı. Açlık grevi 13'üncü gününde devam ederken, Ege Bölgesi'nde Şakran 1,2,3 ve 4 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi, Ödemiş Kapalı Cezaevi, Kırıklar F Tipi Kapalı Cezaevi, Manisa Akhisar T Tipi Kapalı Cezaevi, Balıkesir'de Kepsut L Tipi ve Bandırma T Tipi Kapalı Cezaevleri, Denizli T Tipi Kapalı Cezaevi ve Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan tutuklular, 2, 3 ve 5’erli gruplar halinde açlık grevi eylemlerini devralıyor. Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutuklular ise ikinci grup devraldı.    Ege Tutuklu Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EGE-TUHAY-DER) Eşbaşkanı Ahmet Ertaş, cezaevindeki tutukluların yaşadıkları hak ihlallerine dikkat çekerek, açlık grevindeki tutukluların taleplerinin kabul edilmesini istedi.    TECRİT İNSANLIK SUÇUDUR   Öcalan’a uygulanan tecridin biran önce son bulması gerektiğini vurgulayan Ertaş, tecridin insanlık suçu olduğunu söyledi. Yıllardır Öcalan üzerinde ağır bir tecrit politikasının uygulandığına dikkat çeken Ertaş, “Uluslararası bir komployla 15 Şubat 1999'da Türkiye'ye teslim edilen Sayın Öcalan, 21 yıldır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tecrit altındadır. Ailesi ve avukatlarıyla hiç bir şekilde görüştürülmemektedir. Bu tecrit politikası Sayın Öcalan şahsında bütün siyasi tutuklulara ve Kürt halkına uygulanıyor. Bu duruma sessiz kalmayan siyasi tutuklular 27 Kasım'da bir kez daha tecride karşı açlık grevi eylemlerine başladı. Hükümet biran önce insan haklarına aykırı tecrit politikasından vazgeçmelidir.  Açlık grevindeki tutukluların talepleri tamamen insani ve ahlaki değerlere uygundur. Cezaevlerinde yıllardır hak gaspları yaşanıyor ve pandemi birlikte yaşananlar normalleştirilmek isteniyor” dedi.    BASKILAR ARTTI   Açlık grevinde bulunan siyasi tutukluların taleplerinin yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizen Ertaş, cezaevlerinde hak ihlallerinin had safhada olduğuna dikkat çekti. Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutukluların açlık grevi eylemine başladıktan sonra baskıların da arttığını dile getiren Ertaş, “Gardiyanlar her hafta koğuşlara arama adı altında baskınlar yapıyor. Mektupları çok geç veriliyor ya da hiç verilmiyor. Yeni Yaşam Gazetesi tutuklulara verilmiyor.   Ege Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde yüzlerce hasta tutuklu bulunuyor. Pandemi bahane edilerek ağır hasta tutukluların tedavisi aksatılıyor. Hasta tutuklular ölüme terk ediliyor. Koğuşların kalabalık olmasından kaynaklı fiziki mesafe kurallarına uyulması imkânsız hale geliyor. Temizlik malzemeleri verilmiyor. Ege Bölgesi'nde bulunan tüm cezaevlerinde benzer uygulamalar var” diye belirtti.    HÜKÜMET SORUMLUDUR   Hükümete çağırıda bulunan Ertaş, “Cezaevlerinde daha ağır sonuçlar açığa çıkmadan tecrit politikasına son verin. Cezaevlerinde uygulanan politikalar insan haklarına aykırıdır. Açlık grevleri ile beraber cezaevlerine ortaya çıkacak olumsuz sonuçlardan hükümet ve devlet sorumludur.  Bütün halk ise tutukluların sessine ses verilmelidir” dedi.