İç Anadolu Bölgesi Cezaevleri raporu: 9 tutuklu yaşamını yitirdi 2021-01-12 14:10:46 ANKARA – İHD Ankara Şubesi, 2020 yılı Ekim-Kasım-Aralık'ta İç Anadolu Bölgesi cezaevlerinde yaşanan ihlalleri raporlaştırdı. Buna göre 9 kişinin yaşamını yitirdi, en az 24 tutuklunun işkence ve/veya kötü muameleye maruz kaldı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Hapishane Komisyonu, İç Anadolu Bölgesi Hapishaneleri Üç Aylık Hak İhlalleri Raporu’nu açıkladı. İHD Ankara şube binasında yapılan toplantıda Aksaray T Tipi, Amasya E Tipi, Bolu F Tipi, Düzce T Tipi, Karabük T Tipi, Kayseri 1 Nolu T Tipi, Kayseri 2 Nolu T Tipi, Kayseri Kadın, Keskin T Tipi, Kırıkkale F Tipi, Kırşehir E T Tipi, Sincan Kadın, Sincan 1 Nolu F Tipi, Sincan 1 Nolu L Tipi, Sincan 2 Nolu L Tipi, Sincan T Tipi, Sivas Açık ve Sivas E Tipi Kapalı cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin detaylar paylaşıldı. Hazırlanan rapor İHD Merkezi Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen ile İHD Ankara Şube yönetiminden Sevil Turgut tarafından okundu.   Çevirmen, tespit edilebilen 9 ölümün 4’ünün koronavirüsten 3’ünün çeşitli hastalıktan kalan 2’sinin ise “intihar iddiası” sonucu gerçekleştiğini ifade etti.  İç Anadolu Bölge cezaevlerinde 46’sı kadın olmak üzere en az 284 hasta tutuklu bulunduğu bilgisini paylaşan Çevirmen, bunların 98’inin ağır hasta tutuklu olduğunu söyledi.   İHLALLER BELİRTİLENDEN ÇOK   En az 24 tutuklunun işkence ve/veya kötü muameleye maruz kaldığını açıklayan Çevirmen, "Ancak, Adalet Bakanlığı’nın bu konudaki verileri paylaşmaması, hapishanelerle haberleşmenin sürekli olarak engellenmesi, haberleşmenin sıkı bir biçimde denetlenmesi, özellikle taşra hapishanelerinden haber alma konusunda yaşanan güçlükler, adli mahpusların yaşadıklarını basına, yetkili makamlara ve insan hakları örgütlerine (çoğunlukla) iletmemesi nedeniyle işkence ve kötü muameleye maruz kalan mahpus sayısının belirtilen sayının çok üzerinde olduğunu ortaya çıkarmaktadır” diye konuştu   SORUNLARA ÇÖZÜM ÜRETİLMİYOR   Söz alan Sevil Turgut’da tutukluların, tıbbi yardım görme ve insanlık onuruna saygılı bir biçimde muamele görme ve yaşama hakkına sahip olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Fakat büyük bir sorun olan ve kamuoyunun vicdanını kanatan hasta mahpusların yaşamış oldukları sorunlar çözüm üretilmeden ortada durmaktadır. Teşhis ve tedavisi yapılmadan adeta işkence çektirilen, hapishanede hayatını kaybeden ya da ölümüne ramak kala bırakılıp kısa sürede hayatını kaybeden insanların olduğu bir toplum, adalete olan inancını da kaybeder. Türkiye hapishanelerinde bulunan hasta mahpusların acil ve kalıcı tedavileri yapılmalı, hapishane koşullarında tedavisi yapılamayan/yapılmayan hasta mahpusların da acilen infazları durdurulmalıdır.”   Raporda öne çıkan hak ihlalleri şöyle:   “* Mahpuslar aşırı kalabalık koğuşlarda kalmaktadırlar.   * Tek kişilik, sağlıksız nakil araçları ile sevkler yapılmakta, bu durum özellikle kalp, astım, epilepsi hastalarının sağlıklarını kötü etkilemektedir.   * Mahpuslar kelepçeli muayene edilmekte, kelepçeli halde hastane sevkleri yapılmaktadır.   * Hasta mahpuslar revire geç çıkarılmakta, hastane sevkleri ya geç yapılmakta ya da hiç yapılamamaktadır. Afyon 1 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda memurların mazgaldan bakarak revire çıkmaları gerekip gerekmediğine karar verdiği mahpuslar tarafından aktarılmıştır. Can adlı bir mahpusun yürüyemeyecek durumda olmasına rağmen revire çıkarılmadığı, ancak ayakta sayım alınmaya devam ettiği ve diğer mahpusların onu battaniye ile mazgalın önüne getirdiği öğrenildi.   * Kanser riski nedeniyle biyopsi yapılması istenmesine rağmen bir hastanın bugüne kadar biyopsisinin yapılmadığı, başka bir rahatsızlığından kaynaklı MR çekiminin gerçekleştirilmedi ve diş tedavisi de yapılmadı.   * Grip aşısı yapılması gereken hasta mahpuslara bu aşının bulunmadığı gerekçesiyle yapılmadığı bunun yerine zatüre aşısı yapıldığı aktarıldı.   * Hasta olan mahpuslardan bazılarının infaz erteleme taleplerinin reddediliyor.   * Adli Tıp Kurumu politik tutum izleyerek cezaevinde kalamaz raporu vermemekte, tam teşekküllü hastane ve üniversite hastanelerinin cezaevinde kalamaz raporları kabul edilmemekte ve ağır hasta mahpusların infazları ertelenmemektedir.   * Diyet yemeğine ihtiyacı olan mahpusların talepleri karşılanmamaktadır.   * Kendi öz bakımını yapamayacak düzeyde psikolojik rahatsızlıkları (şizofreni vb. ) olan mahpuslar tahliye edilmemektedir.   * Korona riskine rağmen mahpuslara yeterli miktarda hijyen malzemeleri ve maske verilmemektedir.   * Mahpusların diş tedavileri yapılmamakta, parasını ödemiş olmalarına rağmen implant tedavilerinin de yarım bırakıldığı öğrenilmiştir.   * Bir kadın mahpus hastane sevkleri esnasında iki kez koronaya yakalanmış, ilkinde hastanede tedavi edilmiş, ikincisinde hastaneye götürülmeden hapishanede tedavi edildi.   * Bazı cezaevlerinde sıcak su ihtiyaçları karşılanmamaktadır.   * Sivas Çık Ceza İnfaz Kurumu’nda kadın mahpusların korona olduğu, sıcak su ihtiyaçlarının ve kantin ihtiyaçlarının karşılanmıyor.   * Bir mahpus hastanede kaldığı 15 gün boyunca yatağa kelepçelenmiş ve bu nedenle bel ağrıları çekmektedir.   * Bazı mahpuslar ‘ağırlaştırılmış müebbet’ hükümlüsü olmadıkları halde tekli koğuşlarda tutulmaktadırlar.   * Afyon'da iki mahpusun falakaya yatırıldığı ve bir kişinin de bu nedenle açlık grevi yaptığı, Adli mahpuslara kaba dayağın devam ettiği, bazı mahpusların falakaya yatırıldığı aktarılmıştır.   * İki mahpus hakarete uğradıklarını aktarmıştır.   * Bir mahpusa; tahliye edileceği için başka bir koğuş tarafına pet şişede kuş atmasından dolayı 2 aylık disiplin cezası verilmiş.   * Aksaray T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde dört mahpusun ayakta sayıma zorlandığı ve darp edildiği kaydedildi.   * Bir mahpusa Diyarbakırlı olmasından kaynaklı olarak darp edildi.   * Bir mahpusa telefonda Kürtçe konuştuğu için ceza verildi.   * Kırıkkale'de Serkan Tumay darp edilmiş, daha sonra intihar ettiği iddia edilmiştir. Vücudunda darp izlerinin olduğu ailesi tarafından tespit edilmiştir. Serkan Tumay ile başka bir mahpus daha darp edilmiş ve diğer mahpus başka bir cezaevine sevk edilmiştir.   * Bir trans, Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesi'nde erkeklerin bulunduğu yerde tek kişilik odada tutulmaktadır.   * Bir mahpus, cezaevinde soyunma kabininde şiddet gördüğünü, ayrıca konulduğu koğuşta başka mahpuslar tarafından da şiddete maruz kaldığını ve dilekçeleri gönderilmediği için de 15 gün açlık grevi yaptığını aktardı.   ÇIPLAK ARAMA   * Bir kadın mahpus ağır bir şekilde kaba muameleye tabi tutularak çıplak arama yapıldığı, giysilerini önce alt kısım ya da üst kısmı olarak çıkarmayı istediğini, ancak bu talebin dikkate alınmadan tamamen çıplak soyulduğunu, bu şekilde 5-6 kez oturup kalkılarak ve ıkınma şeklinde arama yapıldığı, yine görevlinin ayrıca elle bedeninde arama yaptığı, bu şekilde uygulamaya maruz kaldığını aktardı.     * Son bir ayda 4 adli mahpusun intihara kalkıştığı aktarıldı.   * 1 kadın mahpusun dayağa maruz kaldığı öğrenilmiştir.   * 2 mahpus, koğuşta iki kişi olmalarına rağmen askeri nizamda ve ayakta sayım dayatmasına karşı çıktıkları için darp edilmişler ve çıplak aramaya maruz bırakılmış.   * Aslıhan Gençay, Sivas Açık Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edildiğinde çıplak aramaya maruz kalmış, buna karşı çıkmasından kaynaklı olarak hakkında tutanak tutularak, Sivas E Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulmuştur.   * Koğuşlara süreklileşen ani baskın şeklinde aramalar yapıldığı ve eşyalar dağıtılıyor.   * Sosyal faaliyetler (spor, sohbet, kurs) tamamen durdurulmuştur.   * İdareye, savcılığa, mahkemelere ve Anayasa Mahkemesi’ne yazdıkları dilekçelere numara verilmediği, dilekçelerin akıbetinin bilinmediği, pullu mektupların kaybolduğunu aktarılmıştır. Bir mahpusun iki adet AYM başvurusunun gönderilmediği; şizofreni hastası mahpus için CIST’e yazdığı başvurunun gönderilmediği, AYM başvurularına el konulduğu, CHP Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal’a yazdığı mektup üzerine idarenin çağırdığı ‘bu mektubun içinde uygun bulunmayan şeyler var bunları değiştir’ denildiği, kabul etmeyince de idare tarafından ‘göndermeyeceğiz’ dedikleri ifade edilmiştir.   * Yeni Yaşam, Evrensel, Birgün gazeteleri mahpuslara verilmemekte, gerekçe olarak da Basın İlan Kurumu’ndan resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazetelerin hapishanelere alınmadığı söylenmiştir.   * Haber alma kaynaklarının engellendiğini, cezaevinde televizyonda yalnızca idarenin istediği kanalları izleyebildiklerini Artı TV, KRT, Halk TV’yi izleyemediklerini aktarmışlardır.   * Telefon görüşleri tek bir kişiyle sınırlandırılmış, pandemi başlangıcında belirtilen görüntülü görüşme uygulanmamakta, aramak istedikleri kişi çıkmadığında ise arama haktan mahrum kalmaktadırlar.   * Halit Tunga adında bir mahpusun Türkçe ve Kürtçe bilmediği, koğuşta da kendisi dışında Arapça bilen kimsenin olmadığı, kendisiyle hiç kimsenin iletişime geçemediğini, el kol işaretiyle anlaşmaya çalıştıkları aktarılmıştır.   * Kitap, dergi ihtiyacı karşılanmamakta, odalarındaki kitap sayısı sınırlanmakta, kendilerine yollanan kitap ve dergiler verilmemektedir. Bir mahpusa Kürtçe kitaplar için kitapları kontrol edecek memurun bulunmadığını söylenerek kitapların verilmediğini, çevirmen ücretini kendisinin karşılaması durumunda çevirmene gönderileceğini, uygun bulunması durumunda kitapların kendisine verileceği söylenmiştir.   * Üç kişilik ziyaret hakkının karşılanmamakta, yazdırdıkları kişilerin onayı bir yıla yayılmaktadır.   * Tercüman olmadığı gerekçesiyle Kürtçe yazılmış mektupların verilmediği ve gönderilmediği aktarılmıştır.   * Tarsus’tan, Aksaray T Tipi Cezaevi’ne sevk edilen mahpusların yanlarında getirdikleri televizyon, ısıtıcı ve radyoları verilmemiş, bin 100 TL’ye televizyon, 163 TL’ye semaver almak zorunda kalmışlardır. Radyonun da hoparlörlü olduğu için verilmediği aktarılmıştır.   * Aksaray T Tipi Cezaevi’nde mahpuslar koridora çıktıklarında memurların ceketlerinin önünü iliklemelerini, kendilerine zorla saygı göstermelerini istediklerini, telefona dahi gidip gelirken kol saatlerini koğuşta bıraktıklarını aktarmışlardır.   * Mahpusların ailelerine ve yargılandıkları yerlere yakın cezaevlerine sevk talepleri karşılanmamaktadır.   * Cezası 1 yılın altına düşenler, ilçe cezaevlerine gönderilmemekte ve tahliye edilmemekteler.   * Bir mahpus, Kürtçe mektup yazdığını, mektubunun alıcıya gönderildiğini ancak sonrasında çeviri ücreti olarak kendisinden 60 TL istenildiğini aktarmıştır.   * Amasya’da 3-4 yıldır fotoğraf çektirilmeye izin verilmediği aktarılmıştır.   * ‘Cezaevlerinde Eşya Bulundurma Yönetmeliği’ kapsamında, başta radyo olmak üzere kağıt makasından tükenmez kaleme kadar birçok eşyaya ‘sakıncalı’ denilerek el konulduğu, günlük, şiir, öykü, makale vb. çalışmalarımızın bulunduğu defterler bile toplandığı aktarılmıştır.   * Tokat’ta 7 kişi alabilen 3 koğuştan birinin kapatılarak mahpusların diğer iki odaya konulduğunu ve odalarda 20-21 kişi yaşamak zorunda bırakılmışlardır.”