Boğaziçi direnişi dalga dalga yayılıyor 2021-01-12 15:59:33 HABER MERKEZİ – Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin atanan rektör karşıtı eylemlerine destek veren İTÜ ve Ankaralı öğrencileri, direnişi büyüteceklerini dile getirdi.  Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, rektör atamalarına karşı başlattıkları kesintisiz eylem birçok üniversiteye yayıldı. Boğaziçi Üniversitesi’nde kurulan çadırlarda nöbet eylemleri sürerken, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğrencileri de kendi üniversitelerinde rektörlük binası önünde yaptıkları basın açıklamasıyla eyleme destek verdi.  Çok sayıda öğrencinin katıldığı açıklamada, “Kayyum rektörler değil seçim istiyoruz” pankartı açılarak, “Kayyum rektör istemiyoruz” sloganı atıldı.    'MÜCADELEYİ SAHİPLENİYORUZ'   Açıklama yapan İTÜ öğrencisi Gökçe Yılmaz, üniversitelere atanan kayyımların özerk yapıya müdahale olduğuna dikkati çekerek, buna karşı mücadele edeceklerini dile getirdi. Boğaziçi’ne atanan rektör Melih Bulu’nun da doğrudan iktidarın içinden geldiğini hatırlatan Yılmaz, “Uzun yıllar AKP’de çalışma yürütmüş, milletvekili adayı olmuş hatta AKP Sarıyer İlçe Teşkilatının kurucularından Bulu, rektörümüz olmuştur. Bu durum AKP’nin üniversitelere rektör değil kendi aklını atadığının göstergesidir. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin mücadelesini sahipleniyoruz” dedi.   'DİRENİŞİ BÜYÜTÜYORUZ'   Yılmaz, AKP’nin gençliği karanlığa sürüklediğini dile getirerek, bilimsel eğitimi tasfiye etmek için üniversiteleri zapt ettiğinin altını çizdi. Yılmaz, “AKP, bilimsel üretimin merkezi olan üniversitelerde akademik özerkliği korumak zorundadır. Üniversitelere karşı yürütülen gerici ve piyasacı müdahalelerden vazgeçilmelidir.  Üniversitelerin özgür düşünce ortamına müdahale eden iktidar, talepleri duymak zorundadır. Biz de İTÜ öğrencileri olarak bu görevi üstleniyor direnişi büyütme sözü veriyoruz” diye konuştu.   ANKARA'DAN DESTEK    Ankara Üniversitesi öğrencileri de Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım rektör olarak atanmasını protesto edenlere destek açıklaması yaptı. Üniversitenin Tandoğan yerleşkesinde yapılan açıklamada, “Kayyım rektörelere karşı yaşasın öğrenci dayanışması” pankartı açıldı, “Melih, Verşan, Cevdet yıkacağız elbet”, “Mesele Boğaziçi değil sen hala anlamadın mı” dövizleri taşındı.   Polisin yerleşkenin ön kapısından girişe izin vermemesi üzerine arka kapıdan yürümeye başlayan öğrenciler, “Ferman devletinse üniversiteler bizimdir”, “Kayyım istifa” sloganları attı. Basının içeri alınmamasına tepki gösteren öğrenciler “Polis dışarı basın içeri” sloganları attı.   Açıklamada konuşan Ankara Üniversitesi öğrencisi Helin Sude Gümüş, “Bugün bizler, her fakültesinden Ankara Üniversitesi Öğrencileri olarak, bu üniversitenin özneleri olarak, bizimde nasibini aldığımız anti-demokratik dayatmalara maruz bırakılan Boğaziçi Üniversitesi'nin bileşenleriyle dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtmek ve mücadelelerini büyütmek için bir araya geldik” dedi.   ‘BOYUN EĞMEYECEĞİZ’   Gümüş, “Baskı politikalarına boyun eğmeden anayasal haklarını kullanarak protesto eden öğrenci arkadaşlarımız polis şiddetine maruz kalmış, aynı arkadaşlarımız ertesi sabah şafak operasyonları ile gözaltına alınmış, aileleri ve kendilerine uzun namlulu silahlar doğrultulmuştur. Hemen ardından iktidar sözcüleri ve yandaş medya eylemlere katılan öğrenci arkadaşlarımızın tamamını hedef göstermeye ve kriminalize etmeye çalışmıştır” diye belirtti.    Yakılarak öldürülen akademisyen Aylin Sözer’i hatırlatan Gümüş, “Aylin Sözer’in evine girmek için çilingir bekleyen polis ekipleri, öğrenci arkadaşlarımızın evine duvarları yıkarak girmiş, böylece protestocu arkadaşlarımıza gözdağı verilmek istenmiştir” diye konuştu.    KELEPÇE ZİHNİYETİ   Gümüş, şunları söyledi: “Dün AYM tarafından ifade özgürlüğü kapsamında olduğu değerlendirilen bir metnin imzacısı olmaları nedeniyle hocalarımızı KHK'larla bizlerden ve okullarından uzaklaştıran, onların cübbelerini ayaklar altına alan, bu KHK’lar nedeniyle DTCF’de bir bölüm kapanma tehdidiyle karşı karşıya bırakan zihniyet, bugün Boğaziçi’ne kelepçe vuran zihniyettir. Ancak bu zihniyet bilmelidir ki bizler dün olduğu gibi bugün de biat etmeyeceğiz. Boğaziçi'nden yükselen sesi kampüslerimizde büyütmek için bütün sıra arkadaşlarımızı bizim olanı geri almaya çağırıyor, Boğaziçi öğrencilerinin talepleri bizim taleplerimizdir diyoruz. Necdet de, Verşan da, Melih de gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek.”