'Gözlem ve Sınıflandırma Merkezlerine Dair Yönetmelik' Meclis gündeminde 2021-01-14 17:36:59   DİYARBAKIR -  'Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri İle Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik’ten kaynaklı hükümlülerin mağdur edildiğine dikkati çeken HDP’li Semra Güzel, konuyu meclis gündemine taşıyarak, Adalet Bakanı’na "Bu yasanın özellikle siyasi mahpusları etkiliyor olmasının sebepleri nelerdir?" diye sordu. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, 1 Ocak tarihinde yürürlüğe giren 'Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri İle Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik’e dair, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün yanıtlaması istemiyle meclise soru önergesi verdi. Güzel, 1 Ocak itibari ile uygulamaya konulan yasa değişikliğinin, özellikle siyasi tutukluların tahliyelerini 1 yıl geciktirdiğini belirtti. Bu yasayla, şartlı tahliye tarihi yaklaşanlar için savcılık başkanlığında oluşturulan kurulların, tutukluların cezasını uzatılabildiğini söyledi. Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’nün inisiyatifine bırakılan bu yönetmeliğin şimdiden mağduriyetler yarattığına dikkati çeken Güzel, şunları kaydetti: “İzmir Kapalı Kadın Cezaevi’nde bulunan üniversite öğrencileri Didar Boza, Ceylan Bozkurt ve Merve Nur İşleyici 4 yıl 8 ay hapiste kaldıktan sonra 9 Ocak’ta tahliye edilmeleri gerekmekteydi. Fakat tahliye edilmeleri gereken günden bir gün önce 6 ay daha hapis cezası verildi. İzmir Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı Didar Boza’ya cezaevinin psiko-sosyal yardım servisi raporunda yer alan ‘suçunu kabul etmediği, yaptığı eylemin suç teşkil ettiğini düşünmediği, pişmanlık yaşamadığını ifade ettiği’ gerekçesi ile tahliye edilmeyeceği söylenmiştir. Ve ‘aynı suçu tekrar işleme riskinin olduğu düşünülmektedir’ denilmiştir. Ayrıca Didar Boza hakkında ‘toplumla bütünleşme hususunda müspet bir kanaat oluşmadığı tespiti yapılmıştır’ kararı verilmiştir. Bir diğer infaz yakma gerekçesi ise ‘57 kitap okuduğu fakat kurs veya manevi rehberlik (din görevlilerince yerine getirilen hizmet) faaliyetlerine yönelik bir talebi bulunmadığı’ değerlendirmesi yer almaktadır.” Güzel, Adalet Bakanı Abdullahmit Gül'e şu soruları yöneltti: "* Ocak tarihi itibari ile yürürlüğe konulan bu uygulamadaki temel amaç nedir? Özellikle siyasi mahpusları etkiliyor olmasının sebepleri nelerdir? * Savcı başkanlığında toplanan bu kurullarda neden avukat ve BARO temsilcisi bulunmamaktadır? * Didar Boza, Ceylan Bozkurt ve Mervenur İşleyici hakkında öznel yargılara dayanan kanaatlerle verilen infaz yakma kararı hukuki midir? * İzmir Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı’nın adil ve hukuki davrandığının bir teminatı var mıdır? İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının kendi kişisel dünya görüşleri doğrultusunda verdikleri kararlar hukuki kararları hangi temelde bağlamaktadır? * 4 yıl 8 ay cezaevinde kalarak haklarında verilen cezanın çoğunu yatan üniversite öğrencilerinin “suçunu kabul edip etmediği” bir gerekçesi olarak gösterilip infazlarının yakılması hukuki midir? Cezaevlerine giren herkesin suçunu kabul etsin, etmesin haklarında verilen cezayı yattığı düşünüldüğünde bu kararın hukuki bağlayıcılığı ne olmaktadır? * Didar Boza hakkında psiko-sosyal yardım servisi raporunda yer alan “toplumla bütünleşme hususunda müspet bir kanaat oluşmadığı” soyut tespiti üzerinden infazının yakılması hukuki midir? Psiko-sosyal yardım servisinde çalışan kişiler bu kararı verirken hangi bilimsel argümanlar üzerinden vermiştir? * Cezaevlerinde “kurs veya manevi rehberlik faaliyetlerine yönelik talepte bulunmamak” ceza olarak mı değerlendirilmektedir? Bütün mahpuslar tahliye olabilmek için bu hizmetleri talep etmek zorunda mıdır? Bu değerlendirmenin hukuki bağlayıcılığı nedir?”