Uğurlu: Öcalan yeni yaşamın öncüsü 2021-01-29 09:02:09 İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın tüm baskılara karşı yeni yaşamın öncüsü olduğunu ifade eden HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, “Hangi iktidar olursa olsun, yeni yaşama engel olamayacak. Halklar için yeni bir yaşam filizlenmeye başlamıştır” dedi.  İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan kalan PKK Lideri Abdullah Öcalan 21 yıldır ağır tecrit koşullarında tutuluyor. İmralı’da son bir yılda yaşananları geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla paylaşan Asrın Hukuk Bürosu, müvekkilleri Abdullah Öcalan, Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar için hukukun bütünüyle ortadan kaldırıldığına dikkati çekti. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, Öcalan üzerinde ağırlaştırılarak sürdürülen tecrit ve hem kendileri hem de bileşenlerine yönelik iktidar eliyle sürdürülen baskılara ilişkin konuştu.    İNSANLIĞA HİTAP EDİYOR   Öcalan üzerinde uygulanan tecridin kişiye uygulanmadığını ifade eden Uğurlu, Öcalan’ın sadece Kürt halkına mâl edilemeyeceğinin altını çizdi. Uğurlu, Öcalan’ı kapitalist modernite tarafından ötekileştirilmiş tüm kesimlere ve bu anlamda insanlığa hitap eden bir kişi olarak tanımladı. Dünya toplumunun iki kesimden oluştuğunu belirten Uğurlu, bir kesimin parayı elinde bulundurarak iktidarı ve bunun aygıtlarına sahip olmaya çalıştığını diğer kesimin ise iktidarı elinde bulunduranlar tarafından emek sömürüsüne maruz bırakılan ezilen halklar olduğunu söyledi.    Uğurlu, “Bir taraf sürekli parçalayan, ayrıştıran, kendi içinde savaştıran ve dağıtan hegomonik bir güç. Diğer taraf ise bir araya gelmeye çalışan halkları, emekçileri ve sosyalistleri ortaklaştırmaya çalışan ve mazlumların bir araya gelme umududur. Baktığımızda Sayın Öcalan'ın 3'üncü yol olarak adlandırdığı ve bu kadim topraklarda yaşayan tüm halklara, ezilen sınıfa sunduğu yeni bir yaşam tabiri var.  Nedir bu?  Birilerini tahakkümü altına almadan ortak mutabakatla yol almaktır. Bu durum Kapitalist Modernite’ye tehdit oluşturuyor. Neden? Çünkü burada yeni bir yaşam var” dedi.     GÖZLER İMRALI’DA    Kuzey ve Doğu Suriye'yi bu yeni yaşamın bir örneği olarak gösteren Uğurlu, dünyadaki tüm devrimcilerin oraya gitmesinin ve ilgi ile takip etmelerinin nedenini bu olarak açıkladı. Uğurlu, “Bunca savaşın, kırımın, doğa talanının içerisinde insanlar yaşamak için bir yerlere kaçıyor. Tabi bunun yanında bir de direnen bir gerçeklik var. Nedir bu gerçeklik? Bu kadim toprakları terk etmeyerek, burada demokrasiye, kadın özgürlükçü, ekolojik bir yaşamı inşa etmek ve burada yaşamak isteyen halklar var. ‘Sorunu başladığı yerde çözmek ve yeni bir yaşamı filizlendirmek’ iddiasıyla emek verilince doğal olarak da herkesin gözü burada oluyor. Bu yeni yaşamın öncüsü Sayın Öcalan olduğu için insanların gözü hem Türkiye'de hem Kürdistan'da hem de İmralı’da oluyor” ifadelerini kullandı.    İKTİDAR KORKUYOR   Sıkı sıkıya kapatılan İmralı’nın kapılarının belli dönemlerde çok hafif aralandığına dikkati çeken Uğurlu, şöyle devam etti: “İktidar nefessiz kaldığında tüm medyasıyla Sayın Öcalan’ın ne dediğini olumlu şekilde yazıp çizerken işine gelmediğinde ‘terörist’  olarak yaftalayarak kriminalize etmektedir. Örneğin Dolmabahçe Mutabakatı’nda bir kapı aralanmıştı ve devamı gelseydi her şey çok farklı olacaktı. Şuan başka şeyler konuşup başka şeylerle uğraşıyor olacaktık. Fakat işlerine gelmedi ve bu kapıyı bir daha açmamak üzere kapatıldı. Fakat hem Kürtler, hem Türkler, hem Türkiye'de yaşayan tüm kesimler hem de dünya kamuoyu şunu gördü. O kapı açıldı ve ışık o kapının aralığından geçti. Toplum bu ışığı gördü. Fakat ısrarla kendi karanlığı ile yüz yüze olan ve kendini nefessiz bırakan bu iktidar o ışığı engellemek için ışığın kaynağına planlı ve sistemli bir şekilde saldırıyor.”     BEDELİNİ HALKLAR ÖDÜYOR   İmralı’da uygulanan tecridin bir işkence olduğunu vurgulayan Uğurlu, CPT’nin de Türkiye’ye geldiğini ve durumu işkence olarak tanımladığını söyledi. İmralı’da uygulanan sistemin daha önce Fransa’da denendiğini belirten Uğurlu, “Bu farklı ülkelerde denenmiş ve sonrasında uluslararası hukuki çerçevede tecridin bir işkence olduğu tanımlanmıştır. Peki bu uluslararası kurum ve kuruluşlar ne yapıyor? Türkiye’ye yapılan bir şey yok. Bir şey yapmamaları bu işkence sistemini destekliyorlar anlamına geliyor. Türkiye’de meşruluğunu kaybetmiş bir iktidar var. İmralı’da uygulanan tecridin bedelini halklar öderken iktidarda olan bir kısım da bundan nemalandı” diye vurguladı.    'AKP DÜŞMANLAŞTIRIYOR'   İmralı'da başlayan tecridin Türkiye ve diğer cezaevlerine yayıldığına değinen Uğurlu, “Ezilenlere ve ötekilere yani iktidarın yanında olmayanlara bedel ödettirildi. İktidar faşizmi sıradanlaştırıp ve kötülüğü normalleştirdi. İp gibi hizaya dizdiği bir kesim var. Fakat hizaya getirdiği kesim de yavaş yavaş o sıradan çıkmaya başladı. Onları toparlamak için sürekli muhalefete saldırırken diğer taraftan da onlara ‘bak bunlar bizim düşmanlarımız’ diyor. İktidar sürekli muhalefetin iktidara gelmesi halinde AKP'yi kapatacaklarını, AKP döneminde işe girenleri işten çıkartılacağını söylüyor. Sanki aynaya bakarak bunları söylüyor. Ama bu şekilde muhalefete saldırının önünü açıyor. Kim bu muhalefet? HDK ve bileşenleri olan siyasi partilerdir” diye konuştu.   GERÇEK MUHALEFET    Halkların ve emekçilerin buna karşı bir araya gelerek birlikte mücadele edip örgütlenmesiyle yaşanılan cendereden kurtulacağını dile getiren Uğurlu, burada yüz yıllık bir emeğin ve bir birikimin olduğunu söyledi. Bunda Mustafa Suphi’lerin, Behice Boran’ların, Deniz’lerin ve Sara’ların emeğinin olduğunu ifade eden Uğurlu, “Türkiye’ye yayılan bir HDK fikriyatı var. Burada şunu görmek gerekiyor; Sayın Öcalan’ın da kurduğu ‘yeni yaşam’ tahayyülü gerçekleşiyor. 2015’ten beri büyüyen gittikçe yayılan bir fikriyat var ve kitlelerle buluştuğu zaman karşılık buluyor. Bu böylece iktidar için bir tehdit haline dönüşüyor. Çünkü iktidarın bütün argümanları bitti. ‘Mazlumuz’ diyerek geldiler fakat mazlumlara her türlü zorbalığı yaptılar. Şuan gerçek muhalefet kesimi bizler yani HDK’nin bileşenleri ve siyasi partisidir. Şuan 10 binlerce insanımız tutsak edilmiş durumda. Siyasetçiler, gazeteciler ve hakikati arayanlar cezaevinde. İktidar bu şekilde toplumu sindirmeye çalışıyor ama kimse geri adım atmıyor” ifadelerini kullandı.   YENİ YAŞAM FİLİZLENİYOR    AKP iktidarının sonları oynadığının ifade eden Uğurlu, son olarak şunları dile getirdi: “Yaptığı şeyler engellenemeyen sonun başlangıcıdır. Bunun başlangıcı 2015’te HDK fikriyatı ile başladı. Halklar, gençler, kadınlar, emekçiler HDK ile iktidara cevap veriyor. Kayyımlara karşı gençlik ‘kendi rektörümüzü seçene dek mücadele edeceğiz’ diyerek alanlara çıkıyor. Kayyımlar dün Kürdistan’daydı bugün Boğaziçi Üniversite’sinde. Eğer buna birlikte cevap verilmezse tek tek devam edecek. Bu sonla birlikte darbeyi gündeme getiriyorlar. Kendileri yazıp kendileri oynuyorlar halkı da buna inanmaya zorluyorlar. Ana akım medya ellerinde. HDK bileşenleri ile yatıp HDK bileşenleri ile kalkıyorlar ve HDP’yi kriminalize edip kapatmaya çalışıyorlar. HDP’yi kapattıklarında buna oy veren kişileri ne yapacaklar? 20 milyonu hapse mi atacaklar? Siyaset yapma yasağı mı koyacaklar? Kafalarının çalışmasına engel mi olacaklar? Bunlar insanların kafalarında birer cezaevi kurup korkuyu da başına gardiyan olarak dikmeye çalışıyorlar. Ama bu olmuyor. Çünkü Türkiye’de bir direnme kültürü var. Sindirilemeye çalışılan kişiler de ‘Nerede olursa olsun siyaset yapacağız’ demişlerdir ve halklar bu mesajı almıştır. Biz bu topraklarda siyaset yapmaya devam edeceğiz. Bu topraklarda yeni yaşam tahayyülü hayat bulacak. Hangi iktidar olursa olsun buna engel olamayacak. Halklar için yeni bir yaşam filizlenmeye başlamıştır. Bunu yapacak olan güç biziz.”    MA / Ferhat Çelik