Binalar arasına sıkışan gecekondular yıkım tehlikesi altında 2021-01-29 09:04:30 ANKARA - Yenimahalle ve Keçiören’in mahallelerinde gecekonduda yaşam mücadelesi veren insanlar, binalarda oturanların "görüntü kirliği" şikayeti üzerine evlerinin yıkılmak istendiğini söyledi. Belediye altyapı hizmetini kesti, yurttaşlar ise "Paramız olsa burada yaşar mıyız?" dedi.  Ankara’nın Yenimahalle ilçesine bağlı Ergazi Mahallesi ve Keçiören ilçesine bağlı Yükseltepe Mahallesi’nde bulunan gecekondularda yaşam hayli zorlu. 1950’lerin başlarında kentleşmenin başladığı ilçelerin her tarafından lüks binalar yükseliyor. Bu binaların gölgesine sıkışmış derme çatma gecekondularda, yoksul aileler yaşam mücadelesi veriyor.   LÜKS BİNALARIN ŞİKAYETİ   Belediyeler eliyle yürütülen Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında mahallelerde bulunan çoğu gecekondu yıkıldı. Geriye kalan gecekondularda yaşayan yoksul aileler ise verdikleri yaşam mücadelesine ek olarak bir de lüks binalardan gelen “şikayetler” üzerine yıkım tehlikesiyle karşı karşıya.   BELEDİYE ÇÖPLERİ TOPLAMIYOR   Şikayete sebep olan kirlilik, belediyelerin gecekonduda yaşayanları yıldırmak için yürüttüğü politikadan kaynaklanıyor. Binaların 20 metre aşağısında olan gecekondu evlerinin çöplerini toplamayan Keçiören Belediyesi, söz konusu gecekonduların boşaltılması için ise İlkbahara kadar süre vermiş durumda.   38 YILLIK GECEKONDULU   Yıllardır gecekonduda yaşayan yurttaşlardan Çavuş Şafak, Nuray Güneş ile Mehmet ve Fatma Aslan çifti ise mevcut gelirleriyle gecekonduyu boşaltıp binada yaşamanın zor olduğunun farkında. Keçiören ilçesine bağlı Yükseltepe Mahallesi’nde yaşayan Nuray Güneş ise 38 yıldır bahçesinde ağaçlar büyüttüğü evinde yaşıyor. 3 çocuğunu da bu evde büyüten Güneş, devletin, kentsel dönüşüm politikalarıyla birlikte insanların gecekonduya dair değişen düşüncelerini şöyle tarifledi: “Eskiden insanların Ankara’nın şehir içindeki kirli havasından kurtulmak için Yükseltepe’ye nefes almaya gelirlerdi. Bugün ise binada yaşayan insanlar, gecekonduları; havayı ve çevreyi kirlettikleri gerekçesiyle şikâyet ediyor.”   BELEDİYE ÇÖPLERİNİ ALMIYOR   Belediye tarafından sürekli evlerinin yıkılacağı konusunda tehdit edildiklerini söyleyen Güneş, “Belediye bizim çöplerimizi bile almıyor. Binaların çöpünü alıyor ama 20 metre aşağıda yaşayan bizim evlerimizdeki çöpleri almıyor. Gecekonduda yaşıyoruz diye insan değil miyiz? Biz bir emekli maaşıyla geçim sağlamaya çalışıyoruz ve bu parayla zamlara zor yetişebiliyoruz. Her şeye bir zam yapılıyor ama maaşlara yapılan zam 3 kuruş 5 kuruş. Bize gelip çıkın diyorlar. Salgınla birlikte ayda bir kere aldığım çamaşır suyunu bile şimdi iki kere alıyorum. Koronayla sadece temizlikle de mücadele edilmez iyi de beslenmek gerek ama biz bugün temizliğe para harcasak yemeğe para kalmıyor yemeğe harcasak temizliğe kalmıyor. Paramız olsa burada yaşar mıyız? Bu şekilde yaşar mıyız?” diye ifade etti.    ‘NE YER NE İÇERİZ?’   Güneş ile aynı mahallede yaşayan Fatma ve Mehmet Aslan çiftinin de yaşadığı ev yıkım tehdidiyle karşı karşıya. Tek emekli maaşıyla yaşam mücadelesi veren Aslan çifti, inşatlarda topladıkları odunlarla ısınmaya çalıştıklarını belirtti. Belediyenin yazdan beri evlerini boşatması için baskı yaptığını belirten Aslan çifti, şunları belirtti: “Çöpümüzü de almıyorlar. Bunun için şikayetçi olduk bize binaların olduğu yerdeki çöp konteynırlarına atın dediler. Eşim ve ben yaşlı insanlarız rahatsızlıklarımız var. Bu haldeyken bu kadar zor hareket edebiliyorken her gün çöpleri bu yokuştan nasıl çıkaralım? Geçen asfalt için geldiler hemen 10-20 metre öteyi asfaltladılar bizim yolumuzu da düzeltsinler diye yalvardık ama hiç oralı olmadılar. Faturaya, vergiye gelince dağ taş çöplük fark etmiyor da hizmete gelince neden bu ayrımcılığı yapıyorlar? Biz de vergi veriyoruz, fatura ödüyoruz. Bizim hizmetten yararlanma hakkımız yok mu? Binada yaşayanlar ne çektiğimizi görmeden çöplerden dolayı, bizi belediyeye şikâyet etmiş. Belediyeden gelip bize çıkın diyorlar. Bin 600 küsur maaşım var şurada en ucuz ev kirası bin 500 lira biz ne yer ne içeriz?”   ‘UYKULARIM KAÇIYOR’   Çavuş Şafak, 70 yaşında ve 29 yıldır tek başına Ergazi’deki bir gecekonduda yaşıyor. Aylık aldığı 700 liralık yardım parasıyla geçinmeye çalışan Şafak, önceleri yaptığı hamallık işini ilerleyen yaşından dolayı sürdüremiyor. Hayatını kıt kanaat geçiren Şafak’ın evi, bina sakinlerinin “çöp” ve “görüntü kirliliği” gerekçesiyle zabıtaya şikâyetleri sebebiyle yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya.   Su faturasını bile ödeyemediği için caminin suyunu kullanmak zorunda kaldığını belirten Şafak, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Burada gecekonduda yaşayıp ekmeğini kağıt toplayarak kazanan bir aile var. Binadakiler zabıtaya bunu şikayet ediyor. Şikayet üzerine evlerimizi yıkmak istiyorlar. Kaç kere geldiler yıkım kararı verildi diye. ‘Bari kışı burada geçirmeme müsaade edin’ dedim öyle gittiler. Burada kalıyorum diye aldığım bir kömür vardı yıkılırsa onu da alamıyorum. Başka bir yere taşınmak istesem aldığım para 700 lira. Ne yapacağım? Geceleri uykum kaçıyor bu sebepten. Çöpleri hep şikâyet ediyorlardı kendi ellerimle temizlemeye çalıştım. Biz kendi halimizde insanlarız mecburen bu hayatı yaşıyoruz.”