Baskılara karşı sokakta mücadele çağrısı 2021-02-05 09:04:44 ANKARA - OHAL uygulamalarının süreklileştiği Ankara’da, pandemi gerekçesiyle toplantı ve gösteri özgürlüğüne yönelik saldırılara her gün yenisi ekleniyor. Ankara'daki kitle örgütleri, baskılara karşı sokakta mücadelenin yükseltilmesi çağrısında bulundu.  Koronavirüs pandemisinin başladığından bu yana Ankara sokakları muhalefete kapatıldı. 2020 Mart ayından bu yana sokakta yapılan 17 ayrı eyleme polis müdahale etti. Eylemlerde, aralarında kadınlar, öğrenciler, sağlık çalışanlarının da bulunduğu 361 kişi gözaltına alındı, çoğu polis şiddetine maruz kaldı.   2021 yılında da devam eden müdahalelerde, 5 Ocak 2020’den bu yana kaybolan Gülistan Doku için yapılan eylemde aralarında haber takibi yapan JinNews muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer’in de bulunduğu 19 kadın darp edilerek gözaltına alındı. 22 Ocak’ta, özlük hakları için seslerini duyurmak isteyen sağlık çalışanlarının Ankara Şehir Hastanesi’nde yapmak istekleri eylem engellendi ve aralarında Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanları ve Ankara Tabip Odası Başkanı’nın da bulunduğu 8 sağlık çalışanını gözaltına aldı. Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım rektör atanmasını 8 Ocak’ta Kızılay’da protesto eden 43 öğrenci gözaltına alınırken, polis Deniz Baran Erbudak’ın bacağını kırdı. 2 Şubat’ta bir kez daha Boğaziçi protestosuna destek için sokağa çıkan 83 öğrenci gözaltına alındı, ters kelepçe takıldı, şiddet uygulandı.    Sokaklarda seslerini duyurmaya devam eden Ankara Kadın Platformu, SES, Halkevleri ve İnsan Hakları Derneği (İHD) temsilcileri ile konuştuk.   ‘ALGILAR SARSILIYOR’   Ankara’nın devletin algısını oluşturduğu kent olduğunun altını çizen SES Ankara Şubesi Eşbaşkanı Kubilay Yalçınkaya, “İktidar, bu algının gerçekliğini sarsacak ve yıpratacak olan muhalefeti kendince susturma eğilimine giriyor. Bilindiği üzere sağlık hizmeti, hükümetin sözde başarı öyküsünün çıkış noktalarından biri. Bu algıyı sarsacak, bu algıya eleştirel yaklaşacak tüm kesimlerin de sesini kesmeye çalışıyor. Sağlık iş kolunda yürüttüğümüz toplumsal sağlık muhalefetiyle iktidarın hedefi oluyoruz. Sendikamıza ve Ankara yerelindeki baskının özel sebebinin bu olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.   TEK ALAN SOKAKLAR   Sağlık emekçilerinin hakları ve toplumun erişilebilir sağlık hakkı için mücadele ettiklerini ifade eden Yalçınkaya, pandemi döneminde yasaklamalara rağmen yeni eylem stratejilerle taleplerini dile getirdiklerini söyledi. Yalçınkaya, “Bize kalan tek alan sokaklar. Taleplerimizi bundan önce alanlarda dillendirdik, bundan sonra da taleplerimizi alanlarda dillendirmeye devam edeceğiz. Bundan geri dönüşümüz söz konusu olamaz” diye belirtti.    BARİKATLAR ENGEL DEĞİL    Ankara Kadın Platformu Üyesi Betül Koca, kadınların baskı ve yoğun bir şiddetle susturulmaya çalışıldığını belirterek, buna karşı sokakları asla terk etmeyeceklerini vurguladı. Kadınların iktidarın tüm saldırılarına örgütlü ve sistematik hareket ederek karşı durduklarını sözlerine ekleyen Koca, “Kadınların her gün öldürüldüğü, bir süreçte susmamız mümkün değil. Böyle bir tabloda bizim önümüze barikat kurmak ya da başka bir gerekçe koymak engel teşkil etmiyor. Bir sokağı yasakladıklarında sesimizi başka bir sokakta kız kardeşimize duyurmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.     MUTLAK SALDIRI POLİTİKASI   Demokratik eylem ve gösterilerin keyfi uygulamalarla engellendiğini söyleyen Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, pandemiye çözüm bulamayan iktidarın yasakçı zihniyetle kendi krizine çözümü aradığına değindi. Merttürk, “Polis kendini devletle bir tutarak, mutlaka bir saldırı politikası ile karşımıza çıkıyor. Her eyleme aynı biçimde saldırmıyor” dedi.    KARTOPU ETKİSİ    Herkesin borçlu ve yoksul olduğunu, iktidarın toplumda rıza üretebilme kapasitesinin kalmadığını vurgulayan Merttürk, “Bir ses çıkarsa, kartopu etkisiyle büyümesinden korkuyorlar. Eylemi gerçekleştirmeden, ‘eylem yapma tehlikesiyle’ yasaklamalar, engellemeler yapıyorlar. Bizde bu keyfiliğin önüne geçmek ve hukuksuz bir şekilde engellenen tüm eylemlerimiz için mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı.    Sokağı temsili düzeyde ancak sözü daha kuvvetli eylemlerle kullandıklarını dile getiren Merttürk, şunları söyledi: “Halkın gündemini siyasete taşıyan ama daha sınırlı temsilliyetle eylem yapmayı tercih ediyoruz. Bu sorunların bir an önce çözülmesi için tüm Ankara muhalefetini sokakta bize uygulanan faşizmi geriletmeye, hatta buralardan söküp atmaya yönelik birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”   HAK ARAYIŞINA ŞİDDET    Ankara’da demokratik hak ve talepleri için sokağa çıkan herkese fiziksel müdahalede bulunulduğunu belirten İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen ise hak arayışlarının şiddet kullanılarak bastırıldığını söyledi. Bu uygulamalara karşı birçok başvuru aldıklarını belirten Çevirmen, devamında şöyle konuştu: “İnsanları özgürlüğünden mahrum bırakacak, korutacak şekilde bedensel bütünselliğine zarar veren, hak arayışını engelleyen uygulamalar suçtur. Kolluk kuvvetlerinin tüm bu hukuk dışı uygulamalarıyla ilgili gereken yerlere yazışmalar yapıyor, bunları raporluyoruz.”