Üniversite öğrencisine önce gözaltı sonra gerekçe 2021-02-08 09:11:52 ADANA - Boğaziçi Üniversitesi’ne destek eylemine yapılan polis müdahalesi sonrası yolda gözaltına alınan öğrenci Ulaş Can Taylan Argüç, “neden” diye sorduğunda "Daha sonra neden olduğunu öğrenirsin" yanıtı aldığını söyledi.  Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenlerinin AKP’li Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasına yönelik protestolar, birçok kentten gelen destek eylemleriyle sürüyor. Adana'da 5 Şubat'ta gerçekleştirilen dayanışma eylemine yapılan müdahale sırasında Canser Dayanır, Mazlum Gök, Haşim Çağrı, Gamze Aktaş, Gülşah Şahin, Ayşe Bezeyiş, Mehmet Halis Saykan, Büşra Kodak ve Umut Özşimşek gözaltına alınırken, açıklama yerine müdahale sonrası gelen Ulaş Can Taylan Argüç ise eve gittiği sırada yolda durdurularak gözaltına alındı. İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen 10 kişi, "Görevli memura görevini yaptırmamak direnmek ve mukavemet etmek" ile "2911 Sayılı Kanuna muhalefet etmek" iddiasıyla sevk edildikleri mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.    Serbest bırakılanlardan Ankara Üniversitesi öğrencisi Ulaş Can Taylan Argüç, gözaltı sırasında yaşadıklarını anlattı.    ÖNCE GÖZALTI SONRA GEREKÇE    Açıklama için ilk çağrının yapıldığı Atatürk Parkı’na gittiğini ve bu sırada etrafını saran polislerin “Açıklama yasak, burada kalırsan gözaltı yaparız” demesi üzerine Eğitim Sen Adana Şubesi’nin önüne gittiğini belirten Argüç, ne açıklama ne de müdahale sırasında bulunmadığı halde gözaltına alındığını söyledi. Açıklamaya yetişmediğini kaydeden Argüç, bilgi almak için Eğitim Sen’e gittiğini ve müdahaleden haberdar olduğunu dile getirdi. Daha sonra eve gittiği sırada TEM Şubesi’ne bağlı polislerin yönlendirilmesiyle yolda gözaltına alındığını ifade eden Argüç, “neden” diye sorduğunda "Daha sonra neden olduğunu öğrenirsin" yanıtı aldığını aktardı.   Argüç, "Gözaltına alan polisler daha öncede gözaltı yapan ve sorguma giren TEM polisleriydi. Önceki sorgumda bana; 'Gene buraya geleceksin' diye tehdit edenlerdi. TEM amirinin yönlendirmesiyle gözaltına alındım. Daha öncede bu kişinin tehditlerine maruz kaldım” dedi.   TEHDİT, HAKARET VE DARP   Gözaltı aracı içerisinde yüz üstü yere yatırılarak, üst aramasının yapıldığını dile getiren Argüç, bu sırada da darp ve şiddetin sürdüğünü söyledi. Hakaretlere maruz kaldığını belirten Argüç, “Omzumu kırmaya çalıştılar. Ters kelepçe yaptırmak istediler. O sırada ayakkabının bağcıklarını kestiler. TEM ve güvenlik şube arasından kimin işlem yapacağı konusunda tartışma yaşandı. Polislere gözaltına alınan arkadaşlarımın olduğu araca gitmek istediğimi söyledim. Bunun üzerine arkadaşlarımın olduğu güvenlik şubenin gözaltı aracına koydular. Müdahale esnasında orada olmama rağmen hakkımda '2911 Sayılı Kanuna muhalefet etmek' suçlamasıyla işlem yaptılar. Ama orada değildim. Uyduruk bir suçlama yönelttiler. Emniyette susma hakkımı kullandım. Savcılıkta ifadem alındı ve yaşadıklarımı orada anlattım. Ancak adli kontrol talebiyle mahkemeye sevk edildikten sonra serbest bırakıldım. TEM’de hakaret edilerek, 'Elini, bacağını kırarız. Niye direniyorsun? Devlete gücün yetmez. Seni istediğimiz yerde istediğimiz şekilde alırız. Şimdi hepsi gibi ‘öğrenciyim’ filan diyerek, kendini masumlaştıracaksın; senin ne olduğunu biliyoruz. Takip ediyoruz' dediler. Bir polis müdürünün koruması 'Bide üniversite okuyormuş; etnolojiymiş; s... etnolojisini... Bunların hepsi terörist' diyerek hakaretlerde bulundu. Sözlü şiddetin yanı sıra güvenlik şubeye verilmeden önce kollarımı kırmaya çalıştılar" diyerek yaşadıklarını anlattı.    TESLİMİYET YOK    Serbest bırakılmadan önce sağlık kontrolü için Adana Adli Tıp Birimi'ne götürüldüklerini belirten Argüç, savcı ve hakimlik aşamasında dahi darp edildiğini belirttiğini ancak sağlık raporuna ne yazıldığını bilmediğini ifade etti. Tüm baskı, gözaltı ve tutuklamalara rağmen mücadele edip, direneceklerini söyleyen Argüç, şöyle dedi: "Alanları terk etmiyoruz. Biz bu ülkenin aydınlık yüzüyüz ve karanlığa teslim olmadan bu topraklardan faşizm silinene, ezilenler kazanana kadar mücadele edeceğiz. Susmuyoruz durmuyoruz.”   MA / Hamdullah Kesen