Kürt gazeteciler: Halklar Öcalan’ın düşünceleriyle özgürleşiyor 2021-02-11 09:01:37 İSTANBUL - Uluslararası güçlerin, Öcalan'ın fikirlerini tehlike olarak gördükleri için Türkiye’ye teslim ettiğini belirten Kürt gazeteciler, komplonun bugün Kuzey ve Doğu Suriye'de halkların gerçekleştirdiği devrimle boşa düştüğünü söyledi.  PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999’da uluslararası güçlerce Türkiye’ye teslim edilmesinin üzerinden 22 yıl geçti. Tutuklu bulunduğu İmralı Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında politika üretmeye devam eden Öcalan, Demokratik Konfederalizm paradigmasıyla halklara umut olmaya devam ediyor.    İran, Suriye, Türkiye ve Irak Federe Kürdistan’da yaşayan Kürt gazeteciler, halkların komployu nasıl karşıladığını ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.    DİNMEYEN TEPKİ BİTMEYEN İNANÇ   Öcalan’ın teslim edildiği zaman İran’daki Kürtlerin gösterdiği tepki ve protestoları hatırlatan gazeteci Hiwa Gulmehemedî, 22 yıldır bu tepkinin dinmediğini söyledi. Gulmehemedî, “Rojhilat Kürdistan halkı Kürt sorunun çözümü için İmralı kapısının açılmasını işaret ediyor. Komplo ve tecride rağmen Sayın Öcalan’sız bir çözüme inanmıyor. Öte yandan komplo ve komploculara karşı öfkesini dipdiri tutuyor ve 15 Şubat’ı kara gün olarak karşılıyor” dedi.   KOMPLOYA CEVAP: ÖRGÜTLENME   Kürtlerin komploya direniş, örgütlenme ve eğitim düzeyini arttırarak cevap olduğunu dile getiren Gulmehemedî, “Rojhilat’ın 22 yıl önceki durumu ile bugüne baktığımızda komploya verilen cevabı iyi görürüz. Rojhilat’ta 22 yıl önce güçlü bir örgütlenme yoktu. Komplonun ardından Rojhilat Kürdistan’da genel bir ulusal uyanış yaşandı. Sorumluluk duygusu gelişti. Sonrasında binlerce Kürt erkek ve kadını kendilerini eğiterek, özgürlük hareketine katıldı. Kürdistan’ın her parçasında mücadeleye katıldılar, şehit düştüler. 2004 yılında PJAK kuruldu. Sonra KODAR ve KJAR kuruldu. Komplo öncesi zayıf olan örgütlenme şimdi güçlü bir durumda. Kürt gençleri, erkek ve kadınları komploya cevap olabilmek için kendilerini daha iyi eğittiler. Rojhilat halkı komplo ile yaratılmak istenen durumun tersini yarattı. Kürt halkı komplo ile iradesizleştirilmeye çalışılmıştı ama daha büyük bir iradeye sahip bir halk gerçekliği var şimdi. Rojhilat halkının komploya cevabı böyle oldu” diye konuştu.   KOMPLO TECRİTLE SÜRDÜRÜLÜYOR   Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim bölgesinde yaşayan gazeteci Dilgeş Cudi de Öcalan’ın uzun yıllar Suriye’de yaşadığını ve komplonun startının 9 Ekim 1998 yılında buradan verildiğini anımsatarak, halklarının komployu büyük bir öfkeyle karşıladıklarını ve insanlık tarihinde kara bir gün olarak gördüklerini vurguladı. Komplonun demokrasinin gelişmesini istemeyen hegemonik güçler tarafından gerçekleştirildiğine ifade eden Cudî, bu güçlerin Öcalan’ın fikirlerini çıkarlarına aykırı gördükleri için süreci ağırlaştırılmış tecrit politikalarıyla sürdürüyorlar, dedi.    ‘PARADİGMA ROJAVA’DA VÜCUT BULDU’    Öcalan’ın halklara sunduğu Demokratik Modernite paradigmasının Kuzey ve Doğu Suriye’de devrimle hayat bulduğunu dile getiren Cudî, şöyle konuştu: “Demokratik Ulus paradigmasının yaşam bulması komplonun önemli ölçüde boşa çıkarılması anlamına geliyor. Fiziki olarak Sayın Öcalan’ı halktan koparabildiler ama paradigması, çözümlemeleri ve perspektifleri halkların yaşama tutunma kaynağı oldu. Bu bağlamda demokratik sisteme bağlılık ve paradigmaya sahip çıkma komploya karşı bir tavırdır. Kuzey ve Doğu Suriye’de elde edilen kazanımlar ve devam eden mücadele Öcalan’ın fikirleri sayesindedir. Bu da komplonun boşa çıkarılmasının bir yoludur. Kuzey ve Doğru Suriye devriminin kazanımları ve halkların sahiplenme düzeyi ile komplo önemli ölçüde boşa çıkarıldı.”    HACIOĞLU: İŞLER TERSİNE DÖNÜYOR   Gazeteci Reyhan Hacıoğlu da Kürt mücadelesinin tasfiyesinin hedeflendiği komploya karşı çok kısa sürede gelişen direnişin, her şeyi tersine çevirdiğini anlatarak, “Onlarca insanın canını ortaya koyduğu ‘Güneşimizi karartmazsınız’ eylemleri kabul etmeyişin güçlü bir ifadesiydi” dedi. Komployla Kürt halkı ve Ortadoğu siyaseti için yeni bir dönem başladığını sözlerine ekleyen Hacıoğlu, “O günün koşullarında sesleri kısık duyulan Kürtler, bugün bütün dünyada biliniyor” diye belirtti.   KOMPLONUN BAŞARISIZLIĞI   Yapılmak istenenin başarılmadığını vurgulayan Hacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Komplo başarılı olsaydı bugün Rojava olmazdı, milyonlar ‘Öcalan irademdir’ demezdi. Komplo başarılı olsaydı belki bugün cezaevleri boş olacaktı ama ortada bir Kürt varlığı olmayacaktı. Ama karşımızda tüm saldırılara rağmen kendini var eden bir Kürt halkı var.”   ŞENGAL ONUN FELSEFESİNİ KONUŞUYOR    Şengal’de yaşayan Kürt Gazeteci Fîrmêsk Elî, Şubat ayının başından beri hem Federe Kürdistan’ın birçok bölgesinde hem de Şengal’de kadınlar öncülüğünde komploya karşı kitlesel protestolar düzenlendiğini ve bu etkinliklerin devam ettiğini aktardı. Elî, Şengalli kadınlar başta olmak üzere halkın sürekli olarak Öcalan’ın fikir ve felsefesinden bahsettiğini ve bu fikir ve felsefeyi kültür ve inançlarına yakın bulduklarını kaydetti.     Özelikle 2014 yılında DAİŞ saldırısının ardından kendilerini kurtaran PKK’lerle Öcalan’ın fikirlerinin tartışılmaya, benimsenmeye başlandığını belirten Elî, şunları söyledi: “Bu fikirler kısa zaman geçmesine rağmen kadınlar üzerinde büyük bir etkiye yol açtı. ‘Önderliğin özgürlüğü biz kadınların da özgürlüğüdür’ diyorlar. Şengal’de çok ciddi gelişmeler yaşandı. Şengal Özgür Kadın Hareketi öncülüğünde komploya karşı bir yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşte Êzidî kadınların yanı sıra Arap kadınlar da yer aldı. Bu farklı bir şeydi. Tarihte bir ilkti. Êzidî ve Araplar arasında uzun yıllardır geliştirilen düşmanlaştırma politikalarına büyük bir darbeydi. Êzidî ve Arap kadınlar Öcalan’ın fikirleri çerçevesinde kadın birliği toplantısı düzenlediler. Bu gelişmelerin tamamı Öcalan’ın fikirleri nedeniyle gerçekleşti. Bunu da komploya ağır bir darbe olarak değerlendirebiliriz,”    FERMAN KOMPLONUN DEVAMI   Elî, Öcalan’ın Demokratik Ulus perspektifi çerçevesinde Arap, Türkmen ve diğer halklarla bir ittifak oluşturulduğunu örnekleyerek, şunları ifade etti: “Bu gelişmeler Ferman’dan sonra gerçekleşti. Şengal halkı Öcalan’ın Özerk Yönetim, Demokratik Ulus fikirlerini geliştirmeye ve yaşamsallaştırmaya çalışıyorlar. Öcalan’ı önemli ölçüde Ferman’dan sonra tanıdılar. Fikir ve felsefesini kendilerine yakın buldular. Ferman zamanı Öcalan’ın Şengal’e sahip çıkılması çağrısında bulunması ve sonrasında özgürlük savaşçılarının mücadelesi Şengalliler tarafından çok büyük bir önem taşıdı. Şengalliler, ‘eğer başkan olmasaydı biz bu fermandan kurtulamazdık diyorlar. Büyük bir jenosit yaşanacak ve biz bu topraklarda bir daha olmayacaktık’ diyorlar. Bu yüzden Öcalan’ın esaret altında bulunması Şengalliler için çok büyük bir acı. Aynı zamanda fermanı da uluslararası komplonun bir devamı olarak görüyorlar. Ferman ile uluslararası komplonun tamamlanmaya çalışıldığını düşünüyorlar.”    Elî, Şengallilerin Öcalan’a yönelik komplonun yıldönümü olan 9 Ekim 2020’de KDP ile Irak merkezi hükümeti arasında gerçekleşen anlaşmayı da komplonun bir parçası olarak değerlendirdiklerini, bu yüzden de Öcalan’ın öz yönetim ve öz savunma fikirleriyle kendilerini koruduğuna dikkati çekti.    MA / İdris Sayılğan