İmralı tecridi konuşuldu 2021-02-11 17:15:03   ADANA - Adana'da İmralı tecridine dair düzenlenen panelde konuşan HDP Merkez Yürütme Kurulu  (MYK) Üyesi Cengiz Çiçek, "İmralı'da tecrit varsa, İmralı'da işkence sistemi varsa; bu aslında Kürtlere biçilen kefen, tecrit ve işkence sistemidir" diye konuştu.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana İl Örgütü, 22 yıldır İmralı Adası’nda tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekmek için panel düzenledi. Partinin Seyhan İlçe Örgütü binasında gerçekleştirilen “Tecrit işkencedir, işkence insanlık suçudur” başlıklı panelin moderatörlüğünü HDP Adana İl Yöneticisi Berivan Gökalp yaparken, konuşmacı olarak HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan ve HDP Merkez Yürütme Kurulu  (MYK) Üyesi Cengiz Çiçek Üyesi Av. Cengiz Çiçek’in yer aldı.   Panele aralarında sivil tolum örgütü temsilcilerinin de olduğu çok sayıda kişi katıldı. Saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan panelde ilk söz alan Gökalp, PKK Lideri Öcalan üzerindeki tecridin gün geçtikçe ağırlaştırıldığını belirtti.   'SALDIRILARIN NEDENİ TECRİT'   Konuşmasında Öcalan üzerindeki tecrit ile birlikte içerisinde bulunulan siyasi süreç üzerinde duran Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, İmralı tecridinin son bulması için cezaevlerindeki tutukluların açlık grevinde olduğuna dikkat çekti. Öcalan'a dönük tecridi anlamak için öncelikle Kürt tarihini anlamak gerektiğini söyleyen HDP’li vekil, özgürlükleri için ağır bedeller veren, vermeye de devam eden Kürt halkı  gibi,  dört parça Kürdistan'daki diğer alan halkların da bu uğurda mücadele etiğini ifade etti.   ‘GARÊ’YE OPERASYON TECRİTLE ALAKALI’   Ömer Öcalan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Federe Kürdistan Bölgesi'nin Garê alanına yönelik başlattığı askeri operasyonun da tecritle alakalı olduğunu vurguladı. HDP'li vekil, sözlerini Kürt halkının tecride ve saldırılara karşı mücadelesini daha da yükseltmesi gerektiğini vurgulayarak noktaladı.   ÇİÇEK: ÖCALAN'IN DÜŞÜNCELERİ BİRİLERİNİ KORKUTTU     MYK Üyesi Av. Cengiz Çiçek ise, konuşmasında “Abdullah Öcalan'ın bir şahıs değil, bir halkın önderi olduğunu” dile getirdi.   Öcalan'ın bir düşünce ve ideolojiyi teslim ettiğini, ona yönelik tecridin de teslim ettiği ideolojiye dönük olduğunu söyleyen Çiçek, asıl tecrit ve tasfiye edilmek istenilenin ise bir düşünce, felsefe, ideoloji, yaşam tarzı ve özgürlük tutkusu olup, bu mücadeleye “Kürtlerin özgürlük ve demokrasi mücadelesi denildiğini” belirtti. Çiçek, "Sayın Öcalan'ın düşünceleri ve ideolojisi birilerini korkutuyor" dedi.   'OYNANAN OYUNU BOZDUM'   Yıllar önce bir gazetecinin Öcalan’a "Siz neden uluslar arası bir komployla Türkiye'ye iade edildiniz?" sorusunu yönelttiğini paylaşan Çiçek, Öcalan'ın bu soruya şu yanıtı verdiğini aktardı: "Ben 3. Dünya Savaşı'nın merkezi olan Ortadoğu'da sadece Kürt halkının özgürlük mücadelesini değil, bu savaş, çatıştırma ve düşmanlaştırma politikalarına karşı yürüttüğümüz mücadeleyle küresel sistemin oyunlarını bozan bir insanım. Bu özgürlükçü çizgi kim tarafından temsil edilirse edilsin, bu küresel korsanların, küresel haydutların hedefinde olacak. Abdullah Öcalan uluslararası bir komplo ile bugün İmralı'daysa; Abdullah Öcalan oynanan oyunu bozduğu için İmralı'dadır. Ben oyun bozucuyum. Buradan da ilan ediyorum. Bu oyunu bozmaya devam edeceğim."    'TECRİT HER YERDE'   Kürt halkının şu anda dünyada en büyük “sürgün halkı” olduğunu söyleyen Çiçek, Kürt özgürlük hareketinin ise dünyanın en büyük “zindan hareketi” olduğunu ifade etti. Kürt sorununun, Kürt halkıyla birlikte diğer halkların sömürgeci ve kölelik koşulları içinde kalmasını isteyen küresel sistemce çözülmediğini kaydeden Çiçek, Ortadoğu'nun 100 yıldır bu küresel sistemce savaş alanına çevrildiğini vurguladı. Çiçek, "Bu uygulamalar Kürt meselesinin durumu hakkında bir turnusol kağıdıdır. Bir kısastır. İmralı'da tecrit varsa, İmralı'da işkence sistemi varsa; bu aslında Kürtlere biçilen kefen, tecrit ve işkence sistemidir. Bu çok net. Karşı taraf bizi böyle okuyor. İmralı ne zaman ki evrensel insan hakları değerleri ve hukuk sisteminin en adil biçimiyle düzenlenirse, Kürt sorunu o zaman demokratik çözüm şansına kavuşacak. O bağı ve diyalektiği kurmak zorundayız. Orada bir bireye dönük bir uygulama yok. Her yerde Kürdün özgürlüğüne dair, Kürdün örgütlü yapılarına dönük bir saldırı konsepti ile bir siyasal soykırım tasfiye konsepti ile karşı karşıyayız. Bunu komplodan bağımsız düşünemeyiz" diye konuştu.    Çiçek’in tecrit ve saldırılara karşı mücadelenin daha da yükseltmesi gerektiği yönündeki sözlerinin ardından panel soru ve cevap bölümüyle sona erdi.