‘3'üncü Dünya Savaşı'nın ilk hamlesi Öcalan’a yapıldı’ 2021-02-12 16:02:50   MERSİN - 15 Şubat'ın yıldönümüne ilişkin panelde konuşan HDP MYK üyesi Cengiz Çiçek, komplonun tarihsel arka planına dikkat çekerek, “3'üncü Dünya Savaşı'nın ilk hamlesi Sayın Öcalan’a karşı yapıldı” dedi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin İl Örgütü, “Uluslararası komplonun 22'nci yılında savaş ve yoksulluk gölgesinde Türkiye” başlıklı panel düzenledi. HDP Mersin İl Örgütü binasında düzenlenen panele, çok sayıda kişi katıldı. HDP Meclis (PM) üyesi Seher Kadiroğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleşen panele konuşmacı olarak partinin Merkez Yürütme Kurulu  (MYK) üyesi Avukat Cengiz Çiçek katıldı.   Kadiroğlu, tecridin en önemli amacının PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Kürt halkıyla bağını koparmak olduğunu söyledi. Ortadoğu’daki krizlerin çözülememesinin nedeninin Kürt sorunun çözülmemesi olduğunu belirten Kadiroğlu, “Sayın Öcalan şahsında bütün haklar tecrit altına alınıyor. Bütün halklar boğulmak isteniyor. Bu tecridin bitmesi için cezaevlerinde yüzlerce arkadaşımız açlık grevine başladı. Bizler de açlık grevine girenlerin taleplerinin yanındayız” dedi.   Cengiz Çiçek de, Öcalan’ın öğrencilik yıllarından bugüne kadar Kürt halkının özgürlük mücadelesine öncülük yaptığını belirterek, tarihsel sürece dair hatırlatmalar yaptı.    ‘ÖCALAN BARIŞ DEDİ’   “3'üncü Dünya Savaşı'nın ilk hamlesi Sayın Öcalan’a yapıldı” diyen Çiçek, “Çünkü sayın Öcalan halkların kardeşliği ve barışı dedi. Bugün Rojava’da Sayın Öcalan’ın paradigması üzerinden bir şeyler hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bu paradigma ve felsefe, düne kadar yan yana gelemeyen Arap ve Kürtleri yan yana getiriyor. Arap ve Türkmen’i, Kürt ve Türkmen’i, Êzidîyi, Süryani’yi, Ermeni’yi bütün farklı kimlikleri kardeşlik, eşitlik, adalet ve özgürlük potasında buluşturuyor. İşte bu buluşmanın hali oyun bozma halidir” dedi.    ADIM ADIM KOMPLO SÜRECİ   Uluslararası komplonun gelişme sürecine değinen Çiçek, 1994 yılında ABD Başkanı Bill Clinton'un Suriye'ye yaptığı ziyarette bu durumun komplonun planlanmasına başlandığını belirterek, "1996'da ise Clinton dönemin Yunanistan Başbakanını Washington PKK ile mücadelede Türkiye’nin yanında olması gerektiğini ve bunun karşılığında Türkler ile kendilerini barıştıracaklarını teminatını veriyor. Ne hikmettir bir ay sonra Şam’da 1 ton patlayıcı ile Sayın Öcalan’a suikast düzenleniyor. Ardından Türkiye’de Refah Yolu iktidara gelerek İsrail ile tarihin en büyük  askeri ve istihbarat anlaşmasını imzaladı. 1998 yılında ise dönemin YNK Başkanı Celal Talabani ve KDP Başkanı Mesut Barzani Washington’a davet edildi. Kürt özgürlük hareketini tasfiyesi karşılığında kendilerine Kürt Otonom Sözleşmesi imzalandı. Bu anlaşmalara dikkat etmek gerekiyor. Çünkü Yunanistan ile anlaşıldı ve komploda en büyük payı oynadı. İsrail ile yapılan anlaşma sonucunda komplo sürecinde ülkenin gizli servisi 4 ay 10 günlük hikâyede en büyük istihbarat sağlayıcısı oldu. Bütün bu anlaşmaların hepsi komploda kimin ya da kimlerin rol aldığını göstergesidir.” Panel soru ve cevap bölümü ardından sona erdi.