'Kelepçe vurulan üniversite kapıları tacize açıldı' 2021-02-25 09:01:53 İSTANBUL - Kayyımları “devletin rutin fiili baskısı” olarak Kürt kentlerinden tanıdıklarını belirten öğrenciler, “Onurlu bir şekilde direnen biz öğrencilere karşı kelepçe vurulan kapılar, anti-bilimsel yaklaşımlara, tacizci-pedofili elemanlarına sonuna kadar açılıyor” dedi. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım rektör olarak atanmasının üzerinden 51 gün geçti. Atamaya karşı öğrenci ve akademisyenlerin başlattığı kayyım karşıtı protestolar dalga dalga yayılıyor. Üniversitelerin özerkliğine yönelik müdahale olarak değerlendiren kayyımlara karşı sergilenen direnişte, öğrenciler “terörist” ilan edilerek gözaltına alındı, tutuklandı, ev hapsine mahkum edildi.    FİİLİ BASKI   Kayyımları “devletin rutin fiili baskısı” olarak değerlendiren Gençliğin Devrimci Güçleri (Dev-Güç) Üyesi Ulaş Budak, saldırıların öğrencilerin dayanışmasına yönelik olduğunu söyledi. Budak, “proje olduğunu belirttiği kayyımlara dair, “Üniversitelerin kültürel yapısını bozmak için iktidar tarafından gönderilen yapıbozum silahıdır” nitelemesinde bulundu.    Kayyımları HDP’li belediyelere atanmasıyla tanıdıklarını dile getiren Budak, “Kayyımları; kültürün, dostluğun, komşuluğun bitmediği, çocuğunu sokağa gönderirken bir annenin tek korkusunun polis, jandarma tarafından vurulması olduğu Kürt illerinde görmeye başladık. Devletin 12 yaşında 13 kurşunla katlettiği çocuklar (Uğur Kaymaz) çoktu. Bunlara rağmen bu halk boyun eğmedi” dedi.    DİRENENLERE KELEPÇE   Üniversite kapısına kelepçe vurulmasını bilimsel ortamın bozulması için atılan bir adım olarak değerlendiren Budak, “Onurlu bir şekilde direnen biz öğrencilere karşı kapattıkları, kelepçe vurulan kapılar, anti-bilimsel yaklaşımlara, tacizci-pedofili elemanlarına sonuna kadar açılıyor” diye belirtti.    Üniversitelerdeki dayanışma ağlarının büyütülmesi gerektiğinin altını çizen Budak, her üniversitenin özerk ve demokratik yapısının kazanılması için mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi.   TOPLUM GÖRMEZDEN GELİNİYOR    Anarşist Gençlik Üyesi Mısra Sapan, kayyımların politik, toplumsal ve kültürel alanların iktidar tarafından kontrol altına alınabilmesi için kullanılan bir araç olduğunu belirterek, “Devlet kayyımlarla bu toplumsal alanların öznelerini görmezden gelmektedir. Toplumsal yaşamın her alanında baskı ve şiddetini arttıran iktidar derneklere, belediyelere ve üniversitelere atadığı kayyumlarla bu alanları ele geçirme ve işgal etme politikasını sürdürmektedir” diye konuştu.    SAVUNMA MÜCADELESİ    Kayyımlara karşı iradelerini savunma mücadelesi verdiklerini vurgulayan Sapan, öğrencilerin “terörist” ilan edilmesiyle sürdürdükleri direnişin sönümlendirilmek istendiğini söyledi. Topluma yönelik baskılara değinen Sapan, şunları söyledi: “AKP iktidarı hali hazırda eğitim sistemini kullanarak, toplumsal yapıyı milliyetçi ve muhafazakâr bir biçimde örgütlemeye çalışıp, iktidarını sürdürmeye çalıştığı için, sıra üniversitelerin tam anlamıyla ele geçirilmesinde diyebiliriz. İşte üniversitelere yapılan bu saldırı, gençliğin, toplumun özgürce düşünmesinin, sorgulamasının engellenmesinde önemli bir parça. İktidar bilimsel eğitimin tasfiyesinden de öte özgürce düşünebilmeyi, sorgulamayı tasfiye etmeye çalışıyor.”   Sapan, Boğaziçi’nden başlayan direnişin toplumun ezilen tüm kesimlerinin ortak mücadelesiyle bir sıçrama ve başarı yakalayacağını belirterek, ortak mücadele çağrısında bulundu.