Tahir Elçi davası 'reddi' istenen heyetle görülmeye devam edilecek 2021-03-02 09:02:22 DİYARBAKIR - Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesiyle ilgili 3’ü polis 4 sanığın yargılandığı davanın 2'nci duruşması yarın. Sanık polislerin tutuksuz yargılandığı dava, avukatların “reddi hakim” talebinde bulunduğu heyet tarafından görülecek.  Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yer alan Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015 günü açıklama yaptığı sırada katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi cinayetine ilişkin davanın ikinci duruşması yarın (3 Mart) görülmeye devam edilecek. Sokağa çıkma yasakları uygulandığı dönemde, kameralar kayıtta iken işlenen Elçi cinayetinin fitili, CNN Türk’te katıldığı Ahmet Hakan’ın sunduğu bir programda “PKK terör örgütü değildir” demesiyle yakılmıştı. Sarf ettiği bu söz üzerine medya üzerinden hedef tahtasına oturtulup, hakkında 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan Elçi, neden bu ifadeyi kullandığını sanık kürsüsünde açıklamasına fırsat verilmeden katledildi.   İşlenen cinayetle ilgili 3 başsavcı, 5 savcının değiştiği soruşturma süreci ancak 4 yılda tamamlanabildi. Bu sürecin sonunda Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede 3’ü polis 4 sanık yer aldı.    İddianamede, sadece "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçlaması yöneltilen tutuksuz sanık polisler M.S., F.T. ile S.T. hakkında 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istendi. Firari sanık durumunda olan PKK'li Uğur Yakışır ise, Tahir Elçi'yi "olası kastla öldürmek”le suçlandı. Elçi iddianamesinin, olay esnasında yaşamını yitiren Mahsum Gürkan ile birlikte ateş açtıkları iki polis memurunun hayatlarını kaybettiği olayla birleştirilmesi üzerine PKK’li Uğur Yakışır’a ayrıca “2 polisi öldürmek, ülke birliğini ve bütünlüğünü bozmak”, polis memuru S.T.'yi "öldürmeye teşebbüs”, "izinsiz silah bulundurmak” suçlamaları yöneltilip, toplamda 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 45 yıl hapis cezası talep edildi.   FAİLE İŞARET EDEN RAPOR!    Oysa ki henüz soruşturma devam ederken, Diyarbakır Barosu’nun talebi doğrultusunda gazetecilerin olay yerinde çektiği görüntüleri inceleyen Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü Forensic Architecture tarafından hazırlanan raporda, sanık 3 polis fail olarak işaret edilip, aralarından birinin ‘kesin fail’ olduğuna kanaat getirilmişti.    Elçi’nin ensesine saplanıp ölümüne yol açan kurşun, açıklama yaptığı sokağa giren Yakışır ve Gürkan’ın üzerine ateş açan bu 3 polisten birinin silahından çıkmıştı. Fakat Elçi ailesi avukatlarının hukuksuzluklara ve karartmalara sahne olduğu eleştirilerinde bulunduğu soruşturma sürecinde Tahir Elçi’yi öldüren kurşun bulanamadığı için hangi silahtan çıktığı da tespit edilemedi.   YARGILAMA 5 YIL SONRA BAŞLANDI   Rapora rağmen sanık polislerin sadece "bilinçli taksirle” suçlandığı iddianame, sunulduğu Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilip, ilk duruşma cinayetten yaklaşık beş yıl gibi bir süre sonra 21 Ekim 2020’de görülmeye başlandı. İlk duruşmanın görülmesi öncesinde mahkeme, Adalet Bakanlığı sorması gerekirken Diyarbakır Valiliği ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na davanın kentte görülmesinin “kamu güvenliği açısından tehlike oluşturup, oluşturmayacağını” sordu. Durumu Adalet Bakanlığı’na bildiren Başsavcılığa gelen “nakil gerektiren sebepler bulunmadığı” yanıtı ile duruşmanın kentte görülmesine karar kılındı.    İLK DURUŞMA GERGİN GEÇTİ   Elçi Ailesi avukatları, Diyarbakır Barosu ve diğer bazı baroların büyük beklentilerle katılıp, kamuoyunun gözlerini diktiği davanın ilk duruşması, muhalif basın kuruluşlarına bağlı gazetecilerin salona alınmaması başladı. Muhalif medyaya kapatılan duruşma salonunda karşılaşılan bir diğer sürpriz sanık kürsüsünün bol olmasıydı. Hala görevde bulunan sanık polislerin bulundukları kentlerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılması ile birlikte mahkeme heyetinin Elçi Ailesi avukatları ve Diyarbakır Barosu’nun davaya katılma taleplerini almadan doğudan sanık savunmalarını almak istemesi duruşmadaki gerginliği büyüttü.   'REDDİ HAKİM' TALEBİ REDDEDİLDİ   Avukatların yargılama usulüne dair hemen her talebine olumsuz yanıt veren mahkeme heyeti, bu duruma itiraz eden Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi ile birlikte bazı müşteki avukatları duruşma huzurunu bozdukları gerekçesiyle salondan çıkarmakla tehdide kadar gitti. Duruşma, bu tavır üzerine avukatların tarafsızlıklarını yitirdikleri gerekçesiyle mahkeme heyetinin tümü için ‘reddi hakim’ talebinde bulunmasıyla son buldu. Üst mahkeme olarak yapılan bu talebi değerlendiren 11. Ağır Ceza Mahkemesi ise, talebin reddine karar verdi. Yapılan itiraza rağmen sonuç değişmedi.   FORENSİC ARCHİTECTURE'DAN İDDİANAMEYE ELEŞTİRİ   Hazırladığı raporda Elçi cinayetinin faili olarak sanık 3 polisten birini işaret eden Londra Üniversitesi'ne bağlı Forensic Architecture, Elçi yargılamasının ikinci duruşması öncesinde sosyal medya hesabından dikkat çekici bir paylaşımda bulundu. Türkçe yapılan paylaşımda, iddianamede olay yeri görüntüleri üzerinden zanlı olarak işaret ettikleri polis memurlarının yanı sıra PKK'li Yakışır'ın katil zanlısı olarak yer alması eleştirilerek, "Oysa bulgularımız PKK üyelerinin Elçi’ye ateş etmediğini açıkça göstermişti” denildi.   AKIBETİ MERAK EDİLEN RAPOR   İkinci duruşması yarın görülecek davaya dair yanıtı merak edilen sorulardan biri, cinayete dar İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişlerince hazırlanıp Adalet Bakanlığı’na gönderilen ön inceleme raporunun akıbeti.   Müfettişlerce 26 Haziran 2016 tarihinde hazırlanan bu raporda, Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü Forensic Architecture tarafından hazırlanan raporda olduğu gibi Elçi’yi öldüren kurşunun silahından çıktığı tahmin edilen polise dair şu tespitlerde bulunulmuştu: "…Olay yeri görüntülerinde 15 ve devamı saniyelerinde kornet marka aracın ön ve yan tarafında bulunan 3 polis memurundan ortada bulunan polis memurunun yapmış olduğu konuşmanın çözümü ve bu konuşmasından sonra kendisinin arkadaşları tarafından kaçan teröristlere doğru değil, geriye doğru yönlendirilmesinin dikkat çekici bulunduğu, bu nedenle ses çözümünün yapılması ve polis memurunun arkadaşları tarafından uzaklaştırıldıktan sonra sergilemiş olduğu ileri geri hareketlerinin davranış psikolojisi uzmanlarınca değerlendirilmesi için tevdi raporunun Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesi gerekiyor."     Kaleme alındıktan bir yılı aşkın zaman sonra 21 Ağustos 2017’da Adalet Bakanlığı’na gönderilen bu raporda, 3 sanık polis arasında geçen konuşmaların çözümü ve ortada bulunan polisin ileri-geri hareketlerinin davranış psikolojisi uzmanı kişilerce değerlendirmesi talep edilmişti.    Aradan 3,5 yıllık zaman içerisinde Bakanlıkça bu rapor doğrultusunda herhangi bir adım atılıp, atılmadığı bilinmiyor. Görülecek duruşmada bu soruya yanıt aranacak.    MA / Ömer Çelik