‘Kadifekale’de Newroz çocuklarımızdan mirastır’ 2021-03-15 09:39:06   İZMİR- Kadifekale’de Rahşan Demirel’in eylemine tanıklık eden ve o gün bugündür her Newroz’a katılan kadınlar, “Bizim için kalenin farklı bir anlamı var. Burası çocuklarımızın gençlik ve direniş yıllarının geçtiği yerdir. Çocuklarımızın mirasıdır” dedi.   Newrozla simgeleşen Rahşan Demirel'in yaşamını yitirdiği İzmir'in Kadifekale mahallesinde Newroz hazırlıkları erken başladı. Baskı ve zulme karşı Demirci Kawa’nın yaktığı isyan ateşi gibi 1992’de “Ben kendimi Newroz yapıyorum Kadifekale' de. Cizre, Mardin ve Nusaybin'in cevabını vermek zorundayım. Bana sahip çıkın. İsmet Sezgin'e haber veriyorum Newroz kutlanacak… Lastikle olmazsa bile, canımızla kutlanacak!” diyerek bedenini ateşe veren Demirel’in yarattığı etki sürüyor.    Demirel’in eylemine tanıklık edenlerden Hasine Kaygısız (72) ve Mehdiye Adanır (74), o günün atmosferini, ruhunu ve yaşadıklarını anlattı.   ‘BAĞIRMA SESLERİNDEN DIŞARI ÇIKTIK’   Mardin'in Nusaybin ilçesinden Kadifekale'ye göç eden Hasine Kaygısız (72), Kürt gençlerinin ağır bedellerle var ettiği Newroz’u dört gözle beklediğini söyledi. Newroz’un dönemin hükümeti tarafından yasaklandığını hatırlatan Kaygısız, “Cizre ve Nusaybin kutlamalarda birçok kişi yaşamını yitirmişti. Herkes çok öfkeliydi. Komşumuz olan Rahşan Demirel, kalenin içinde bedenini ateşe verdi. Bağırma seslerinden dışarı çıktık. Yanına varıncaya kadar polis ve itfaiye gelmişti ve bizi yaklaştırmadılar. Annesi ve gençler battaniye getirdi. Annesi kızının cenazesinin kendisine verilmesini istiyordu. Kalenin bütün halkı oradaydı. Baskılara rağmen cenaze polise verilmedi. Dini görevlerin ardından cenaze memleketine gönderildi. Yurdunu, insanını seven ve bunun mücadelesini veren biriydi. Bizler için bu eylemi yaptı. Newrozu özgürce kutlayalım diye yaptı. Biz de yaşadığımız sürece Newroz’u kutlayacağız” dedi.   YASAK VE BASKILARA RAĞMEN…   Dönemin koşullarına rağmen halkın kutlamalardan geri kalmadığını dile getiren Kaygısız, “1990’ların yasağına rağmen Kadifekale’de Newroz direniş ve coşkuyla kutlanırdı. Mart’ın başlamasıyla birlikte heyecan tüm kaleyi sarıyordu. Kadın, çocuk ve gençler, bir ay öncesinden yöresel kıyafetlerini dikiyordu. Kıyafeti olmayan, komşudan alırdı. Anneler, yeşil kırmızı sarı flama ve bileklikler örüyordu. Gençler, lastik, odun ve benzeri şeyler stokluyordu. Bizler de tandır için getirdiğimiz odunları o gün için saklıyorduk. Kadınlar ve gençler, bir hafta öncesinden kalede kutlamalar yapmaya başlıyordu.  Kadınlar, bir gün öncesinde kına yakarak, hazırlanıyordu” diye konuştu.   'ÇOCUKLARIMIZIN MİRASI'   Devlet baskısı sonucu Mardin'den göç ettirilen Mehdiye Adanır (74) da o gün bugündür kalede kutlamalara katılanlardan.Merkezi kutlamaların yanı sıra her mahalle ve semtlerde de Newroz'un kutlandığını anımsatan Adanır, “Bizim için kalenin farklı bir anlamı var. Burası çocuklarımızın gençlik ve direniş yıllarının geçtiği yerdir. Benim oğlum ilk burada Newroz ateşini yaktı ve burada yakalanıp cezaevinde girdi. O cezaevinde ama ben her yıl onun görevini yerine getiriyorum. Oyunlar ve halaylarda oynayamasam da gelip kutlama yapan halkı izliyorum. Zılgıt çekiyorum. Komşumuz Rahşan kendini bu meydanda yaktı. O gün çok ağladım, çünkü genç bir kadın bizim için kendini feda etmişti. Bunu nasıl unutabilirim. Çocuklarımızın mirasıdır. Rahşan’ın kendini yaktığı yer, tarihi eserler sayıldığı için kimse gidemiyor ama biz unutmuyoruz. Daha dün gibi aklımda” diye belirtti.   'YİNE KUTLAMAYA GİDECEĞİZ'   Demirel'in eyleminden bir gün önce yasaktan kaynaklı Newroz’un korsan bir şekilde kutlandığını vurgulayan Adanır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sabah erken kalktık. Yeşil kırmızı sarı bandanalarımız takarak, rengarenk elbiseler giydik. Mahallenin gençleri, geceden lastik toplamıştı. Onlar ateş yakarken, biz odun taşıdık. Ateş yükseldikçe bizim de coşkumuz, zılgıtlarımız yükselirdi. Halaylar çekip, şarkılar söylüyorduk. Özgürlük sloganları atıyorduk. Yasaklara rağmen ateşi yükseltiyorduk. Polis ve itfaiye söndürürdü. Onlar gittikten sonra ateş yeniden yakılırdı. Kale bir direniş alanı gibiydi. Newroz coşkuyla kutlanırdı. Yine kutlamaya gideceğiz, Newroz bizim bayramımız.”   MA / Esra Solin Dal