Feminist Schüller: Tecridin kaldırılması seçenek değil zorunluluktur 2021-03-16 09:04:07 ANKARA - Kadın özgürlükçü ve demokratik bir dünya için tecridin kaldırılmasının seçenek değil, zorunluluk olduğunun altını çizen insan hakları aktivisti ve feminist Heiza Schüller, AB’nin yaptırım uygulaması gerektiğini söyledi.  PKK Lideri Abdullah Öcalan, 22 yıldır İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde ağır tecrit altında tutuluyor. Kürt halkının özgürlüğü, Türkiye’nin demokratikleşmesi ısrarına rağmen Öcalan’a uygulanan ağır tecridin kaldırılması için dünyanın dört bir yanından çağrılar, mitingler ve protestolar düzenleniyor. İspanya’nın kuzeydoğusunda yer alan Katalan topraklarından insan hakları savunucusu ve feminist Heiza Schüller, Öcalan’ın başta kadın özgürlüğü olmak üzere, demokratik ve barışçıl felsefelerinin bütün dünyada önemli rol oynadığını ifade etti. Schüller, demokratik ve özgür bir dünyanın temeli için Avrupa Birliği’nin (AB), Öcalan üzerindeki tecridi kaldırana kadar Türkiye’ye yaptırımlar uygulaması gerektiğini vurguladı.   ÖCALAN’IN TARİHE BAKIŞI   19 Temmuz 2012 tarihinde gerçekleşen Rojava devrimi sonrası Öcalan’ın mücadelesiyle tanıştığını ifade eden Schüller, bu süreçten sonra kadın özgürlüğü ideolojisine dair anlayışının derinleştiğini söyledi. Öcalan’ın kadın özgürlüğü ideolojisinin kadınlar için başka türden bir dünyanın mümkün olduğunu gösterdiğine dile getiren Schüller, kadınların yeni bir dünyanın hayalini kurmaya devam etmeleri için Öcalan’ın ilham kaynağı olduğunu söyledi. Schüller, Öcalan’ın ideolojisinin tarihe ataerkil dışında başka bir gözle bakmak ve kadın özgürlüğünü merkeze alan bir bakış açısıyla siyaset yapabilmek konusunda önemli bir rol olduğuna işaret etti.    ÖCALAN’I ANLAMAK   Öcalan'ın kadınlara yönelik ideolojisini anlamak için Kürt kadınlarının yaşamlarını öğrenmek ve onların hayatlarına dokunmak gerektiğini ifade eden Schüller, “Öcalan'ın çalışmalarına ve uygulamalarına daha derine indiğinizde, neden hareketin lideri olduğunu anlayabilirsiniz. Ancak ilk bakışta, bu hareketin lideri ‘erkek’ olduğu için anlaşılmaması normaldir. Çünkü batı gibi yerlerdeki bazı toplumsal hareketlerin lider figüründe belirli bir tiksinti vardır. Öcalan’ın ideolojisinin bu açıdan çok daha farklı ve önemli olduğunu anlamak için de Kürt kadınlarının hayatlarına dahil olabilir ve onların yaşamlarından, mücadelelerinden faydalanmanız gerekebilir” dedi.   KÜRTLERE BASKI   Öcalan üzerindeki tecridin Kürtlere yönelik baskı ve taciz politikasının bir parçası olduğunu vurgulayan Schüller, “Türk devleti Öcalan'ın tecridini tüm harekete ‘ceza’ olarak kullanır. Bu uygulama faşist devletlerin kullandığı bir uygulamadır. Faşist devletler, bu şekilde kurtuluş hareketlerinin sona ereceğine inanıyorlar. Fakat devletlerin baskısı önünde daha güçlü bir şekilde örgütlenmeye ve savaşmaya devam edebileceğimizi göremiyorlar” diye belirtti.    KATALANYA’DAKİ ÇALIŞMALAR   Schüller, tecridin kaldırılması için çeşitli çalışmalar ve protestolara katıldığını belirterek, “Ayrıca Katalan topraklarındaki herkesi Türkiye’de bulunan hapishanelerdeki hak ihlallerine karşı bilgilendirmek ve hatırlamak için çalışmalar yürütmeye devam ediyoruz. Bunun için bildiriler dağıtıyor ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Çünkü insanların Türk devletinin kullandığı faşist uygulamaları bilmeleri şarttır” diye konuştu.   SEÇENEK DEĞİL ZORUNLULUK   AB ve Avrupa devletlerinin Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılana kadar, tüm siyasi tutuklular serbest bırakılana kadar Türkiye’ye baskı yapması ve yaptırım uygulaması gerektiğinin altını çizen Schüller, “Türkiye’deki yaşanan hak ihlalleri ve baskılar diktatörlüklerin tipik bir örneğidir. Erdoğan rejimine benzer uygulamalar dünyanın birçok yerinde uygulanmaktadır. Buna karşı acilen bir çözüm üretilmeli ve bu faşist düzenler yıkılmalı yerine daha demokratik ve özgürlükçü yaşamlar inşa edilmelidir. Demokratik, kadın özgürlükçü, barışçıl bir dünya için Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması Türkiye için bir seçenek değil zorunluluktur” ifadelerini kullandı.    'FİKİRLERİNDEN İLHAM ALINMALI'   Son olarak Öcalan’ın felsefi ve politik pozisyonlarının baskıcı sistemden kurtulmak için önemli bir kılavuz olduğuna işaret eden Schüller, “Gerçekte PKK'nin terörist bir parti olmadığı, militanların bütün bir halkın özgürlüğü ve kadınların özgürlüğü gibi çığır açan bir ideolojinin savunması için savaştığının anlaşılması gerekiyor. Bunun için de bütün devletlerin dünyanın tüm halklarını baskıcı sistemden kurtaracak siyasi öneriler sunabilmesi için Öcalan'ın felsefi ve politik fikirlerinden ilham alması ve daha güçlü bir yaklaşım içinde bulunması gerekiyor. Öcalan’ın üzerindeki ağır tecridin kaldırılması, bu açıdan çok önemli bir yerde” şeklinde konuştu.   MA / Berna Kişin