10 Ekim Davası: Ülkenin dört bir yanından adalet için geliyorlar 2021-03-18 10:56:09   ANKARA - 10 Ekim Katliamı davası avukatı İlke Işık, “Adalet, bu ülkede herkesin en çok söylediği söz. Müvekkillerimiz bunun için ülkenin dört bir yanından her duruşmaya geliyorlar” dedi.    Ankara Garı’nda 10 Ekim 2015’te DAİŞ bombalı saldırısı sonucu gerçekleştirilen katliama ilişkin firari sanıklar yönünden devam eden davanın 10’uncu duruşması yarın görülecek. Davanın görüldüğü Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin heyeti tamamen değiştirildi. Yeni heyet, 10 Mart’a görülen duruşmada, “Adalet istiyorum” diyen müştekinin dışarı çıkmasında ısrar etti. Mahkeme başkanı, isteğinin yerine getirilmemesi üzerine heyeti de alarak önce salonu terk etti, ardından keyfi bir şekilde duruşmayı erteledi. Mahkeme başkanı, ayrıca bu tutumunu sürdüreceğine yönelik tehditte de bulundu.   10 Ekim Dava avukatı İlke Işık ve 10 Ekim aileleri, mahkeme heyetinin, “Bundan sonraki duruşmalarda böyle bir şey olursa aynı tutumu sürdüreceğiz” yönündeki tehdidine karşı davayı sahiplenme çağrısında bulundu.   Bir önceki duruşmayı, “Dört buçuk yıldır yaptığımız en ilginç ve anlaşılmaz duruşma” olarak yorumlayan 10 Ekim Ankara Katliamı Avukat Komisyonu’ndan İlke Işık, “Mahkeme heyeti tamamen değişti. Türkiye’nin en büyük katliamından bahsediyoruz. O gün Ankara Garı’nda ne olduğunu, bu katliamın nasıl gerçekleştiğini aydınlatmak hepimizin boynun borcu. 200’den fazla klasörden oluşuyor ve sadece katılan sayısı 697 bu dosyada. Bu nedenle bu dosyanın heyetinin tamamen değiştirilmesi büyük bir problem” dedi.   TEMEL KURALLAR İHLAL EDİLDİ    Yıllardır delil topladıklarına aktaran Işık, “Sürekli taleplerde bulunuyoruz. Yeni heyet böylesi bir dosyanın ilk duruşmasına çıktı. Doğal olarak sıkıntılı bir tablo ihtimalini düşünüyorduk. En azından dosyayı yeniden anlatmamız gerektiğinin farkındaydık. Ama o gün inanılmaz bir şeyle karşılaştık. Heyet, ceza yargılamasının çok temel kurallarını da ihlal etti. Bütün yaşananlar bir tanık sorgusu sırasında oldu. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi o tanığın sorgulamasını kesmiş durumda. Oysa tanık ve sanık sorgusu kesilemez. Bu CMK’nın en temel ilkelerinden birisidir. Sanık vekili, tanığı etkilemeye çalıştı ve bu tanık bizim aylardır dinlenmesini talep ettiğimiz firari sanıklardan Muhammet Zana Alkan’ın eşi. Yıllarca Suriye’de kalmış, İŞİD’lilerle yaşamış. İŞİD’li kadınlardan biri. Kendisinden almak istediğimiz çok bilgi vardı. Ancak bu engellendi. Buna ilişkin tutanak tuttuk ve ilgili yerlere başvurularımızı da yapacağız, mahkemeye bunu bir kez daha bildireceğiz” diye konuştu.   ADALET ISRARI    Müştekinin “adalet istiyoruz” sözünden neden rahatsız olduklarına anlam veremediklerini sözlerine ekleyen Işık, “Adalet, bu ülkede herkesin en çok söylediği söz. Biz de yıllardır bu dosyada hep bunu söyledik. Evet, adalet istiyoruz. Müvekkillerimiz bunun için ülkenin dört bir yanından her duruşmaya geliyorlar. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi bundan rahatsız olacaksa, biz kendilerini rahatsız etmeye devam edeceğiz. Adalet demeye devam edeceğiz. Salon yarınki duruşmada yine kalabalık olacak. Gerekirse söz alacaklar. Bunun duruşmanın düzenin bozulması ya da yapılmasına engel olan bir hal yok. O gün duruşmanın yapılmasına engel olacak tek hareket sanık avukatının hareketiydi” şeklinde konuştu.   Dava kapsamında hala cevap verilmeyen yanıtların olduğunu, sanıkların yakalanması için bir girişimin olmadığını vurgulayan Işık, “İŞİD’li kadınlar serbest bırakılıyor. En sonunda mahkeme de bize böyle davranıyor. ‘Adalet istiyorum’ diyen bir babayı dışarı çıkarmaya çalışıyor. Çıkmadığı için duruşmayı yapmıyor. Bütün bunlar İŞİD’le mücadele konusunda bir samimiyet olmadığını gösteriyor. Ama biz takip etmeye ve görevimizi yapmaya devam ediyoruz” ifadelerini kulandı.   DURUŞMAYA KATILIM ÇAĞRISI   Bir önceki duruşmada mahkeme heyetinin ve sanık avukatının tutumu nedeniyle yarınki duruşmaya tanığın katılıp katılmamasıyla ilgili endişelerini dile getiren Işık, “Belki biz o tanıktan alabileceğimiz bilgilere şuan ulaşma olanağından yoksunuz. Biz bu yargılamanın hiçbir eksik kalmadan yürütülmesini istiyoruz. Ama ‘bu dosyada adalet vermeyeceğiz, davanın üstünü kapatacağız’ diyorlarsa bu bizim açımızdan kabul edilebilir bir şey değil. Bu ülkenin emek ve demokrasi güçleri, milletvekilleri davayı izliyor. Gerçeğin ortaya çıkması için çaba harcıyor. Bunu yapmaya deva edeceğiz. Bu nedenle bütün emek ve demokrasi güçlerini duruşmaya katılamaya davet ediyoruz” çağrısında bulundu.   ‘KATLİAMI YENİDEN YAŞADIK’   Katliamda hayatını kaybeden Ali Kitapçı’nın eşi Emel Kitapçı, “Ne yazık ki mahkemenin tutumu katliamı sanki yeniden yaşamışız hissini yarattı. Yeni heyet, adil olmayan bir yaklaşımla bu davaya çıktı. Oysa bizim bu davada aradığımız adil olmanın da ötesinde cesaret. Çünkü izlediğimiz tüm davalarda kamu görevlilerinin, kurumlarının ne kadar ihmali olduğunu somut olarak gördük. Ve başsavcı bugüne kadar kamu görevlilerinin yargılanmasına izin vermediği için sadece İŞİD’liler üzerinden süren bir dava var. Beklentimiz tüm sorumluların yargılanması yönünde. Bir aile örgütlenmesi olduğunu bildiğimiz İŞİD terör örgütünün, kaçak yollarla Türkiye ye gelen İŞİD gelinleri var. Aslında eşleriyle eşit ölçüde sorumluluk sahibi olan bu kadınların üzerinden sadece tanık sıfatıyla devam eden bir hukuk süreci var. Tüm bu koşullarda biz mücadeleye devam ediyoruz” dedi.    10 Ekim’in davasının bundan sonrasında yaşanması olası katliamların önünü kesecek bir dava mücadelesi olduğunu vurgulayan Kitapçı, “Geleceğin katliamlarla karartılmaması için, Türkiye’de yaşayan tüm halkların, barış, kardeşlik ve özgürlük içerisinde yaşayabileceği bir mücadele alanı olarak görüyoruz. Bu nedenle yarın görülecek duruşmaya herkesin katılımını bekliyoruz. Çünkü bizim için heyetin değişmesi, aşılması gereken bir eşik noktası halini aldı” diye belirtti.   ADALET DUYGUSUNU AZALTTI    Yıllardır süren yargılama sürecinde pek çok engel ve eziyetle karşı karşıya kaldıklarını belirten katliamda yaralı olarak kurtulan İshak Kocabıyık, şöyle konuştu: “Mahkeme heyetinin tavrı adalet duygumuzu azaltan bir tutumdu. ‘Adalet istiyoruz’ lafını yeni mahkeme başkanı, ‘mahkemeye hakaret’ olarak belirtti. Bu akılla, hukukla, adalet duygusuyla açıklanamayacak bir şey. Biz bunu kabul etmedik. Bundan sonra da kabul etmeyeceğiz. Eğer mahkemenin, bir itibarı, onuru varsa bunu bizlerin ‘adalet istiyoruz’ dememiz değil, mahkemenin bilgi istediği Antep Emniyet Müdürlüğü’nün cevap bile vermemesi zedeler. Biz onun peşindeyiz. Ne olursa olsun biz adalet isteğimizi her yerde ve koşulda söylemeye devam edeceğiz. Nefes aldığımız her yerde bunu söylemeye devam edeceğiz.”   Adalet taleplerinin bireysel bir istek olmadığı söyleyen Kocabıyık, sonuna kadar adalet talebini sürdüreceklerinin altını çizdi. Kocabıyık, davayı sahiplenme ve katılım çağrısında bulundu.   ADALETTEN RAHATSIZ OLMAK!   Katliamda yeğenini kaybeden İhsan Seylan, şunları söyledi: “Değişen heyetin, katliamı bilmediğini gördük. Dosyaya hakim değillerdi. İnsanlığa karşı suçun da olduğu bir dava. Dünya kamuoyunu bu kadar sarsan olaya bakıyorlar ama hakim değiller. Bizim için bu durum şok ediciydi. Adalet istiyorum diyen kişi, oğlunu kaybetmiş bir baba ve yıllardır adalet mücadelesi veren biri. Buna karşı hakimin tavrı korkunçtu. Acılı bir ailenin adalet söyleminin bu kadar tepki görmesini, yeni değişen mahkeme heyetinin davayı nasıl küçültüp daha basitleştirme çabası olarak görüyoruz. Aynı zamanda bir otorite kurma olarak algılıyoruz. Bu acının toplum üzerindeki etkisinin farkında olmadığını gösteriyor. Adalet, söyleminden bir adalet sarayında rahatsız olmak da korkunçtu.”       ‘BARIŞ BAYRAĞI KALDIRILMALI’    Davaya katılım çağrısı yapan Seylan, “Burada bir hafıza yazılıyor. Bu ülkede barışa yaklaşıldığı dönemler vardı. Bu barış fırsatı maalesef 10 Ekim’de noktalandı. Tekrar bu ülkede insanların özgür yaşayabilmesi, barış iklimin tekrar oluşabilmesi için öncelikle barış talebinde bulunan insanları öldüren insanların yargılandığı davayı takip etmeleri gerekiyor. Bizler de 10 Ekim aileleri olarak barış söylemini hep ortada tuttuk. Bu ülkeye tekrar bir barış gelecekse, barışı katledenlerin gerçekten yargılandığı süreçten sonra başlayacaktır. İnsanların tekrar barış demesi için herkesin katılımını ve davaya sahip çıkmasını bekliyoruz. Barış bayrağı yerde onun kaldırılması gerekiyor. Herkesin bu süreci takip etmeye ve barış söylemeni büyütmeye çağırıyoruz” dedi.   MA / Zemo Ağgöz