Gündoğdu'da tecride öfke 2021-03-20 16:38:37   İZMİR - Aşırı yağmura rağmen Gündoğdu Meydanı’nı dolduran birlerce kişi, Newroz’u büyük bir coşkuyla kutladı. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını isteyen kitle, HDP’ye yönelik kapatma davasını protesto etti.   İzmir'de binlerce kişi aşırı yağmura rağmen Gündoğdu Meydanı'na akarak, Newroz'u kutladı. Kadınların yöresel kıyafetlerle katıldığı kutlamaya, kentteki siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, kadın örgütleri ve yöre dernekleri talepleriyle alanda yerini aldı.   Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Emek Partisi (EMEP), Halkevleri, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP), Devrimci Parti, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Partizan, Tümtis, Kaldıraç, İzmir Dersimliler Derneği gibi kurumların katıldığı alanda, sık sık “HDP halktır, halk burada”, “Bijî Newroz”,  “Bijî HDP”, “Bijî berxwedana zindanan”, "Be Sêrok jiyan nabê”, “Serok Apo” sloganları atıldı.   İmralı’da tecrit altında olan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin son bulması, cezaevlerinde açlık grevinde olan tutukluların taleplerinin karşılanması, HDP’ye yönelik kapatma ve baskı siyaseti, Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin kaldırılması, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin protesto edildiği alanda emek ve demokrasi güçleri de taleplerini dile getirdi. Aşırı yağmur ve soğuk havaya rağmen kitlenin canlılığı dikkat çekerken, Yörük kadınlarının yöresel kıyafetleriyle alanda yer alması büyük alkış topladı. Tutuklu Kürt siyasetçilerinin unutulmadığı alanda, demokrasi talebinde bulunuldu.    Açılış konuşması ardından demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, kent vekili Serpil Kemalbay ve partililerle birlikte Newroz ateşi yaktı.   DEHAKLARIN OLDUĞU YERDE KAVALAR VAR   HDP İl Eşbaşkanı Besriye Tekgür, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine tepki göstererek, “AKP – MHP faşizmine karşı direnen yoldaşlar hoş geldiniz. Newroz ateşiyle direneceğiz. Newroz aydınlığa giden bir yol, diriliş ve yeniden uyanış günüdür. Newroz kötüyle iyiliğin mücadelesinde iyinin zaferidir. Kadınların özgürlük isyanıdır. Dehakların olduğu yerde Kawalar da vardır. HDP’nin olduğu her yerde Kawalar vardır. Sebahat Tuncel, Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu selam olsun. HDP’de Kawalar tükenmez. Bir gider bin geliriz. Kawalar halktır, halklarımızdır. Halkın iradesi gasp edilemez. HDP’yi kapatsanız ne olacak, HDP’ye o veren milyonları ne yapacaksınız. Bizi tutsak etmeye ne gardiyanlarınız ne de zindanlarınız yetmez. Tarih sizi yargılayacak” dedi.     ‘UMUT DAHA GÜÇLÜDÜR’   İl Eşbaşkanı Kadri Baydur da İzmirlileri selamlayarak, “AKP ve MHP bilsin ki halkın iradesi kırılamaz. HDP halktır. Mutlaka kazanacağız. Özgür yarınlar yakındır” diye belirtti.  HDK İl Eşsözcüsü Sabri Gül de “Tarihte ne kadar Dehak varsa o kadar da Kawalar vardır. Tarihin sayfalarına bakıp, gerçeklerini görsünler. Bugün bizim umutlarımızı yıkmak istiyorlar. Hiçbir diktatör tarihte devrimcilerin inancını, iradesini umudunu kıramamıştır. Bu umut tarihten geliyor. Bu umut Mazlum Doğan’dan, Leyla Kasımlardan, Gültan Kışanak’lardan geliyor. Sayın Öcalan diyor ki; umut başarmaktan daha güçlüdür. Biz de mahalle mahalle örgütlülüğümüzü güçlendireceğiz. Bu saldırıları boşa çıkaracağız. Bu zorba saldırıları boşa çıkaracağız” diye konuştu.     ‘TUTUKLULARI SELAMLIYORUM’   İzmir Barış Anneleri İnisiyatifi adına konuşan Nüfusa Ataç da “Newroz kutlu olsun. Cezaevlerindeki açlık grevindeki tutukluları selamlıyorum. Bugün onlar Öcalan’ın özgürlüğü için açlık grevindeler. Biz barış istiyoruz. Savaş istemiyoruz. Onlar irademizi yıkamaz. Barış yakındır. Biz kazanacağız. Birliğimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Ya özgürlük ya özgürlük” ifadelerinde bulundu.     ‘DARBELER SİZİN DAĞLAR BİZİMDİR’   İzmir Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu üyesi Ebru Dinçel de gece yarısı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini kınayarak, şunları söyledi: “Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu olarak Newroz'unuzu kutluyoruz. 8 Mart’ta yaktığımız isyan direniş ve özgürlük ateşini Newroz ateşiyle harlamaya geldik. Halkların eşitliğine inanan savaşa karşı duran onurlu bir barış için patriarkal kapitalizme ve özgürlüğü savunan kadınlar ve LGBT+’lar olarak buradayız. Newroz ateşinin sıcaklığında yağmur ardından çıkan gökkuşağında halaya durmak için buradayız. Saraylarda bedenimizi kimliğimizi yok sayan Dehaklarla mücadele ediyoruz. Etmeye devam edeceğiz. Kendinden olmayan tüm kesimlere baskı uygulayan iktidar HDP’ye kapatma davası açıldı. 300'e yakın kadın arkadaşımızı siyasetten uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Yaşamın hiçbir alanında olduğu gibi siyasetten de bizi geri çekemeyeceksiniz. 3 bin kadını da uzaklaştırsanız kadınlar ve LGGBT+’lar olarak mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Gece yarısı  darbesiyle İstanbul Sözleşmesini feshettiler. Bunlar hukuk, insan hakları tanımıyor, demokrasiye inanmıyor. İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesi ne demek?  Onlar kadınları köle pazarında satan zihniyete selam çaktılar. Biz artık kesilerek, boğazlanarak, öldürülen kadınları korumayacağız, çocuk istismarına ses çıkarmayacağız, kadına şiddeti önlemeyeceğiz, kadın katillerine, tecavüzcülere, çocuk istismarcılarına sahip çıkacağız, demektir. Darbeler sizin ise, dağlar ovalar, sokaklar, alanlar bizimdir. Halklara ne yaparsanız yapın size boyun eğmeyeceğiz. Siz ne yaparsanız yapın, sözümüzü esirgemeyeceğiz. Evlerimize kapanmayacağız. Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Gökkuşağının renkleri altında buluşmaya devam edeceğiz. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz. Jin Jiyan Azadi.”   ‘PARTİ BURADA’   SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur da HDP’ye açılan kapatma davasına tepki göstererek, şunları dile getirdi: “Partimizi kapatma çabası içindeler. Parti nedir ki. Parti burada. Halkı kapatabilmeniz mümkün mü? Onlar halka dayalı bir siyaset yürütmez, halktan beslenmezler. Halkı kapatamayacağınıza göre partiyi kapatamazsınız. Dökülüyorlar, lime lime dökülüyorlar. Hep beraber kadınlarla birlikte yıkacağız. İnsanlık için yeni yollar açacağız. Sermayenin doğamızı katletmesine, sermayenin işçileri yok saymasına karşı hep birlikte onlara mücadelemizi göstereceğiz.”   ‘DİKTATÖRLÜK KALMAZ’   KESK Yürütme Kurulu üyesi Elif Çuhadır da “Binalar kapatılabilir. Örgütlü bir halkı, örgütlü bir işçi sınıfı olduğu sürece önümüzde ne burjuvazi ne sermaye ne de diktatörlük kalır. Yan yana omuz omuza demokrasi özgürlük mücadelesindeyiz” sözleriyle halkın Newrozunu kutladı. HDP MYK Mahfuz Güleryüz de partilerine yönelik kapatma davası ve baskılara dikkati çekerek, “Faşizm varsa direniş vardır. Sizin önünüzde boyun eğmeyeceğiz bu da size dert olsun. Ağır günler ne kadar yakınsa özgür yarınlarda o kadar yakındır” dedi.   KEMALBAY: HALKLAR YENİLMEZ   Kent vekili Serpil Kemalbay da Kürtçe ve Türkçe katılımcıları selamlayarak, halkların, devrimcilerin, işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin direnişlerine vurgu yaptı. Kemalbay, şöyle devam etti: “Bizleri kapatmak istiyor o saraydaki Tayyip Erdoğan. Bizler halkız, halklar tarih boyunca yenilmemiştir. Dünya tarihi faşistlerin, diktatörlerin, eziyet edenlerin mezarlıklarıyla doludur. HDP’ye açtığınız kapatma davası sizin yok oluşunuzun davası, dosyası olacak. Sizi tarihin çöplüğüne göndermeyi hızlandırıyorsunuz.”   Barış annelerinin çığlıklarının ve taleplerinin yok sayıldığını ifade eden Kemalbay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınların şiddete karşı isyanlarını bir gece yarısı KHK ile kaldırdınız. Tıpkı her gün bu ülkenin yasalarını, anayasasını, hukuku ayaklar altına aldığınız gibi kadın düşmanı, halk düşmanı olduğunuzu gösterdiniz. Bizler bugün bahar çiçekleri gibi açıyoruz. Demokrasi ve barış mücadelesini veriyoruz. Bu ekonomik krizden, savaştan, çatışmalardan barışa, adalete kavuşmasının umududur. HDP barışın mücadele ortağıdır. Bu halkı kapatamazsınız.”   CEZAEVLERİNE SES OLMAK ZORUNDAYIZ   Cezaevlerinde devam eden açlık grevini hatırlatan Kemalbay, sözlerini şöyle tamamladı: “Cezaevlerinde açlık grevleri var. Aylardır sürüyor. Bu açlık grevlerinin sebebi Türkiye halklarının barışa kavuşması, tecridin son bulması, adalet içindir. Bu direniş ve mücadeleye ses olmak durumundayız. Ant olsun k bizler bu haramilerin saltanatını yıkacağız. Zindanlardaki yoldaşlarımızı selamlıyoruz. Sevgili Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Selçuk Mızraklı'nın Newroz’u kutlu olsun.  Bu ülkede Kürtler, sosyalistler, devrimciler, feminist hareket, kadınlar, işçilerin emekçilerin direnişleri var. Halklar, emekçiler kadınlar olarak birleşerek, bunları tarihin çöplüğüne göndereceğiz.”   OLUÇ: ONLAR DEHAKSA BİZ KAWALARIZ   HDP Gurup Başkanvekili Saruhan Oluç ise partilerine yönelik kapatma davası ve gündemdeki konulara dair konuştu. Newroz alanına katılan yurttaşları selamlayarak, söze başlayan Oluç, şunları söyledi: “Bugün İzmir’den Türkiye ve Kürdistan coğrafyasının her köşesine mesajlarımızı kararlılık ve inançla gönderiyoruz. İstanbul tarih yazıyor. İstanbul HDP’yi kapatmak isteyenlere cevap verdi. Yarın Amed’de Kürt halkı kendisine düşmanlık yapan iktidara cevabını verecek. Biz varız, mücadele ediyoruz. Bizi yok edemezsiniz, diyecek. Onlar Dehaksa biz Kawalarız. Karşımızda çürümüş, siyasi ahlakını yitirmiş, insanlık değerini yerle bir eden, Kürt halkının temsilcilerine ve Türkiye halklarının temsilcilerine karşı yönelen yozlaşmış bir iktidar var. Bu iktidar Türkiye’yi yerle bir edecek adımları ardı ardına atıyor. Bugün 10 milyonu aşkın insan işsiz, milyonlarca insan açlık sınırındaki asgari ücretle geçinmek zorunda kalıyor. Bu iktidar halkları, emekçilerini, işçilerini, çiftçilerini, gençlerini, kadınlarını, yaşlılarını yerle bir edecek her türlü adımları artıyor. Bir tek kendi yandaşları için adım atıyorlar. Onlar bir tek kendi koltuklarını bekalarını düşünüyorlar.   BUNLAR KÜRT DÜŞMANI   Biz onlara ‘Siz Kürt halkının düşmanısınız’ diyoruz, ‘neden’ diyorlar. 2015’ten beri her türlü haksız ve hukuksuz saldırıları bu iktidar yöneltmiştir. Seçmen iradesini bu iktidar gasp etmiştir. Bu iktidar dünyanın neresinde bir Kürt varsa ona da düşmandır. Rojava’ya, Irak Kürdistanı’na, Japonya, Çin’e oradaki Kürtlere karşı yapmaya çalıştıklarını bakın. Kürt hakkını almasın, anadili, kültürü gelişmesin istiyorlar. Tek dertleri budur. Kürt halkı Türkiye’nin bütün halklarına elini uzatıyor. Barış yapalım. Onlar cevap veriyor; sizi yok edeceğiz, anadilinizi, kültürünüzü yok edeceğiz.   DİRENMEYİ DE BİLİRİZ   İktidara sesleniyorum; biz elimizi uzatıp barışmayı biliriz ama sizin karşınızda yumruğumuzu sıkıp, direnmeyi de biliriz. Bütün dertleri HDP’yi bileşenleriyle, kurum ve kuruluşlarıyla tasfiye etmektir. Sandıkta, yerel seçimlerde yenemiyorlar. Ne yapalım diye düşünüyorlar. Geçmiş dönem vekillerimizi, belediye eşbaşkanlarımızı cezaevlerine attılar. Onlar o kadar onurlu duruş sergilediler. Asla boyun eğmediler, yüzümüzü kızartacak bir şey yapmadılar. Bu da yetmedi; bu iktidara; MYK üyelerimizi tutukladılar. Yetmedi, dava açtılar, vekil dokunulmazlıklarının kaldırılması, parti kapatma için düğmeye bastılar. HDP dükkan mı ki kapısına kilit vuracaksınız. HDP halktır. HDP sokaktadır. HDP, işyerindedir, fabrikadadır. HDP fikirdir, politikadır, heyecandır, mücadeledir, direniştir.   15 MİLYON İNSANI NEREYE KAPATACAKSINIZ   Siz bu halkı nereye kapatacaksınız. Bu halk milyonlarca.. 15 milyon insanı nereye kapatacaksınız. Bu halk bizim yöneticilerimizi, milletvekillerimizi cezaevine koysanız gelip kadrolarını kadınıyla, gençleriyle o bayrağı asla yere düşürmez. Bu iktidar bu gerçeği görecek. HDP’yi kapatamayacaksınız. HDP insanların kafasındaki fikirdir, göğsündeki cesarettir. Bu iktidarın saldırılarının en önünde HDP vardır. Sanmayın ki sadece HDP vardır. Bu iktidar kendisine muhalif olan, muhalefet eden herkese düşmandır, düşman hukuku uygulamaktadır.   İktidara muhalefet edenlere sesleniyorum; boyun eğmeyin, HDP’den korkmayın. HDP demek, adalet, barış, özgürlük, eşitlik, hukuk demektir. HDP’den korkmayın ki hep birlikte bu iktidara karşı toplumsal ve siyasal mücadele verelim. Bu iktidarı sandıkta gömelim. Bu iktidarın zorbalığına, faşizmine karşı mücadele edelim. 2013 Newrozu’nda Diyarbakır Meydanı’nda İmralı’dan Sayın Öcalan’dan gelmiş barış deklarasyonunu hatırlıyorsunuz. 8 yıl önce okunan o barış deklarasyonun ve ardından 28 Şubat 2015’te Dolmabahçe mutabakatının sahibi ve öncüsü olmaya devam edeceğiz. HDP olarak barışı sağlama sözü verdik. Kürt halkının özgürlüğü ve eşitliği sözünü verdik. 2013 Newroz’undan bugüne kadar barış mücadelesinde vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Bu halk demokratik siyasete, kendi siyasi iradesine sahip çıkacak. Barış elini uzatmaya devam edecek. Onurlu ve adil barışı kazanacak. Bu konuda kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Eşitlik, özgürlük mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.   MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ   Bu zor günlerde yanımızda duranları halkımız asla unutmaz, onlarla zor gününde yan yana durur. Bu iktidar karşısında ne HDP ne demokrasi güçleri ne de Kürt halkı boyun eğmeyecek, diz çökmeyecektir. Siz olmazsanız, bizler bu mücadeleyi kararlı ve inançlı sürdüremeyiz. Sizlerin kararlılığınız, inancınız ve onurlu mücadeleniz karşısında HDP sizlere layık mücadele etmeye çalışıyor. Bu iktidara karşı zorbalık ve baskısına karşı omuz omuza mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz, mutlaka kazanacağız. An serkeftin an serkeftin..”   Yapılan konuşma ardından kutlama Arhat ve Ayfer Düzdaş’ın ezgileriyle devam etti.