Diyarbakır'ın sözü! 2021-03-21 15:34:32 DİYARBAKIR - Diyarbakır, rengini, sözünü ve adını bir kez daha haykırmak için Newroz Alanı'na bir nehir gibi aktı. "Öcalan'a özgürlük" sloganıyla ve göğe taşırdıkları HDP bayraklarıyla birlikte kitlenin dalga dalga büyüyen sesi tüm sorulara yanıt oluyor.  Newroz Kürdün adı, rengi, sözü. Bir kez daha doğayla birlikte ateş etrafında yeniden doğan bir halkın adı oluyor Newroz. Her yıl bir kez daha Kawa'nın ateşini harlıyor, Dımdım Kalesi'nin ateşle harladığı direnişini kuşanıyor, Sema'nın yaktığı ateşten köprüyle yeni yıla yürüyor. Newroz denilince aklıma çocukluğumdaki yasaklı günler geliyor. Sanırım 1992 yılı, ilkokula gidiyorum. Evimiz, Ararat'ın karşısında bir küçük tepenin eteğinde. Babam evimizin kömürlüğünde duran lastiği tepeye götürüp yakıyor. Malum bu halk için Newroz bir yanıyla yasağın adı olsa da tüm engellere rağmen sözünü söyleme alanı. Tüm mahalle Ararat'ın karşısında yükselen ateşle kutluyor Newroz'unu.    ARARAT'IN GÖLGESİNDE   Bu yıl da Newroz'a dair çağrılarda 90'ların ruhuyla kutlamaların yapılacağı söylendiğinde çocukluğuma doğru uzandım. Ararat'ın gölgesinde yükselen ateşte parlayan gözlerimle Diyarbakır Newroz Alanı'ndaki kutlamaya gittim. Bir taraftan gündemdeki başlıkları düşünüyorum, bir taraftan da Newroz Parkı'na doğru yürüyorum. PKK Lideri Abdullah Öcalan'a ilişkin sosyal medyada yer alan iddialar, tecride karşı cezaevlerinde devam eden açlık grevi, HDP'ye açılan kapatma davası, vekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun Meclis'ten gözaltına alınması...    GAZETECİLERİN KALEMİNE ENGEL     Tüm bu gündemlere dair düşen haberlere bakarken Newroz Alanı'na gazetecilerin giriş yapacağı kapıya varıyorum. Ancak içeri girmek pek de kolay değil. Saatlerce bekletiliyoruz. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın kaleme aldığı mektubun okunacağı 2013 yılındaki kadar olmasa da çok sayıda gazeteci kapıda bekliyor. Kitlenin beklediği kapılardaki gibi bomba araması gerekçe gösterilerek içeriye alınmıyoruz. Daha sonrası için birkaç noktada listelerden akreditasyonlar kontrol ediliyor, basın kimliğine bakılıyor, HES kodu sorgulaması yapılıyor, çantalar, üstümüz aranıyor, boynumuzu güneşten korumak için taktığımız şallar çıkartılıp içine bakılıyor -tehlikeli bir şey alana alınmasınmış-... Bu işlemlerin tamamı ardı ardına 3 kez tekrarlanıyor. Gazetecisiniz elinizde not defteriniz ve kaleminiz var. Kaleme el koyuyor polis; yazamazsınız. Sigaranız var çakmağınız kapıdan geçtikten sonra yok. Maazallah Newroz alanında ateş yakılır deyip topluyorlar bir bir çakmakları.   AA'NIN HABERİ ALANIN DIŞINDAN   Biz içeriye doğru girmeye çalışırken Anadolu Ajansı çalışanları caddedeki bir kahvede masaya kuruluyor. Bilgisayarlarını açıp oradan yani alanın dışından haberlerini yazıyorlar. Geçmiş yıllarda alan boş iken çektikleri fotoğrafları servis eden AA, bu kez hiç ona bile ihtiyaç duymuyor. Alandan çıkarken yeniden kahveye göz atıyorum ekip hala aynı masada.    Tüm gazeteciler alana doğru ilerliyor bu kez de sahnede yerini alacaklar için yeni bir kuyruk başlıyor. Biz alana gidecekler için de yeni engellemeler.    DALGA DALGA BÜYÜYOR   Tam bu anda kitlenin de bizim gibi tüm zorlukları aşarak alana doğru giriş yaptığına tanıklık ediyoruz. Platformun arkasındayız ve ses ile birlikte öne doğru ilerliyoruz. Ses yılların özgürlük istemi verilen mücadelesi gibi. Ses alanın etrafındaki binalara çarpıyor ve binlerce kez yankılanıyor, büyüyor slogan. Tıpkı kitle gibi. Halk, nehir gibi platform önüne akıyor. Ağızlarda tek slogan: "Bijî Serok Apo". Alandan ayrılıncaya kadar bu akış devam ediyor. Kitle, yıllardır görmediği yakınlarını görmüş gibi gözleri buğulu bakıyor alana. Newroz ateşiyle özlem diniyor. Bir taraftan sloganlar atılıyor bir taraftan sahneden çalan kilamlarla halay çekiyor genç, kadın, çocuk, herkes... Davul da alanın olmazsa olmazı. Bir davulcunun etrafında hep bir ağızdan marşlar söyleyen gençler halaya duruyor. Yaşlı bir amca cebinden çıkardığı parayı davulcuya uzatıp, "Çal da gençler halay çeksin" diyor. Gazeteci olduğumuzu fark eden herkes daha bir aşkla oynuyor yanımızda.   FLAMALAR DAHA DA YÜKSEĞE    Sonra aramalardan geçen kitlenin içindeki gençler, büyük zorluklarla içeriye aldıkları flamaları sahnenin önüne doğru taşıyor. Barikatların üzerine çıkıp ellerindeki flamalarla sözlerini söylüyor gençler. Polis, platforma çıkarak sunucuları slogan ve flamalar konusunda uyarıyor. Yine yanıtı kitle veriyor. Flamalar da sloganlar da daha yükseğe çıkıyor.    Aylardır ekranlarda isimler açıklamalar yapıyor. Büyük büyük cümlelerle, "Bir daha açılmamak üzere kapatılmalı", "Partinin seçmeni nereye kayacak?", "Parti mesafe koymalı..." Tüm bu sözler söylenirken tek bir Kürde ya da temsilcisine mikrofon uzatılmıyor, gıyaplarında yürütülüyordu bu tartışmalar.    KİMİN HADDİNE!   Diyarbakır halkı, işte bugün sözü söyleme günü diye dolduruyor alanı. Yıllardır Kürt halkının sözünü söylediği alandır Newrozlar. Diyarbakır Newroz alanı da yazının başlığının atıldığı yer. Geçen yıl da pandemi nedeniyle iptal edilmesinin yarattığı özlemle halk daha gür sesle haykırıyor sözünü. 70 yaşında yaşlı teyze de, 3 yaşında yeni yürümeye başlayan çocuk da ellerindeki HDP bayraklarıyla, "Kimin haddine partimizi kapatmak" diyor.    MA / Dicle Müftüoğlu