Gazeteci örgütlerinden çağrı: Yalnız olmadıklarını gösterelim 2021-03-30 09:23:58   VAN - Van'da 4'ü tutuklu 5 gazeteci hakkında açılan davanın ilk duruşması için dayanışma çağrısı yapan gazeteci meslek örgütleri temsilcileri, "Meslektaşlarımızı koruyalım. Sahip çıkılan 4 arkadaşımızın şahsında gazeteciliğin kendisi olacak" dedi.    Van'ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerlerin gözaltına aldığı Osman Şiban ve yaşamını yitiren Servet Turgut’un helikopterden atılarak, işkenceye uğramasını haberleştirdikten sonra 9 Ekim 2020 tarihinde tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur, Jinnews muhabiri Şehriban Abi, gazeteci Nazan Sala ile tutuksuz yargılanan MA muhabiri Zeynep Durgut hakkında açılan davanın ilk duruşması 2 Nisan'da görülecek. Van 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek olan davada 5 gazeteciye "örgüt üyesi olmak" suçlaması yöneltiliyor. Tutuklu gazetecilerden Nazan Sala'nın ayrıca “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla cezalandırılması isteniyor.    MAGAZİNSEL HABERLER   Gazeteciler hakkında hazırlanan 14 sayfalık iddianamede, İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından gazetecilerin çalıştığı haber ajansları ve gazetelerin “devlet aleyhine provakatif içerikli yayınlar” yaptıkları ileri sürülüyor. Ajans ve gazetelere ilişkin “(…) devletin ve kurumlarının aleyhine haberler yapıldığı, normal şekilde spor, magazinsel veya doğa olayları vs. basın komitesinin perspektifi doğrultusunda olmadığından haberleştirilmediği" iddiasının yer aldığı iddianamede, ev baskınlarında el konulan haber materyallerindeki fotoğraf ve görüntüler suç sayılıyor.     GAZETECİLİK FAALİYETLERİ   İddianamede, gazetecilerden Adnan Bilen'in haber kaynaklarıyla yaptığı görüşmeler; Nazan Sala'nın ise 2015-2016 yılları arasında sosyal medya hesabı üzerinden sınırda bekletilen cenazeler, Kuzey-Doğu Suriye’deki DAİŞ’le yaşanan çatışmalar ve AKP’yi eleştiren kimi paylaşımları "örgüt üyeliği ve propagandasına" gerekçe gösteriliyor.     Yine tutuklu gazeteci Şehriban Abi’nin çalıştığı ajansın basın kartı, Jineoloji dergisi, TSK'nin “PençeKartal harekatı” operasyonuna dair haber notları;  Cemil Uğur'un da ev baskınında el konulan kimi Kürtçe kitaplar, iki kolu olmayan hasta tutuklu Ergin Aktaş’ın sağlık durumuna ilişkin ağabeyi Mahir Aktaş’la yaptığı görüşme suçlamalara gerekçe gösteriliyor. İddinamedeki "cezalandırma talepleri" bölümlerinin tamamen birbiriyle benzerlik göstermesi ise dikkati çekiyor.     Basın örgütleri temsilcileri, kamuoyunun da yakından takip ettiği dava duruşması yargılanan gazetecilerle dayanışma çağrısı yaptı.    MKGP: KAZANIMLARDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ   Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) Sözcüsü Ayşe Güney, gazetecilik ilkeleriyle hareket edenlerin gözaltı ve tutuklamalarla sindirilmeye çalışıldığını kaydetti. Yıllardır denenen bu politikanın sonuç vermediğine dikkati çeken Güney, muhalif gazetecilerin "Baskılar bizi yıldıramaz" söyleminin salt bir slogan olmadığını ve bunu yaşamsallaştırdıklarını ifade etti. Güney, "Bedel ödemekten korkmuyor, gerçeklerden vazgeçmiyoruz. Her yerde olduğu gibi bu davada da iki kadın arkadaşımız şahsında Kürt kadın gazeteciler yargılanmakta. Basın alanında verilen kadın mücadelesi ve kazanımları hedef alınmakta. Nasıl bugün kazanımımız olan İstanbul Sözleşmesi için alanlardaysak, basın alanındaki kazanımlarımızı savunmaktan da vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.    Duruşma günü dayanışmayı büyütmek için Van'da olacaklarını aktaran Güney, "Kadınlar başta olmak üzere tüm demokratik kesimleri, bizimle yan yana durarak, ortak mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” dedi.    DFG: GAZETECİLİK YARGILANIYOR   Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, gazetecilerin köylülerin helikopterden atılma haberleri sonrası tutuklandığını anımsatarak, bu durumun "gazetecilik açısından yüz karası" olduğunu kaydetti. Gazetecilerin tutukluluğunu kabul etmediklerini belirten Altan, "Gazetecilik suç değildir. Haber yapmak suç değildir. Hiçbir suçları yok. İddianamelerine de bakıldığında bir kez daha ortaya çıkıyor ki gazetecilik yargılanıyor, gazetecilik suçlanıyor. Gazetecilik halkların haber alma hakkını sağlamaktır. Arkadaşlarımız da bunu layıkıyla yerine getirmiştir” dedi. 2 Nisan'daki duruşma için dayanışma çağrısı yapan Altan, “Gazeteciler ve gazeteci örgütleri arkadaşlarımızı yalnız bırakmasınlar. Herkes desteğini göstermeli ki bir daha gazeteciler mesleki faaliyetlerinden kaynaklı yargılanmasın" diye konuştu.    BASIN İŞ: GAZETECİ HALK ÇIKARINI SAVUNUR   Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK) bağılı Basın İş Sendikası Yürütme Kurulu üyesi Ali Ergin Demirhan, Servet Turgut ve Osman Şiban’ın yaşadıklarını tutuklu gazeteciler sayesinde öğrendiklerini ifade etti. Demirhan, "Gazetecilerin asıl suçları da budur. Gizli kalması istenen bu hakikati bizlere duyurmasıdır. O yüzden de suç olarak gösterilen gazeteciliktir. Biz de 'gazetecilik suç değildir' diyerek arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz” diye seslendi. “Gazeteci devlet aleyhinde halkın çıkarlarını savunan kişidir" diyen Demirhan, gazetecilerin devlet propagandası yapan kişiler olmadığını vurguladı.    Demirhan, "4 tutuklu gazeteci arkadaşımızın yaptığı da tam olarak bu tanıma giriyor ve doğru yapmışlardır. Devletin kendi vatandaşına işkence yapma yetkisi yoktur. Gazetecinin görevi bu işkenceyi açığa çıkarıp, bilinir hale getirmektir. Arkadaşlarımızın hangi zorluklarla bu görevi layığı ile yerine getirdiğini görüyoruz. Devletin bu tarz haberlerin yapılmasını engellemek için gösterdiği özel çaba var. Bu yeri geliyor kafaya silah dayayarak oluyor, yeri geldiğinde hapse atarak oluyor" diye konuştu.   ULUSLARARASI KURUMLARA ÇAĞRI     2 Nisan'daki duruşmaya "sahip çıkma" çağrısı yapan Demirhan, hem ulusal hem de uluslararası gazetecilik örgütleri ve bütün gazetecilerin meslektaşlarıyla dayanışma içerisinde olmasını istedi. Demirhan, “Birbirimizi yalnız bırakmamaya, yalnız olmadığımızı hissettirmeye ihtiyacımız var. Başka türlü de gazetecilik yapılamayacaktır. Sahip çıkılan şey 4 arkadaşımızın şahsında gazeteciliğin kendisi olacak" diye kaydetti.    'MESLAKTAŞLARIMIZI KORUYALIM'   Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise, gazeteciler hakkındaki iddianamede habercilik dışında herhangi bir faaliyetin bulunmadığına dikkati çekti. Durmuş, "Dalga geçer gibi bir de iddianamede ‘yaptıkları haberlerin hepsinde toplumsal olayları konu işliyorlar magazinsel haber hiç yapmıyorlar’ gibi ifadeler var. Umarım bu duruşmada özgürlüklerine kavuşurlar. Türkiye hukuku ve demokrasisi bu rezillikten kurtulur” diye konuştu. Duruşmayı takip edeceğini ifade eden Durmuş, tüm meslek örgütlerini dayanışma için kente çağırdı.    MA / Müjdat Can