PYNK üyesi Bektaş: Türkiye bütün gücüyle Özerk Yönetimi engellemeye çalışıyor 2021-04-21 09:08:06 İSTANBUL - ENKS ile başlattıkları görüşmelerin tıkanma nedenini anlatan PYNK Müzakere Heyeti Üyesi Sema Bektaş, Türkiye’nin çıkar ilişkilerini kullanarak Kuzey Suriye Özerk Bölgesi’nin statü kazanmasını engellemeye çalıştığını söyledi. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi’nde Kürt Ulusal Birliği Partileri (PYNK) ile Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) arasında başlatılan birlik görüşmelerinde tıkanıklık hala aşılmadı. Bu konuda taraflarca yapılan açıklamalar ve yansıyan bilgilere göre, müzakereler pek çok konuda anlaşma sağlanmasına rağmen ENKS’nin öne sürdüğü şart ve talepler nedeniyle tıkandı.   Bir yandan Kürtler arası birliğe odaklanan Özerk Yönetim, diğer taraftan ise statülerinin uluslararası alanda tanınması için diplomasi faaliyetleri yürütüyor. PYNK Müzakere Heyeti Üyesi Sema Bektaş, ENKS ile yürütülen müzakerelerin tıkanma nedenleri ile statü kazanma amacıyla sürdürdükleri diplomatik temaslar hakkında Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.   ENKS İLE HİÇBİR TEMAS YOK   ENKS ile başlatılan görüşmelerin ABD seçimlerinin hemen öncesinde öne sürülen kimi gerekçeler nedeniyle durduğunu belirten Bektaş, şuan için hiçbir temas olmadığını paylaştı. Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdi’nin görüşmelerin yeniden başlaması konusunda taraflara yaptığı çağrının ardından PYNK olarak görüşmelere hazır oldukları mesajı verdiklerini hatırlatan Bektaş, ENKS’nin ise görüşmelere yeniden başlama yönünde bir irade beyanında bulunmadığını ifade etti.   Bektaş, bununla birlikte son dönemde ABD’lilerin görüşmelerin yeniden başlaması için hem kendileriyle hem de ENKS ile görüşmeler gerçekleştirdiğini, yine Federe Kürdistanı Bölge Hükümeti yetkililerinin de bu kapsamda görüşmelerde bulunduğu bilgisini paylaştı.   GÖRÜŞMELERİ ENKS TIKIYOR   Kürtlerin içinden geçtiği tarihsel süreçte ENKS’nin halkın da fark ettiği üzere küçük şeyleri bahane ederek görüşmeleri tıkadığını söyleyen Bektaş, “Siz ‘Peşmergeye filan şeyler söylemişsiniz, özür dilemeniz gerekir’ diyorlar. Temsilcileri, ‘ABD seçimleri öncesi seçimler bitene kadar bekleyelim, Suriye ve Ortadoğu siyasetlerini anlayalım’ diyorlardı. Yine ‘Suriye’nin içinde bulunduğu durum iyi değil. Beşar Esad giderse yerine muhalifler gelecek’ dediler. Onlar da Suriye muhalefetinin içinde olduğu için bunu da bir engel olarak önümüze koydular. Görüşmelere katılmama bahaneleri bunlar. Halen de ‘ABD’nin Suriye ve Ortadoğu siyaseti nasıl olacak anlayalım, ona göre hareket edelim’ diyorlar” diye konuştu.   Görüşmelerin başlangıcından beri çok zorlu bir süreç geçirdiklerini dile getiren Bektaş, ENKS’nin daha önce üzerinde uzlaştıkları konuları bile yeniden tartışmaya açarak görüşmeleri tıkamaya çalıştığını ekledi.   Bektaş, ENKS’nin özsavunma güçlerinin lağvedilmesi, okullardaki anadilde eğitimin durması ve Toplumsal Sözleşme’nin değiştirilmesini yeniden gündeme getirdiğini belirterek, şunları söyledi: “Bu konularda anlaşalım sonra devam ederiz diyorlar. Ancak bu konularda zaten anlaşmıştık. Toplumsal Sözleşme için anlaşma sağlandığı zaman eğer ihtiyaç duyulursa gerekli değişiklikler yapılır demiştik. Şimdi diyorlar ki ‘Toplumsal Sözleşmeyi değiştirelim’. Kürtlerin tek başına sözleşmeyi değiştirme durumu yok ki. Bütün halklar bunu birlikte inşa etti."   Şimdi gidip diğer halklara ihtiyaçlarımız doğrultusunda bazı noktaları değiştirelim diyemeyeceklerini söyleyen Bektaş, ENKS'nin tutumuna dair "Sürekli özür dilememiz gerektiğini söylüyorlar. Böyle küçük şeylerle oyalıyorlar. Mesela savaşın başladığı ilk zamanlarda kaybolan bazı kişileri soruyorlar. O zaman Özerk Yönetim de yoktu, rejim buradaydı, DAİŞ buradaydı. Bir yıl önce QSD tarafından kurulan komisyon kayıpları araştırıyor. Halen de bu kişiler nerede diye soruyorlar. Bugüne kadar bizim de yüzlerce insanımız kayıp. Devrimin ilk yıllarıydı, her şey karman çormandı. Böyle küçük şeyleri bahane ediyorlar” diye konuştu.    'DEVRİMİ NİYE YAPTIK?’   Bektaş, ENKS’nin öne sürdüğü bir diğer şartın ise Kürtçe anadilde eğitimin verildiği mevcut sistemin sonlandırılarak rejim dönemindeki eğitim sistemine dönülmesi olduğunu aktardı. ENKS'lilerinin kendilerine 'Özerk Yönetim resmiyete kavuşursa Kürtçe eğitim verilebilir' dediğini ifade eden Bektaş, "Devrimin başından bu yana binlerce okul, onlarca üniversite kuruldu. On yıl sonra geriye dönüp çocuklara rejimin verdiği dersleri mi vereceğiz. Biz devrimi niye yaptık o zaman? Bu nedenle halk da çok tepkili. Bu talepleri de kabul edilecek gibi değil. Binlerce öğrenci kendi dillerinde kültürlerini, tarihlerini okuyorlar. Şimdi ne tarihimizin, ne dilimizin, ne kültürümüzün yer almadığı bir eğitime mi döneceğiz. Biz devrimi bunlar için yaptık. Çocuklar da bu bilinçle eğitim görüyorlar. Bunu biz de kabul etmeyiz, toplum da kabul etmez. Bunlar devrimin kazanımlarıdır” dedi.   KÜRTLER VE ARAPLAR AYRIŞTIRILIYOR   Bektaş, ENKS’nin yine Kürtlerin yaşadığı bölgelerde yönetimin Kürtlerden oluşması ve tüm yetkilerin Kürtlere verilmesinin yanı sıra diğer bölgelerin önemsenmemesi gerektiği yönündeki taleplerinin de zorlayıcı olduğunu belirtti. Bektaş, bu konuda şunları ifade etti: “Bu bölgeler tamamen Kürt değil. Kürt, Arap, Süryani ve diğer halklarla ortak bir yönetim kurduk. Şimdi Kürt bölgelerini Kürtler yönetsin diyemeyiz. Bunu yaparsak özerk yönetim projesine ters düşeriz. Eğer özerk yönetim tüm dünyada bu kadar olumlu karşılanıyorsa tüm halkların, inançların, farklılıkların eşit bir şekilde kendilerini temsil ve ifade etme projesinden kaynaklanıyor. Bu yönetim, demokrasi kriterleri üzerine kuruldu. Bu nedenle Kürt bölgelerinde Kürt yönetimi olması projemize ters. Biz bu konularda anlaştık. Hali hazırda bir yönetim var, nasıl daha da güçlendirebiliriz, nasıl kalıcılaştırabiliriz bunu düşünmemiz gerekiyor.”    ‘HALKIN DA İNANCI KALMADI’   Tartışmaların yüzde 90’ını aştıklarını, askeri anlaşmaların ise Duhok Anlaşması kapmasında QSD ile yapılacak görüşmelerle belirleneceğini dile getiren Bektaş, daha önce tartışılan konuları yeniden gündeme getirip oyalanmasalardı şimdiye kadar bir sonuca ulaşmış olacaklarını vurguladı. Bektaş, “neden bir yıldır anlaşma sağlanamadı diye” sorgulayan  halkın da artık sürece inancının kalmadığını belirtti.   'TARİHİ BİR FIRSAT VAR’   Her şeye rağmen masaya dönmek için hazır olduklarını ifade eden Bektaş, “Kürtlerin birliğinin Suriye’nin sorunlarının çözümünün anahtarı” olduğunu söyledi. Toplantılarda tek ses olarak temsil edilmenin önemli olduğuna belirten Bektaş, hem Kürtlerin hem Arapların hem de Süryanilerin parçalılığının sorunu derinleştirdiğini dile getirdi. Birliğin önemine işaret ederek Kürtlerin önünde tarihi bir fırsat olduğunun altını çizen  Bektaş, “Kürtler demokratik özerklik projesinin sahibidirler. Dünya bu projeden ilham alıyor. Bu nedenle biz de ulusal birliğin öneminin bilinciyle hareket ediyoruz. Gücümüz birliğimizdedir” dedi.   ENKS’YE ÇAĞRI YAPTI   Önümüzdeki aylarda görüşmelerin yeniden başlamasını beklediklerini de paylaşan Bektaş, ENKS’ye şu çağrıda bulundu: “Biz hazırız. ENKS’ye de çağrımız onların da bu sorumlulukla meseleye yaklaşmalıdır. Bu meselenin çözümünü herkes istiyor. Hem Kürtler için hem Suriye’nin geleceği için hem Kürdistan’ın dört parçası için önemlidir. Biz bu sorumlulukla yaklaşıyoruz.”    TÜRKİYE STATÜYE ENGEL   Özerk Yönetimin statüsünün tanınması için uluslararası alanda yürütülen diplomasi faaliyetleri hakkında da bilgi veren Bektaş, hem Suriye’nin sorunlarının çözümüne ilişkin toplantılarda hem de statünün tanınmasının önündeki en büyük engelin Türkiye olduğunu söyledi.   Türkiye’nin ilişkilerini kullanarak söz konusu devletlerin kararlarını ve Özerk Yönetimin toplantılarda yer almasını engellediğini dile getiren Bektaş, “Biliyoruz ki Özerk Yönetimin şimdiye kadar tanımamasının en önemli nedeni Türkiye’nin çabalarıdır. Gerçekleşen tüm toplantılarda Türkiye yer alıyor. Bütün gücüyle bunu önlemeye çalışıyor. Birçok devletle çıkar ilişkileri var. Bir şey yapmaya kalktıkları zaman Türkiye’yi ikna etmeleri gerekiyor. Kürtlerin toplantılara katılmalarını engelliyor, sürekli hedef gösteriyor” dedi.   DİPLOMASİ İLE FİKİRLER DEĞİŞTİ   Bektaş, buna rağmen gelişen direniş ve oluşturulan demokratik sistemin dünyanın her tarafından gıpta ile izlendiğini ifade etti.   Başta Avrupa devletleri olmak üzere pek çok devletin sürekli temsilciler göndererek hem ilişki kurduğunu hem de gözlemlerde bulunduğunu kaydeden Bektaş, diplomatik görüşmelerin de etkisiyle pek çok devletinin yaklaşım ve görüşünün değiştiğini, bunların da bir kazanım olduğunu belirterek, tüm güçleriyle devrimin kazanımlarını kalıcı hale getirmeye çalıştıklarının altını çizdi.   MA / İdris Sayılğan