Furkan Vakfı üyelerine 3 milyon TL para cezası 2021-05-14 09:18:25   ADANA - Furkan Vakfı kurucularından Alparslan Kuytul’un iktidarı eleştirmesinden sonra vakıf üyelerine son iki yılda onlarca dava açıldı, yüzlerce idari işlem yapıldı ve toplam 3 milyon 18 bin 547 TL para cezası kesildi.    İktidara muhalif olan Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'na yönelik baskılar gün geçtikçe artıyor. Son olarak camilerde itikaf yapmak isteyen aralarında Furkan Vakfı kurucusu Alparslan Kuytul ile birlikte 30'u çocuk bine yakın kişi gözaltına alındı. Gözaltı ve soruşturmalarının yanı sıra vakfın üye ile gönüllülerine de sistematik bir şekilde idari para cezaları kesiliyor.   PANDEMİ BAHANESİ    İktidar, 30 Ocak 2018'de düğmeye basarak, Furkan Vakfı hakkında başlatılan "suç örgütü" soruşturması kapsamında vakfın genel merkezi ve yöneticilerinin Adana, Elazığ ve Antep merkezli evlerine yapılan baskınlarda aralarında Kuytul ve 44 Furkan gönüllüsü gözaltına alınırken; Kuytul’un da aralarında bulunduğu 5 kişi tutuklandı. Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'na Adana Asliye Hukuk Mahkemesi'nce Şubat 2018’de kayyım atandı. Bu soruşturma kapsamında Kuytul ve vakıf üyelerine onlarca farklı dava açılırken, yargılanmaları devam ediyor. Vakıf üye ve gönüllülerine 2018'den bu yana yaptıkları eylem ve etkinliklerden dolayı binlerce kişiye 90'a yakın “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanununa muhalefet etmek” suçlamasıyla dava açıldı. Furkan üyelerine de 972 farklı idari işlem yapıldı. “Pandemi kurallarına uymamak” ve “Kabahatler Kanunu'na muhalefet etmek” suçlamasıyla toplam 3 milyon 18 bin 547 TL idari para cezası kesildi. Para cezalarına yapılan itirazlar sonucu 1 milyon 185 bin 265 TL ceza ise iptal edildi.    BİAT EDİLMEDİĞİ İÇİN...   Furkan Vakfı'nın avukatlarından Bilal İpek, vakfa yönelik baskı ve cezaları değerlendirdi. Kuytul ve vakıf üyelerine 30 Ocak 2018'e kadar haklarında herhangi bir ciddi soruşturma ve kovuşturmanın açılmadığını belirterek, “Operasyon öncesinde de iktidara karşı eleştirilerde bulunan Alpaslan Hoca’nın eleştirileri sosyal medyada ve kitleler üzerinde büyük yankı uyandırınca Alparslan Hoca'nın yaptığı eleştiriler bahane edilerek, 30 Ocak 2018'de gözaltına alınmıştır. Tüm bu baskı ve susturma çabalarının sebebi, Alparslan Hoca ve Furkan gönüllülerinin iktidar ile kendini devlet gören din düşmanlarına biat etmemeleri sebebiyledir” dedi.   HER ETKİNLİKTE CEZA   Etkinlik ve eylemden sonra adli ve idari soruşturma açıldığını söyleyen avukat İpek, açılan davaların 55'inin beraatla sonuçlandığını paylaştı. İpek, vakıfın 2018'den bu yana yaptıkları eylem ve etkinliklerden dolayı binlerce kişiye 90'a yakın 2911 sayılı kanundan dava açıldığını, 972 farklı idari işlem yapıldığını, bu işlemlerin çoğunluğunun “pandemi kurallarına uymamak” ve "Kabahatler Kanunu'na muhalefet etmek" suçlamasıyla yapıldığını söyledi. İpek, toplam 3 milyon 18 bin 547 TL idari para cezası kesildiğini, yapılan itirazlarla 1 milyon 185 bin 265 TL cezanın iptal edildiğini kaydetti.    “Hiçbir fikir şimdiye kadar ekonomik baskılarla bitirilememiştir” diyen avukat Bilal İpek, şöyle devam etti: “Furkan gönüllüleri de sadece ekonomik kaygılarla fikirlerinden dönecek insanlar değildir. Bazı gönüllülere pandemiden 4’er defa 3 bin 150'şer TL idari yaptırım uygulanmış ancak yine aynı gönüllüler mücadelelerine devam etmekteler. Halen para cezaları da kesilmeye devam edilmektedir. Pandemi bahanesiyle verilen cezalar hukuksuzca kesilmektedir. Normalde şu süreçte yaptığımız itirazlar üzerine gönüllülere kesilen cezalar iptal olmaktaydı. Ancak son zamanlarda yaptığımız itirazlar cezaların hukuksuz olmasına rağmen Sulh Ceza Hakimliğince iptal edilmemektedir.”   MUHALEFETİ SUSTURMA   Hukukun muhalifleri susturma ve cezalandırma aracı olarak kullanıldığını vurgulayan İpek, “Ülkemizde fikir özgürlüğünün korunması, insanların fikirlerini özgürce söyleyebilmeleri herkesin hayrınadır. Ancak artık insanları bir tweet atarken bile acaba ne olur diye düşünüyor. Baskı ve korku ortamı insanları büyük oranda rahatsız ediyor. Hukukçu ve vicdan sahibi bir vatandaş olarak; ülkemizde adaletin ve hukukun üstün olduğunu, yargının bütün etki ve yönlendirmelerden uzak ve bağımsız olduğunu, fikir hürriyetinin korunduğunu görmek istiyoruz” şeklinde konuştu.   MA / Hamdullah Kesen