Mikail Kırbayır: Zamanaşımı kararını tanımıyoruz 2021-05-25 22:14:15   İSTANBUL – Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası kapsamında gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın zaman aşımından dolayı kapatılan dosyasının tartışıldığı panelde konuşan Mikail Kırbayır, “Bu kararı saymıyoruz. Vicdanımızda bitirmeyeceğiz” dedi. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası kapsamında gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın zaman aşımından dolayı kapatılan dosyasını çevrimiçi düzenlediği panelde tartıştı. Moderatörlüğünü gazeteci Banu Güven’in yaptığı panelde Cemil Kırbayır’ın akıbetinin araştırılması komisyonu başkanı Zafer Üskül, Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır ve Kırbayır ailesinin avukatı ve İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan konuşmacı olarak katıldı. İlk olarak konuşan Banu Güven, Berfo Kırbayır ile tanıştığını söyleyerek, “Onun mücadelesi ve direncine tanıklık ettim. Maalesef oğluna kavuşamadan kendisini kaybettik” dedi.Daha sonra konuşan Mikail Kırbayır, “41 yıldır, adını aldanarak davacı olarak sandalyesine oturduğum adalete içimdeki sesin isyanım var” diyerek sözlerine başladı. Kardeşi Kırbayır’ın evden alındığı günü unutmadığının belirten ağabey Kırbayır, “O günden sonra hep o gün için yaşadım” dedi. YAŞADIĞIMIZ VAHŞETTİR Kardeşinin kaçtığı bilgisinin kendileri ile paylaşıldığını anımsatan Kırbayır, “Kaçtı denen yer kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdi. Buradan firar etmesi imkansızdı. Sorgucular tarafından katledilmiştir. Öldürüldüğüne kanaat getirdi. zaman kaybetmeden bunun için çalışmalara başladım. Çalışmalar yaptığım için benim orada yaşamamı engellediler. Benden sonra babam çok yere başvurdu. Hiçbir işlem yapılmadı” diye belirtti. 41 yıldır başvurmadıkları mercinin kalmadığına değinen Kırbayır, “En son Cumartesi Anneleri ile İstanbul’dan parlamentoya gittik. Bu mücadelenin sonucunda mecliste oluşturulan komisyondan bir rapor çıktı. 41 yıl içerisinde yaşadığımız vahşettir” dedi. ‘BİTİRMEYECEĞİZ’ 41 yıldır çeşitli iktidarların var olduğunu dile getiren Kırbayır, “Mevcut hükümet 19 yıldır yönetiyor. Bunlar darbecilere karşı olduklarını söylüyorlar. Darbecilere karşıysanız her şeyin ortada olduğu bunu nasıl zaman aşımına uğratıyorsunuz. O zaman siz darbe karşıtı değilsiniz.  Yaşamı gibi davasını da mahkemeye çıkarmadan savcılar marifeti ile 40 yıl neden beklettiniz” ifadelerini kullandı. “Bir insanın devletin zimmetinde iken kaybolması insanlık suçu değil midir?” diyen ağabey Kırbayır, “İnsanlık suçu dediğimizde ne anlayacağız? Şimdi de 12 Eylül zihniyeti devam ediyor. Bu nedenle bu kararı saymıyoruz. Vicdanımızda bitirmeyeceğiz” dedi. KAÇMA İMKANSIZ Komisyon çalışmalarını anlatan ise Zafer Üskül, sıkı bir çalışma yapıldığının altını çizdi. Komisyon adına yapılan çalışmalara değinen Üskül, yapılan çalışmalar neticesinde görevlileri tespit ettiklerini hatırlattı. Kırbayır’ın kaçtığı denen yeri ziyaret ettiklerini anımsatan Üskül, “Gittiğimizde gördük ki kaçacak bir yerleri yoktu. İşkence gören birinin kaçması ise imkansızdı. Tanık olanların ise duvara atılan bir şeyin sesini duyduk dediler. O zaman hayatını kaybetme yaşanmış” diye belirtti. SAVCILARA SORDUNUZ MU? Kars’ta görev yapmakta olan savcının olayla ilgilendiğini belirten Üskül, çalışma yürüten savcının yerinin daha sonradan değiştirildiğini belirtti.  Üskül, kendisinden sonra gelen komisyon başkanı tarafından araştırma raporlarının takibinin yapılmadığını dile getirdi.Dosyaya zaman aşımının getirilmek istendiğini söyleyen Üskül, Adalet Bakanına,“ Zaman aşımı doldu diyorsunuz. Zaman aşımına sebep olan savcıların ne yaptığını sordunuz mu?" sorusunu yöneltti.  'BU BİR TRAVMA' Son olarak söz alan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, savcılığın 2002 yılında zaman aşımı kararı verdiğinin fakat aileye tebligatının 2014’te tebliğ edildiğinin altını çizerek, “Bizim açımızdan savcılık bakımından ciddi bakımdan ağır hizmet kusuru var. Aile itiraz hakkını kullanıyor. Zaman aşımı hesapı yapılacaksa aradaki yılları saymamak gerek. Böyle baktığımızda zaman aşımına uğramamıştır” diye belirtti. Gözaltında kaybetme suçunun Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) hala tanımlanmadığının altını çizen Türkdoğan, “Fakat şuan mevcut TCK’da uygulanacak kanun hükümleri var. Çok sayıda Kırbayır gibi insan var. Ama bizim tespit ettiğimiz 1388 kişi var. Hala birkaç yüzünün akıbetini bilmiyoruz. Aslında bu bizim için bir travma” dedi. ‘ZİHNİYETİN DEĞİŞMESİ GEREK’ Konjektürel bir yargı anlayışının var olduğunu ifade eden Türkdoğan, “Barış süreci varken her şey iyi, sonrasında her şey eskiye döndü” dedi. Devlet yetkililerin suça karıştığında yargının cezasızlık kalkanı ürettiğini vurgulayan Türkdoğan, “Bu kalkanı AİHM’e giderek aşabiliyoruz. Bu zaman alıyor. Gerçekten Türkiye yargısı bu kalkanı ortadan kaldıracak her türlü hukuksal araca sahip ama zihniyetin değişmesi gerek” diye konuştu.