Hayvanların yaşam alanları daralıyor 2021-05-29 09:08:04 İSTANBUL - HAKİM Koordinatörü Fatma Biltekin, orman kesimleri, savaşlar, endüstri ve sermayedarların çıkarları üzerine kurulu politikaların hayvanların yaşam alanlarını daralttığında dikkati çekerek, "Ezilenle dayanışarak dünyayı kurtarabiliriz" dedi.  Kapitalist sistemin yarattığı ekolojik tahribat ve buna bağlı olarak ortaya çıkan küresel ısınma hayvanların yaşamlarını da olumsuz etkiliyor. Ormanların yok edilmesi, savaşlar, avlanma, hava ve su kirliliği gibi nedenlerden kaynaklı hayvanların yaşam alanları her geçen gün biraz daha daralıyor. Bu durum bazı hayvan türlerinin neslinin tükenmesine neden olurken, diğer hayvanların yaşam koşullarını da zorlaştırıyor. Bunun yanı sıra hayvanlara yönelik şiddet de hız kesmeden devam ediyor.    Hayvan Hakları İzleme Komitesi’nin (HAKİM) 2020 raporuna göre, sadece bir yılda 1 milyar 211 milyon 375 bin 950 hayvanın yaşam hakkı gasp edildi, 14 milyar 422 milyon 536 bin hayvan ise işkenceye maruz bırakıldı.   HAKİM Koordinatörü Fatma Biltekin, hayvanların yaşam alanlarına yönelik saldırılar ve hak ihallerini değerlendirdi.     YAŞAM ALANLARI DARALIYOR   Hayvanların yaşam alanlarının her geçen gün biraz daha yok edildiğine dikkati çeken Biltekin, bu nedenle birçok hayvan neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti. Yaşam alanları daralan hayvanların insanların yaşam alanlarına dahil olduklarını kaydeden Biltekin, bu durumun da pek çok hastalığa neden olan organizma ve maddelerin yayılma riskini arttırdığını söyledi. Koronavirüs salgını gibi virüslerin başlıca nedeninin hayvanların kullanım şeklinden kaynaklandığını dile getiren Biltekin,  hayvanların "sömürülebilecek kaynaklar" olarak görüldüğüne işaret etti. Biltekin, kuş gribi, domuz gribi, deli dana hastalığı gibi pek çok salgın hastalığın insanların hayvanlarla kurduğu olumsuz ilişkiden kaynaklandığına vurgu yaptı.     ENDÜSTRİ TEHLİKESİ     Biltekin, hayvan endüstrisinde kullanılan antibiyotiklerin de çok ciddi sorunlar doğurduğu ve milyonlarca insanın ölümüne yol açabileceği uyarısında bulundu. “Antibiyotikler dirençli bakterileri geliştiriyor" diyen Biltekin, şunları söyledi: "Hayvanlar korkunç koşullarda tutuluyorlar ve oralarda inanılmaz enfeksiyon ve viral hastalık var. 2050 yılına kadar her sene 10 milyon insan bu ilaçlı dirençli bakteriler yüzünden ölebilir. Bunun sebebi de hayvan endüstrisidir. Vahşi hayvan ticareti de inanılmaz bir sektör ve bu sektör de hastalıkların yayılmasına sebep oluyor. Bu durum binlerce ölüme sebebiyet verecek. Korunmak için yapabileceğimiz şey ormansızlaştırmayı durdurmak, alışkanlıklarımızı değiştirmek ve vahşi hayvan ticaretine son vermek” şeklinde konuştu.    SAVAŞIN ZARARI    Biltekin, savaş politikalarının da hayvanlara zarar verdiğine dikkati çekti. Binlerce hayvanın savaşlarda öldürüldüğüne değinen Biltekin, 34 kişinin katledildiği Roboski Katliamı'nda aynı zamanda hayvanların da katledildiğini anımsattı. Biltekin, “O zaman suç duyurusunda bulunmuştuk ve o davada bir sonuç çıkmadı, üstü kapatıldı. Bu durumda bizler vicdani reddimizi açıkladık. Hayvanlara yaşatılan bütün şiddetin dışına çıkmak ve bunların parçası olmamak için yapabileceğimiz birçok şey var. Bunlardan bir tanesi de vicdani reddi açıklamak. Askere gittiğinizde size kimi öldüreceğinizi söyleyen bir komutan oluyor. Size kışladaki bir köpeği veya bir insanı da öldürtebilir. Bu düşüncenin değişmesi gerekiyor. Çünkü çok militarist bir ülkede yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.    KİMSENİN ASKERİ OLMADAN...   Hayvanların en çok iktidarın sermayedarlar ile birlikte yürüttüğü politikalardan zarar gördüğüne dikkati çeken Biltekin, bu durumun devam etmesinin yaşamı bir bütünen tehlikeye soktuğunun altını çizdi. Biltekin, iktidarın rant sahiplerini korumak için hayvan hakları yasasını çıkarmamakta ısrar ettiğine işaret ederek, “İktidar ve devlet devamlı ezenin yanında olduğu için ezilen ile birlikte mücadele etmek bize düşüyor. Verdiğimiz mücadele zamanla birikip kocaman bir olaya sebep olacak. Birbirimizle dayanışmamız dünyayı kurtaran bir duruma evrilecek. O yüzden durmak yok. Yola umutla, dirençle, kimsenin askeri olmadan devam edeceğiz" diye konuştu.