Kobanê Davası avukatı İlkiz: Araştırmadığınızı bize soruyorsunuz 2021-06-15 13:34:00 ANKARA - Kobanê Davası’nda konuşan HDP eski MYK üyesi Can Memiş'in avukatı Fikret İlkiz, “Siz bu iddianameyi mahkeme olarak kabul ettiniz. Ama biz neyle suçlandığımızı bilmiyoruz. Bu ANF iddianamesidir” dedi.  DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı Türkiye genelinde yapılan eylemler gerekçesiyle Halkların Demokratik Partili (HDP) siyasetçilerin yargılamasının 3’üncü duruşmasının 2’nci oturumu siyasetçilerin savunmalarıyla devam ediyor. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin Sincan Cezaevi Kampüsü’nde yaptığı duruşmada HDP eski Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Can Memiş savunma yaptı.    OBJEKTİF DEĞİL   İddianameye ilişkin konuşan Memiş, “İddianamede, aleyhe değerlendirileceği hiçbir delil bulunmamakta. Sanık lehine değerlendirilmesi gereken bir iddianame karşı karşıyayız.  Soruşturma makamının iyi niyetini göremiyorum. Bu noktada yalnızca bir iyi niyet tartışması değil, bir iddianamenin nasıl olması gerektiği hukuk maddeleri önümüze koyuyor. Bir iddianamede yalnızca aleyhte değil lehte de dikkate alınacak hususların yer alması gerekiyor. Objektif olma gibi sorumluluğu olan bir makam tarafından hazırlandı iddianame. Ama bu makam objektif davranmamıştır” dedi.    'NEDEN BU KADAR BEKLEDİLER?'   Soruşturmanın 2014’te açıldığını hatırlatan Memiş, şöyle devam etti: “Bu anlamda ifadeler 2015 yılında alınmaya başlanıyor. Ben ise ifadeye 2017’de çağrıldım ve herhangi bir kısıtlamaya kalmadan hayatıma devam ediyorum. Sonra Demirtaş ve Yüksekdağ’ın bu dosya kapsamında tutuklandığını öğreniyoruz. Buna rağmen herhangi bir kaygı ve şüpheye geçemeden hayatıma devam ettim. Bir gizli ve açık tanık beyanları var iddianamede. Gizli tanık Mahir kod adlı bir gizli tanığın 2019'da verdiği bir beyan ve açık bir tanığın verdiği ifadeler. Bu soruşturmada Murat Karayılan’la eş pozisyon da tutularak, 37 kere ağırlaştırılmış müebbet sorumlu olma sıfatıyla yargılanıyorum. 9 buçuk ay sonra ne oluyor ki bu gözaltılar başlıyor? Savcılığın gözaltıları bu ayda başlamasının sebebi nedir? Mesele kamu düzeni ise anında güvenlik alınır. Dolayısıyla bu kadar ağır suçlamaları olan bir insan 9 buçuk ay dışarıda bırakılmaz.  Bu 9 buçuk aylık sürenin kendisi bize iddianamenin temelden sarsıldığını gösteriyor. İddianamede ev aramaları neticesinde alınan kitaplar, mailler var. Bizim evimize geldiklerinde savcının önünde sadece iki tanık beyanları var. O beyanlara rağmen neden 9 buçuk ay bekledi. Gözaltı alma meselesi hiçbir ek delil bulunmadan 9 buçuk ay ertelenmiş. Gözaltına alınmadan 4 gün önce bakanların katıldığı bir etkinliğe katılıyorum ama 4 gün sonra gözaltına alınmama sebep olan iddianamede suçlandığım konulara bak. O zaman neden bu kadar ay beklediler.”   Kobanê eylemlerinde HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer’in dükkanın zarar gördüğünü ve şikayetçi olduğunu vurgulayan Memiş, “İmam Taşçıer, 4 ay sonra HDP‘de milletvekili oldu. HDP sorumluysa olaylardan zarar görmüş biri neden HDP’de milletvekili olsun” dedi.    ‘MUHALİFLER TERÖRİST İLAN EDİLİYOR’   İddianamenin 18 Ocak’ta eline ulaştığını ifade eden Memiş, şahsıyla ilgili bir ifade olmadığını belirtti. Kendisine ait olduğu ileri sürülen ve 2014 Ekim ayında gelen mailden haberi olmadığını kaydeden Memiş, “Buna ilişkin AYM’nin delilere ilişkin verdiği bir karar var. Kişi üzerine atılan suçun ya da delilin kişiyle illiyet bağı kurulmadan suçlu olarak görülmez. 1889 Roko yasaları bizim açımızdan kaynaklık ettiğimiz yasalar. Bu anlamada terörle mücadele kanunu madde birde aynen bu maddeyi benimser. Sonuç itibariyle ‘şiddet cebir’ yönetimini esas unsur sayar. Bunun akabinde muhalif partilerde yer alanlar terörist ilan edilmiştir. Herkesin terörist ilan edildiği rejimlerde sözde meşrutiyet ilan ediliyor” diye ekledi.    ‘İDDİALAR TEMELSİZ’   İddianamede birtakım eylemler sıralandığını vurgulayan Memiş, şöyle konuştu: “Eskişehir’de Emek ve Demokrasi güçleri oturma eylemi yapmış ve savcı bunu delil olarak iddianameye koymuş. İddia eylemleri ne gibi suç teşkil eden unsuru vardır. Buradaki insanlar olarak 6 yıl önceki bir suçlamaya ilişkin illiyet bağı kurulması bahanesiyle evlerimizden alındık ve bize yöneltilen suçlar en ağır suçlamalar. Her birimimizin sabit hayatlarının olması da bu iddiaların temelsiz olduğunu da gösteriyor.”    AİHM KARARI HATIRLATMASI   Demirtaş’a ilişkin AİHM kararını da hatırlatan Memiş, “Cezaevinde olmak kolay değil. Pek çok mağduriyete yol açtı. Öğrenci olduğuma dair belgemi de sunayım. Belirttiğim hususlardan kaynaklı olarak bir illiyet bağı söz konusu olamayacağı için, bir siyasi partinin çalışmalarında yer almanın bu ağır suçlamaların sebebi olamayacağını AİHM ve AYM tarafından güvence altına alınan haklar bağlamında beraatımı talep ediyorum” diyerek, savunmasını sonlandırdı.    İDDİANAMEYE KARŞI SORGU YAPTINIZ   Memiş’in avukatı Fikret İlkiz, şunları söyledi: “Sorgu yaptınız mahkeme heyeti bir savunma almadınız. Ceza mahkemesinde iddianameye ilişkin sorgu yapılır. İddianamenin kabul kararından sonra sanık sorgusuna başlanır. Sanık sorgusu ile bu koşullarda daha sonra taleplerimizden kaynaklı ‘ne diyorsunuz?’ diyemezsiniz. Sanık sorgusu bittikten sonra savunma makamına söz verirsiniz.  Yapılan işlem savunma değil iddianameye ilişkin sorgulamadır. Başka bir deyişle 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi olarak bu davayı yönetirken her sanık sorgusundan sonra, yeni sorguya başlanmadan önce usule ilişkin pek çok itiraz ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Çünkü CMK hükümlerine göre yapılması gerekenlerin dışında başka bir talebimiz yok. Memiş’in sorgusu yapıldı. Bu iddianameye karşı soru sordunuz. MYK dışında başkaca bir göreviniz var mı diye sordunuz. Halbuki siz mahkeme heyeti olarak bu dosyayı çok iyi bildiğinizi yazdınız. Bunu bir eleştiri olarak değil. Açıkça her kararınıza böyle yazmanı hem de açıkça yanlışlıkla bile olsa bu soruyu soramazsınız. Ama sordunuz.”    ANF İDDİANAMESİDİR   Müvekkili hakkında tahliye talebinde bulunduklarını vurgulayan İlkiz, “Ama siz bu iddianameye önümüze getirdiniz. Bu iddianame değildir. Bu iddianamenin herhangi bir dili olmadığı kanaatindeyim. Siz bu iddianameyi mahkeme olarak kabul ettiniz. Ama biz neyle suçlandığımızı bilmiyoruz.  Bu ANF iddianamesidir. Eğer öyleyse ve 3 bin 530 sayfa içinde bize ne anlatıyorsunuz. Ya da tahliye taleplerinin reddine ilişkin kararınızı yazarken gerekçeli bir iddianame kararını kaleme aldığınız mı sanıyorsunuz. İddianamenin dili yoksa ve sanıklar neyle suçlandıklarını bilmiyorsa bu hukukta açıkça adil yargılama hakkına aykırıdır” ifadelerinde bulundu.    ‘BİZİ NEYLE SUÇLADIĞINIZI BİLMEK ZORUNDAYIZ   Kişi temel hak ve özgürlerini korumaktan kaynaklanan temel yükümlülükleri yerine getiren bir iddianame olmadığının altını çizen İlkiz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tam aksine hemen yetişmesi gerektiğine siyaseten inandıkları için böyle bir iddianame geldi. İddianamenin 356 sayfası sürekli bir haberin aktarılması, bir haberin yorumu ve bir cümle ile ‘o halde şöyle olmaktadır’ ile geçiyor. Bu sayfaları atlattıktan sonra sonuç olarak her kişi ile ilgili sanki varmış gibi bir illiyet bağı gerçekleştiriliyormuş gibi savcı bu iddianameyle bizim karşımıza çıktı. Bu nedenle bu iddianameyi anlamak için bizi neyle suçladığınız mutlaka bilmeliyiz. Heyetiniz biliyor, bildiğini de kararına yazıyor. Hassasiyetinizden kendi mahkeme kararında bahsediyorsunuz. Ama 170’inci maddeye aykırı bir iddianamedir.    PARALEL SORULAR   Bağırmamız, çağırmamız size göre ya da bir an önce ifade ettiğiniz gibi ‘biz o tarafı dinlemiyoruz’ diyerek benim müvekkilimi bu kargaşa içinde sorgulamaya zorladınız. Sonuç olarak savunmanın usule ilişkin olan talepleri dinleyecektiniz ama sonra savunma dediniz. Biz her aşamada savunma olarak varız ve bunları heyetinize aktarırız dosyada bulunan hakikatlerin ortaya çıkması için. Bizim anlamadığımız sorular sordunuz dünkü celsede. İddia makamı sorularıyla paralel sorulardı. Birbirlerini tamamlayan sorulardı. Sormuş olduğunuz soruların diğer sanıklarla da soracağınız anlaşılmaktadır.    DÜŞÜNCELERİNİ SORAMAZSINIZ   Her soruyu sorabilirsiniz, soruyorsunuz ve sordunuz. Bu sorularınızın içerisinde özellikle diyorsunuz ki; ‘sizin istediğiniz rejim nedir bize bunu açıklar mısınız?’  İddianamede rejim nedeniyle suçlanmıyor. Bundan yapılacak olan savunmalarda aynı soruyu sormak gibi yöntemini kabul edersiniz bu çok eski bir anlayıştır. Bu iddianamenin anlayışıdır. Yine soruyorsunuz; ‘Attığınız tweetlere ne demek istediniz? İlk tweetin ölüm olabileceğini düşünüyor muydunuz?’ Başka bir deyişle düşüncesini soruyorsunuz? Düşündüklerini sormazsınız.  Zaten iddianame üzerinden düşündükleri yargılanıyor.  KCK’yi soruyorsunuz, savcı sizin sormuş olduğunuz soruları tekrar soruyor.  HDP üye olma tarihini soruyor. Siz araştırmadıysanız, bu soruyu soruyorsunuz savcı olarak görevini yapmamışsınız siz bulacaksınız. Bu iddianame burada bulunan herkesi kendisini suçsuz olarak kanıtlamak için açılan bir ceza davasıdır. Aynı şekilde bu suç bu anlamdaki suçlamaları çok gördünüz diyor iddia makamı başka suçtan ceza aldınız mı? Diyor ben mi araştıracağım ceza alıp almadığını, az önce de müvekkilim hakkında İstanbul’da devam eden davayı sordunuz.    YENİDEN YARGILAMA   Can Memiş hakkında açılan başka davaların olup olmadığını sordunuz. Can Memiş hakkında açılan iki ayrı dava var. Aynı sanık hakkında aynı eylemlerinden dolayı bir hukuk kurulmuş ya da herhangi bir ceza davası varsa ikinci açılan dava reddedilir. Yani bunun savcılık aşamasında reddedilmesi gerekiyordu. Bunun için soruyorum,10 yıl sonra yani sanığı aynı eylemlerinden dolayı yeniden mi yargılayacaksınız? Daha önce soruşturması, kovuşturması yapılmış aynı fiillerden dolayı yeniden soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulması hukuka, sözleşmelere aykırıdır.     KANUNA AYKIRI    Bu koşullar altında biraz daha bekleyip 3’üncü bir ceza davasında da yargılanmayı mı bekleyelim yoksa bunun daha soruşturma aşamasında reddi gerekirken şimdi reddedilmesi gerektiğini söyleyelim mi? Biz bunu ne zaman istersek söyleriz. Bizim görüşümüz alınmadan kabul edilmiş bir iddianame üzerinden insanları sorgulamak geçmiş zihniyetlerin sorgulama biçimidir. Tahliye konusunda da talebimi ifade ediyorum. Diyorsunuz ki, ‘324 klasör, 2 bin 676 müşteki 37 maktul var bu dosya büyük bir dosya ve biz titizlikle incelendi’ dediniz. Tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamı ile ilgili verdiğiniz kararda bunları söylediniz. Ancak biz de inceliyoruz, bu dosya savunma tarafından incelenmeden asal bir hukuk kurulmamalıdır bu adil yargılama hakkının gereğidir. 23’ncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafında sürekli ‘ret’ ile sonuçlanan ve itirazların asla değerlendirmeden verilen kararlara kanuna aykırıdır.   SABAH ÇIKTILARI DOSYADA    İddia makamının Ayhan Bilgen’in sorgusu sırasında Sabah Gazetesi’nden aldığı çıktıları dosyaya sonradan eklediğini dile getiren İkiz, “Biz bu belgeleri göremedik, incelemedik. Ama bunlar şu an dava dosyasında. Kaçma şüphesinde bahsetmemin bir gereği yok. Sözleşmenin 5’nci maddesinde yer alan kişi özgürlüğünden bahsetmeme de gerek yok. Müvekkilim Memiş’in tahliye edilmesini talep ediyorum.”    Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi.