Boğaziçi direnişine katılan öğrencilerinin davası ertelendi 2021-06-28 14:26:35   İSTANBUL - Kayım Rektör Melih Bulu’ya karşı düzenlenen eylemlere katıldıkları için haklarında dava açılan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin duruşması ertelendi.   Kayım Rektör Melih Bulu’ya karşı Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin düzenlediği açıklamalara katılan 12 kişi hakkında “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" ettikleri gerekçesiyle açılan davanın 2'nci duruşması Çağlayan'da bulunan İstanbul 24'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Öğrencilerin katıldığı duruşmada avukatlar hazır bulundu.    ‘DEMOKRATİK BİR HAKTIR’    Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada söz alan Boğaziçi üniversitesi öğrencisi Nazlıcan Doğan, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyledi. İddianamedeki suçlamalara işaret eden Doğan, “Ellerimizde bayrak olmamasına rağmen ellimizde bayrak var olduğu iddia ediliyor.  Ayrıca bulunmuş olsak dahi eylem demokratik bir haktır. LGBT+ ve gökkuşağı bayrağı terör ile ilişkilendirilemez. Kriminalize edilemez” dedi.    Aynı suçlamalarla yargılanan Eda Kalafat ise, üniversite içinde sırtında asılı LGBT bayrağı ile Güney kampüsünden Kuzey kampüsüne doğru gittiğini, bu esnada polisler tarafında durdurulduğunu gerekçe gösterilmeden zorla darp edilerek gözaltına alındığını paylaştı. Eyleme katılmadığını, slogan atmadığını söyleyen Kalafat, haksız yere yargılandığını kaydetti.    Emrullah Yıldırım ise 10 kişilik bir arkadaş grubu ile Güney Kampüsünden Kuzey kampüsüne doğru yürüdüğünü, sırtında LGTB bayrağı olduğunu ve bunun bir yürüyüş veya eylem ve etkinlik olmadığını dile getirdi. Ancak polisin uyarı yapmadan zorla gözaltı yaptığını ve yöneltilen suçlamları kabul etmediğini belirtti.    Mert Gökduman da, Güney Kampüsünden Kuzey Kampüsüne doğru yürüdüğünü, bunun bir gösteri ve yürüyüş olmadığını, slogan atmadığını ve suçlama konusu yapılan bayrağın kendisinin taşımadığını belirtti. Ancak kimlik kontrolü bahanesiyle polislerin gözaltı yaptığını dile getiren Gökduman, gözaltının usulsüz olduğunu ve suçlamalarında yersiz olduğunu ifade etti.    YASAK DEĞİL    İfadelerin ardından söz alan avukat Levent Pişkin, yapılan gözaltının usulsüz olduğunu belirterek, “Bunun dışında önleyici gözaltı mevzuatımıza göre mümkün değildir. Bunun için de 2 şart vardır. Birincisi başkalarının can güvenliğinin tehlikeye sokulması, ikinci ise polisin vazifesini yapmasına engel olunmasıdır . Halbuki müvekkillerimizin bu iki fiili işlemeleri söz konusu değildir. Bir an için böyle bir durum olduğunu farz etsek bile kolluk güçleri olaya müdahale eder. Önlemlerini alır ve suç yoksa şahısları serbest bırakır. Olayımızda ise müvekkillerim hukuka aykırı şekilde uzun süre hürriyetleri tahdit edilmiştir” diye belirtti.    ‘VAR OLUŞ YARGILANIYOR’   Ardından söz alan avukat İrem Yener, öğrencilerin bayrak taşıdıkları için yargılandıklarını, ancak bayrağın suç teşkil edecek yönünün olmadığını söyledi. Yener, sözlerini “Herhangi bir suç unsuru taşımayan bir bayrak ne zamandan beri gözaltı sebebidir. Bunu kabul etmiyoruz. Ortada bir suç yoktur. Aslında suç uydurma söz konusudur. Ayrımcılık yasağı ihlali söz konusudur. Hak arama özgürlüğü demokratik hukuk devletinin bir unsurudur. Aslında burada toplantı gösteri yürüyüşü kanununa muhalefet kılıfı ile varoluşun kendisi cezalandırılmak istenmektedir. Ben müvekkillerimin derhal beraatını talep ediyorum” diye sürdürdü.    “Baskılar bizi yıldıramaz” ve “Gözaltılar bizi yıldıramaz” sloganı atan öğrenci kalabalığı yakınında bulundukları için darp edilerek gözaltına alındıklarını ve yargılama konusu edildiğini söyleyen Boğaziçi öğrencilerinden Asu Yekta Yılmaz, Berker Şentürk, Enes Yılandiloğlu, Sertar Metin, Sertar Yetkin ve Yağmur Güneş de suçlamaları reddedip beraatlarını istedi.    13 EKİME ERTELENDİ    Öğrenci ve avukat savunmalarının ardından mahkeme başkanı iddia makamına bir diyeceğinin olup olmadığını sordu. İddia makamı, öğrencilerinin ifadelerinin tamamlandığını, kaçma şüphesinin bulunmadığını ve haklarında daha önce işleme konulan yurt dışı yasağı ve adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması yönünde görüş bildirdi.    Ardından kararını açıklayan mahkeme başkanı, yargılamayı gerektiren delillerin bulunduğu ve bu doğrultuda müdafilerin derhal beraat kararı verilmesi yönündeki taleplerinin reddine karar verdi. Ayrıca, öğrencilerin ifadelerinin büyük oranda alınmış olması, kaçma şüphesinin olmaması ve delillerin toplanmış olmasından kaynaklı daha önce verilmiş olan adli kontrol uygulamalarını kaldıran mahkeme başkanı, bir sonraki duruşmayı 13 Ekim’e erteledi.